5 örgütten emirnameye destek
SİYASETÇevre Platformu, Slow Food Salamis, İskele Yurttaş İnisiyatifi, Mağusa İnisiyatifi, Mağusa Kent ve Ekoloji Platformu ortak basın açıklaması yayınlayarak Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi Emirnamesi’ne destek belirtti.
Örgütler adına Hasan Sarpten’in yaptığı yazılı açıklamada emirnamelerin sağlıksız büyümeyi kontrol altına alarak sağlıklı planlama koşullarının oluşmasını amaçladığına işaret etti.
“Bu çerçevede bölge için bir imar planı hazırlanıncaya kadar geçici bir süre emirnamenin yürürlükte olması kaçınılmaz olmuştur” diyen Sarpten, açıklamasında şu değerlendirmelere yer verdi:
“Buna karşın, bu ülkenin dağını taşını sömürerek sözde ‘ekonomik kalkınma’ adı altında ülkemizi yaşanamaz bir hale getiren kimi çıkar grupları ve bazı rant çevreleri akıllara zarar bir şekilde kendi arzuları doğrultusunda biçim değiştiren emirnameye karşı çıkmaktadırlar. Üstelik bunu yaparken de halkla dalga geçercesine ‘doğayı korumak’ için emirnameye karşı çıktıklarını dile getirmektedirler. Vize aşamasında olan başvuruları bile hak sahibi yapan ve yalnızca 1 yıl süreyle yürürlükte kalacak olan emirnameye bile tahammül edemeyenler, doğayı ve geleceği düşünerek hareket ediyor olamaz.”
“EMİRNAMEYE KARŞI ÇIKMAK ASLINDA PLANLAMAYA KARŞI ÇIKMAK ANLAMINA GELİR”
10 Aralık’ta yürürlüğe giren emirnameye işaret eden ve bu noktadan sonra geriye dönüş olmadığını kaydeden Sarpten, “Emirnameye karşı çıkmak aslında planlamaya karşı çıkmak anlamına gelmektedir” dedi.
Sarpten, açıklamaya şöyle devam etti:
“Planlama makamının ve bağlı bulunduğu siyasi iradenin yürürlüğe giren emirnamede attığı geri adımlar ve verilen büyük tavizlerin inşaat sermayesinin iştahını gidermediğini gözlemliyoruz. Hem insana yararlı hem de doğaya duyarlı olan sürdürülebilir gelişme, dünyanın bilinçli ve akılcı gelişmiş hiçbir yerinde bu şekildeki bir yapılaşmaya dayalı değildir. Bölgenin geleceği için, tarım arazilerini ve sahil ekosisteminin bütünlüğünü tehdit eden değişikliklerin imar planı sürecinde geri kazanılması için gerekli mücadeleyi vermekten çekinmeyeceğiz.
Hiçbir sınır tanımadan yapılaşmanın önünü açmak ekonomik akılla da bağdaşan bir durum değildir. Yüksek binalar yaparak konutları yabancılara satarak ülkeye nüfus taşımak bu ülkenin geleceği olamaz. Dahası nüfus artışı, tüketimin artmasına, dışa bağımlılığa, demografik yapının bozulmasına, çevrenin kirlenmesine, belediye hizmetlerinin zora girmesine, tarım alanlarının küçülmesine hayvancılığın bitmesine, doğal hayatın yok olmasına yol açmaktadır. İşte, gerçek ekonomik çöküş de bunlarla birlikte gelmektedir ve şu günlerde yaşadığımız durum da tam olarak budur.”
“ÇEVRESEL BOZULMA ÇOĞU ZAMAN GERİ DÖNDÜRÜLEMEZ NİTELİKTEDİR”
Çevre Platformu, Slow Food Salamis, İskele Yurttaş İnisiyatifi, Mağusa İnisiyatifi, Mağusa Kent ve Ekoloji Platformu adına açıklama yapan Hasan Sarpten, büyümenin hangi sınırdan sonra çevresel felaketlere yol açacağının kesin olmadığını ve çevresel bozulma çoğu zaman geri döndürülemez nitelikte olduğunu kaydetti.
“Hal böyleyken Girne örneği de tüm çirkinliğiyle karşılarında dururken ve dahası her yağmurlardan sonra felaketler yaşarken kentleri kendi oyun alanı zannedenlerin yapılan yanlışlardan hiçbir şekilde ders almadığını gösterdiğini” belirten Sarpten, “hiçbir sürdürülebilirliği olmayan bir yaklaşımla inşaat sektörü ve buna bağlı çıkar gruplarının yapay bir gayrimenkul krizi yaratarak kentsel rantı artırmak için hükümetlere baskı yapmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini” ifade etti.
Sarpten, zümresel değil toplumsal kaygılar ile hareket ettiklerini belirterek imar planı hazırlanıncaya kadar, plan kararlarını ipotek altına almamak ve sürecin sağlıklı yürütülebilmesi için, yürürlüğe giren emirnamenin amaçları sulandırılmadan uygulanması gerektiği düşüncesini paylaştı.
Saprten, emirnameye desteklerini şu ifadelerle açıkladı:
“Bizler; tüm bu gerçeklerden hareketle koruyarak gelişsen, üreterek büyüyen, kentsel ve kırsal özelliklerini sürdüren, doğayla barışık ve yenilikçi, insanların yaşamaktan ve iş yapmaktan mutlu oldukları Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi için emirnameyi destekliyor ve imar planı sürecine sahip çıkıyoruz.
“ARTIK İMAR PLANI ZAMANI”
Emirname yürürlüğe girdi, ‘artık imar planı zamanı’ diyerek mücadelemizi bu alanda sürdüreceğiz. Yapılması gereken emirnameyi tartışmak yerine çıkar gruplarının dayatmalarına boyun eğmeden konunun uzmanı plancılar ve bilirkişilerin görüşleri doğrultusunda ilgili tüm kesimleri de sürece dahil ederek hızlı bir şekilde imar planının öngörülen sürenin de öncesinde çıkarılmasını sağlamaktır.”
İlginizi Çekebilir