© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Albinizmi “Kar Taneleri”yle anlattı, uluslararası festivalde ödül aldı

Kendisi de albino olan Elif Kayalar’ın albinizmi anlattığı “Kar Taneleri” filmi, Woodpecker Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Öğrenci Filmi” ödülünü kazandı.

İstanbul Şehir Üniversitesi sinema televizyon bölümü öğrencisi Elif Kayalar‘ın albinizmi ele aldığı filmi “Kar Taneleri”, Hindistan’da gerçekleştirilen Woodpecker Uluslararası Film Festivali‘nde “En İyi Öğrenci Filmi” ödülünün sahibi oldu.

Kayalar, albino bireylerle yakınlarının gözünden albinizm hastalığı işlediği filme ilişkin, resmi seçkiye alınan 36 dakikalık filmin, festivalden ödülle döndüğü için çok sevindiğini belirterek, ödülü beklemediğini dile getirdi.

Festivalin Yeni Delhi’de yapıldığını kaydeden Kayalar, “Festival, toplumsal değişimle ilgili konular seçiyor. Katılan filmler de bu temayı işliyor. Sağlık, cinsiyet, yaban hayatı gibi pek çok farklı konuya değiniyor” dedi.

Genç yönetmen, filmi tamamladıktan sonra dünya genelinde katılabileceği festivalleri araştırdığını kaydederek, “Genelde genetik rahatsızlıkları konu olarak kendine seçmiş festivalleri aradım. Eşitlik ve sağlık temalı festivallere de başvurdum. Öğrenci festivallerini de araştırdım” ifadelerini kullandı.

“DÜNYADA ÖRNEĞİ OLMADIĞINI GÖRDÜM VE YAPTIM”

Kalıtım yoluyla bir nesilden diğerine geçen genetik, metabolik bir deri hastalığı olan albinizmin daha önce bir filme konu olmadığının altını çizen Kayalar, “Hem benimle bağlantılı bir şey hem de bunun dünyada bir örneği olmadığını gördüm ve yapmak istedim” diye konuştu.

ALBİNİZM NASIL BİR SORUN?

Kayalar, kendisinin de albinizmli olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Ben de albinizmli bir birey olarak doğdum. Hatta abim de albino. Albinizm aslında genetik bir rahatsızlık. Cilde ve göze rengini veren melanin isimli pigmentin hiç bulunmaması veya az bulunmasıyla ortaya çıkıyor. Anne ve babanın da taşıyıcı olması gerekiyor. Ailemizde bildiğimiz albino kimse yoktu. 7 kuşaktan birinde olması ve birilerinin taşıyıcı olması gerekiyormuş. Oradan süregelen bir durummuş. Bizim çevremizde tanıdığımız kimse albinizmli değildi. Akraba evliliği gibi bir şey de söz konusu değildi. Sadece abim ve ben albinizmli doğduk.”

“EĞİTİM VE SOSYAL HAYATIMIZ ALBİNİZMDEN ETKİLENİYOR”

Elif Kayalar, üniversitede sosyoloji bölümüyle birlikte çift anadal yaptığını, filmini ise okulun ve derslerin dışında tutarak tamamladığı bilgisini verdi.
İşe, albinizmi araştırarak başladığına vurgu yapan Kayalar, şöyle devam etti:
“Bununla yaşadığım için zaten hep içindeydim. Yurt dışında bununla ilgili yapılan bir film var mı diye baktım. Festivalleri aradım. Filmlere baktım ve bir şey olmadığını gördüm. Daha sonra dernekleri aramaya başladım. Yurt dışında hemen hemen her ülkenin bir derneği var. İngiltere bu konuda en eski derneğe sahip. 1970’lere dayanıyor ilk derneğin açılışı. Sonra ülkemize baktım ve bizim de bir derneğimiz var. Neden bununla ilgili bir film yapmayalım dedim. Sonra dernekle iletişime geçtim. Başkan Yardımcısı Pınar Koşar bana geri dönüş yaptı. Daha sonra yönetim kuruluyla görüştüm. Beni çok sıcak karşıladılar. Bu projeye iyice ısındım.”

“ALBİNİZMLİ BİREYLER YAŞADIKLARINI ANLATTI”

Genç yönetmen, belgesel türündeki film için albinizmli bireylerle yakınlarından oluşan 17 kişiyle görüştüğünü kaydederek, “Filmde albinizmin genetik rahatsızlıktan öte olduğunu ve bu insanların hayatını etkilediğini anlatmaya çalıştım. Herkes gerçekten büyük bir özveriyle yaşadığı bu durumu anlattı. İnsanların eğitim ve sosyal hayatı, bireysel ilişkileri albinizmden etkileniyor. Okul hayatı ciddi bir şekilde etkileniyor. Çünkü albinizm sadece tenimizin veya saçımızın açık renkli olması dışında, aynı zamanda görme bozukluğuna da yol açan bir hastalık. Bu da okul hayatını etkiliyor. Tahtayı görmek, test kitaplarının puntolarının küçük olması gibi nedenler hep etkiliyor. (Filmde) Bunlara değindiler ve sosyal ilişkilerinin albinizmden nasıl etkilendiğini anlattılar” ifadelerini paylaştı.

Elif Kayalar, bütçesi olmadan ve destek almadan yaptığı filminin ilk filmi olduğunu, DVD kapağı ile afişini de kendisinin tasarladığını kaydetti.

2018’DE DE FESTİVALLERE KATILACAK

Kayalar, çekimlerin İstanbul ve Antalya’da yapıldığını ve yaklaşık bir yıl sürdüğünü dile getirerek, kurguyla birlikte bir yılı aşkın sürede projenin tamamlandığını söyledi.
Çekim sürecinin meşakkatli olduğunu vurgulayan Kayalar, aklındaki belgesel filmi çekebildiği için mutlu olduğunu 2018 içinde de filmiyle festivallere katılacağını söyledi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER