AB'den Türkiye'ye yaptırım beklenmiyor
GÜNDEMAB ülkelerinin liderleri, Doğu Akdeniz bunalımı ve Türkiye ile ilişkileri görüşmek üzere bugün ve yarın bir araya gelecekler.
Türkiye'nin Oruç Reis araştırma gemisini Antalya'ya çekmesinin ardından gerilimin azalması ve Almanya'nın girişimi sonucunda Ankara-Atina arasındaki görüşmelerin yeniden başlayacak olması AB Zirvesi'nden Türkiye'ye karşı yaptırım kararı çıkmayacağını gösteriyor.
Buna karşın Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye'ye karşı somut önlem alınması konusundaki baskısını sürdürüyor ve istediği adım atılmazsa Belarus'a karşı uygulanacak yaptırımları bloke etmeyi sürdüreceğini kaydediyor.
AB liderlerinin zirve sırasında Dağlık Karabağ konusunu da ele alabileceği, Fransa'nın Türkiye'nin oynadığı role ilişkin kaygılarını kayda geçirebileceği yapılan değerlendirmeler arasında.
AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in liderliğinde ve 27 AB ülkesinin hükümet başkanlarının katılımıyla Brüksel'de gerçekleşecek olan AB Zirvesi'nde genel olarak birliğin dış politika gündeminde yer alan konular ele alınacak.
Liderler, Doğu Akdeniz bunalımını ve Türkiye ile bundan sonraki süreçte izlenecek politikaları 1 Ekim'de akşam yemeğinde değerlendirecekler.
Bu konuların geniş katılımlı bir zirvede ele alınmasına dönük ilk adım Doğu Akdeniz geriliminin en üst noktaya çıktığı Ağustos ayı ortasında atılmıştı. Charles Michel, liderleri 24-25 Eylül'de bir toplantıya çağırmış ve gerilimin devam etmesi durumunda Türkiye'ye yaptırım da dahil olmak üzere sert önlemler alınabileceği mesajını vermişti. Geçen hafta yapılması gereken zirve, Michel'in yakın koruma ekibinde COVID-19 tespit edilmesi üzerine 1-2 Ekim günlerine ertelenmişti.
Ankara'daki diplomatik kaynaklar, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bastırmasına karşın zirveden Türkiye'ye dönük bir yaptırım kararının çıkmayacağını kaydediyorlar.
AB'nin Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ne dönük dayanışma mesajlarının yenileneceği, Türkiye'nin tek taraflı adımları kaçınması gibi daha önceki AB metinlerinde yer alan unsurların tekrarlanacağını kaydeden kaynaklar, son dönemde ilgili tarafların attığı yumuşama adımlarının bu noktaya gelinmesinde önemli olduğuna işaret ediyorlar.
Bu kapsamda, düğümü çözen adımın Türkiye'nin 12 Eylül'de görev süresi biten Oruç Reis araştırma gemisinin tartışmalı sularda kalış süresini uzatmaması olduğu, AB dönem başkanı Almanya ve ABD'nin tarafların müzakereleri başlatması açısından bu adımı çok olumlu kullandığı değerlendirilen unsurlar arasında.
Yunanistan'ın isteksiz olmasına karşın NATO'da Türk tarafıyla görüşmelere geçmesi ve ardından 2016'dan itibaren askıda olan "istikşafi görüşmeler" için hem Ankara hem Atina'dan olumlu mesajlar gelmesi de Brüksel açısından yaptırım defterinin şimdilik kapanmasına yol açtı.
Bu gelişmeler zaten Türkiye'ye yaptırım konusunda mesafeli olan Almanya, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nden gelen baskıları daha kolay ötelemesine neden oldu.
Fransa ile yumuşama da önemli oldu
Doğu Akdeniz ile ilgili gerilimin azalmasındaki önemli gelişmelerden biri de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında 22 Eylül'de gerçekleşen telefon görüşmesi oldu.
Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin en büyük destekçisi konumuna gelen ve deniz kuvvetlerini Doğu Akdeniz'e göndererek askeri olarak da kendisini gösteren Fransa, Türkiye'nin faaliyetlerine en sert karşılık verilmesini isteyen AB ülkesi konumuna gelmişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Dışişleri Bakanı Jean-Yves le Drian, Türkiye'nin Akdeniz'de bir ortak olmadığını ve AB'nin buna göre ilişkilerini yeniden düzenlemesi çağrısı yaparken, Türkiye'de Fransa'yı gerilimi tahrik ederek eski "emperyalist" hırslarını yaşama geçirmek ile suçlamıştı.
Kaynaklar, telefon görüşmesinde, her iki tarafın da ilişkileri ve söylemleri normalleştirme konusunda samimi bir tavır takındığını, politik farklılıkların olmasına karşın diyalog içinde kalınması konusunda uzlaşma gerçekleştiğini kaydettiler.
