© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

ABD büyükelçisi Kıbrıs sorununda çözüm öngörüyor

Rum basınında bugün yer alan bir haberde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in “topu Türkiye’nin sahasına atıp, Türkiye’den, Kıbrıs sorununda çözüme ulaşılması için hazır olup olmadığını, pratikte kanıtlamasını beklediği” ifade edildi.

Fileleftheros gazetesinde yer alan habere göre, geçtiğimiz gün “Athienu” (Kiracıköy)’de gerçekleştirilen atık arıtma tesisi açılış töreninde yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununa da değinen Anastasiadis, “kısa zaman içerisinde, Cenevre’de yer alacak görüşmelerde, işgal sorunlarını aşmış olacak olan, birleşik bir vatan için konuşmalarını umduğunu” dile getirdi.

Gazeteye göre Anastasiadis konuşmasında “Türkiye’nin en nihayetinde, nesiller boyunca barış içerisinde yaşamış olan bu ülkenin sakinlerinin, gelecek perspektifini hep birlikte yeniden görebilmek için, koşullar yaratılmasına izin verecek bir çözüme ulaşılması için, katkıda bulunması gerekli olan şeylerde sözde değil, eylemle hazır görünmesini umduğunu” da dile getirdi.

Konuşmasında çözüm için çalışma konusunda sahip olduğu kararlılığa da işaret eden Rum lider, refah sağlayacak olan yaşayabilir bir çözüm için “hiç kimsenin, vatanın kurtuluşu, Türk askeri birliklerinden kurtulması ve işler bir devlet meydana getirilmesi vizyonu gerçekleşmediği müddetçe, rahat hissedemeyeceğini” de ileri sürdü.

“Burada (bu memlekette) daha fazla, ya da daha az vatanseverler olmadığını” da ifade eden Anastasiadis, “Kıbrıs halkının beklentilerine yanıt vermek için zorlukların ele alınması amacıyla, herkesi güçlerini birleştirmeye” de çağırdı.

Partilerden Anastasiadis’e Cenevre öncesi “sert mesajlar”

Gazete, Rum siyasi partilerinin Cenevre öncesinde Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e sert mesajlar gönderdiklerini de kaydetti.

Buna göre, BM Genel Sekreteri’nin iki lideri yeniden New York’a çağırmasının, Kıbrıs sorununu yeniden “müzakere yörüngesine soktuğunu” dile getiren AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, ancak hayalci olmamaları gerektiğini belirterek, hedefleri konusunda iyi bir hazırlık yapılması gerektiğine işaret etti.

Gazeteye göre icraatları konusunda Anastasiadis’e eleştirilerde bulunan DİKO ise, “Anastasiadis’in sıfır Türk ordusu- sıfır Türk garantileri talep etmeyerek başlaması durumunda, nerede durabileceğini dehşet içerisinde düşünmekte olduklarını” ifade etti.

DİKO, Rum Dışişleri Bakanlığının “çözümden sonra sıfır Türk Ordusu-sıfır Türk garantilerinde ısrar etmemeleri gerektiğine” dair açıklamasına da atıfta bulundu.

EDEK ise açıklamasında, bunun üzerine “Rum Dışişleri Bakanlığının esasında Rum kesiminin müzakerelere, çözümün uygulanmasından önce askeri birliklerin tümünün ayrılmasını ve garantilerin kaldırılmasını öngörmeyecek olan olası bir sonu kabul etmeye hazır şekilde gitmekte olduğunu kastettiğini” öne sürerek, Anastasiadis’in tezinin ne olduğunu sordu.

Rum Başkanlık seçimlerine adaylığını koyan Yorgos Lillikas ise açıklamasında Anastasiadis’i “illüzyonlara dayanan iflas etmiş bir politika izleyip, bu şekilde Kıbrıs halkını Türk standartlarındaki bir çözümü veya yeni oldubittiler meydana getiren bir çıkmazı kabul etme ikilemiyle karşı karşıya getirmekle” suçladı.