Bu kapsamda, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Fransız muhatabının daveti üzerine yakın bir gelecekte Paris'e bir ziyaret düzenlemesi öngörülüyor.
Gerilimin düşmesi sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarında diyalog ve işbirliği mesajlarını ön plana çıkarması ve Yunanistan ile Kıbrıs Cumhuriyet dışındaki AB liderlerine gönderdiği mektupta yapıcı bir dil ve çerçeve çizmesi de AB başkentlerinde not edildi.
Erdoğan'ın mektubunda işlediği görüşler ve mesajların "tam yerinde" olduğunu kaydeden diplomatik kaynaklar, başta Almanya Şansölyesi Angela Merkel olmak üzere birçok AB liderinin bu mektuba olumlu yanıt verdiklerini kaydettiler.
Kıbrıs önlem, Yunanistan 'liste' istiyor
Bu gelişmelere karşın kıta sahanlığının Türkiye tarafından zaman zaman ihlal edildiğini ve bundan sonraki süreçte de Türk araştırma gemilerinin bölgeye dönmeyeceği konusunda güvence verilmediğini kaydeden Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti, AB Zirvesi'nden somut bir sonuç çıkması gerektiğini düşünüyorlar.
Kıbrıs Cumhuriyeti, hali hazırda Türk gemilerinin adanın kıta sahanlığında hidrokarbon faaliyeti yürüttüğünü, dolayısıyla Türk hükümetine karşı önlem alınması gerektiğini savunuyor. Hatta bu adımın atılmaması durumunda AB'nin Belarus'a karşı almayı planladığı yaptırım kararlarını veto etmekle tehdit ediyor.
Diplomatik kaynaklar, Kıbrıs'ın bu vetosunun AB içinde olumsuz karşılandığını, birliğin ortak dış politika üretme yeteneğine yeni bir darbe vurması açısından eleştirildiğini belirtiyorlar.
Yunanistan ise yaptırım uygulanmayacaksa bile, Türkiye'nin ileride atabileceği tek taraflı adımlar ve AB ülkelerinin egemenlik alanlarını ihlal etmesi halinde uygulanacak yaptırımların şimdiden ilan edilmesini istiyor.
AB dışişleri bakanlarının Ağustos sonunda yaptıkları toplantının ardından AB dış politika ve güvenlik yüksek temsilcisi Josep Borrell, Türkiye'ye karşı uygulanabilecek önlemler konusunda AB Komisyonu'na talimat verildiğini, önlemler dizisinin liderler zirvesine hazır olmasının planlandığını kaydetmişti.
Yunanistan, alınması gereken önlemlerin Türk ekonomisine zarar verecek şekilde hazırlanmasını ve bir daha ihlal gerçekleştirmesi durumunda Türkiye'nin neyle karşılaşacağını bilmesi gerektiğini savunuyor.
Türkiye AB'den olumlu adımlar bekliyor
Türkiye'nin de AB zirvesinden beklentileri var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mektubunda Ankara ile Brüksel arasında varılan 18 Mart 2016 göçmen anlaşmasının günün gerçeklerine göre yenilenmesi, gümrük birliğinin güncellenmesi gibi adımların atılmasını ve böylece Türkiye-AB ilişkilerinin adım adım ileriye taşınması beklentisini dile getirdi.
Ankara'nın beklentileri arasında AB'den göçmenler konusunda sağlanan fon miktarının artırılması, vize serbestisine ilişkin son kalan kriterler konusunda kolaylık sağlanması gibi adımlar da bulunuyor.
Dağlık Karabağ nasıl etki edecek?
Zirvede Ermenistan ve Azerbaycan arasında 27 Eylül'de başlayan çatışmaların da gündeme gelmesi bekleniyor.
Taraflara çatışmaları sonlandırması ve Minsk Grubu çatısı altında yeniden görüşmelere dönmesi çağrısında bulunan AB'nin zirve sırasında Türkiye'nin bu süreçte oynadığı rolü de görüşmesi sürpriz olmayacak.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 29 Eylül'de yaptığı bir açıklamada, Türkiye'yi çatışmaları körüklemekle suçlamış ve Fransa'nın Ermenistan'ın yanında yer alacağı mesajını vermişti.
Kaynaklar, Türkiye'nin Dağlık Karabağ'a ilişkin pozisyonunun genel olarak dış politika tercihlerini yansıttığını, bugün Doğu Akdeniz'de geri adım atmasına karşın, gemilerini yeniden göndermesinin önünde bir engel bulunmadığına ilişkin değerlendirmelerin başta Paris olmak üzere bazı üyeler tarafından gündeme taşınabileceğini kaydettiler.
İlginizi Çekebilir