“ABD Büyükelçisi Kıbrıs sorununda çözüm öngörüyor”

Gazete yukarıdaki başlıkla yayımladığı başka bir haberinde ise, ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Doherty’nin, Rum-ABD Ticaret Odasının etkinliğinde yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununa değindiğini yazdı.

Konuşmasında “mevcut fırsatı, Kıbrıs sorununu çözmek için son 43 yılın en iyi fırsatı olarak niteleyen” Doherty, “güvenlik/garantiler ve toprak başlıklarının çok önemli olacağını ve Türkiye’nin de bu hususta merkezi bir rol oynayacağını gördüklerini” söyledi.

“Bunun (yani mevcut fırsatın), adanın bölünmesini çözmek için 43 yıldır sahip oldukları en iyi fırsat olmasını umut etmeleri gerektiğini” dile getiren Doherty, “bunun başarılı olacağını umduğunu, çünkü kendisinin Kıbrıs’ın gerek yeniden birleşme, gerek yeniden birleşme haricinde sahip olduğu olanaklara güçlü bir şekilde inanmakta olduğunu” ifade etti.

Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi durumunda, Amerikan işletmeleri için fırsatların sonsuz olacağına da değinen Doherty, liderlerin Cenevre’de yapacağı görüşmeye de değinerek, gazetenin ifadesiyle, “şakayla karışık bir şekilde”, “liderlerin izole edilmiş dağlık bir köyde görüşeceklerini ve buradan kaçamayacaklarını” dile getirdi.

“İki tarafın da kendisiyle anlaşmanın bazı unsurlarını paylaştıklarını” ifade eden Doherty, “liderlerin gerçekleştirmiş olduğu büyük başarılardan oldukça etkilenmiş olduğunu söylemesi gerektiğini” de ifade etti.

Doherty “çok güçlü, yaşayabilir, canlı ve sağlam bir federal Kıbrıs yaratılmasına dair temeller bulunduğuna inandığını” sözlerine ekledi.

Doherty’nin açıklamaları Alithia gazetesinde ise “Fırsatı Yakalayın ve Kıbrıs Sorununu Çözün, Bu 43 Yılın En İyi Fırsatıdır” başlığıyla yer aldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcisi Kıbrıs’ta temaslarda bulundu

Öte yandan gazete, başka bir haberinde ise, ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcisi Colleen M. Traugher’in, Kıbrıs’taki BM Barış Gücüyle (UNFICYP) ilgili raporu hazırlaması ışığında, Kıbrıs’ta temaslarda bulunduğunu yazdı.

ABD’li yetkilinin Lefkoşa’da gerçekleştirdiği görüşmelerde, raporun UNFICYP’in lağvedilmesi veya yerine başka bir şey konulmasını ele alacağını öne süren gazete, Amerikalıların şu an böyle bir konunun ortada olmadığını teyit etmelerine rağmen, Amerikalıların, barış misyonlarına ilişkin BM’ye yönelik katkının azaltılması için, ABD’deki yeni hükümetin siyasi kararı temelinde çeşitli senaryolar gözden geçirmelerinin ise ilginç olduğunu yazdı.

Görüldüğü üzere, Washington’un UNFICYP’le ilgili kesin bir tezi olmamasına rağmen, bazı düşünceler şekillenmekte olduğunun ise açık olduğunu yazan gazete, “güvenilir bilgilere” dayanarak, düşüncelerden birinin, İyi Niyet Misyonu Ofisine bağlı olacak olan, BM’ye ait küçük bir polis gücünün adada kalmasıyla ilgili olduğunu kaydetti.

UNFICYP’in rolü ve misyonuyla ilgili bu tarz bir değişiklik için, BM Güvenlik Konseyi’nin kararına ihtiyaç olduğunu yazan gazete, UNFICYP konusunun bir kez daha Rum kesimi için baskı unsuru olarak kullanıldığının görüldüğü yorumunu yaptı.

Gazete, ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcisinin, Kıbrıs sorunuyla ilgili bu gündemin arifesinde, temaslarda bulunmak için adaya gelmesinin tesadüf olmadığını da ekledi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER