© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

AzerbayCAN’ımızdan ne istiyorlar?

Hayatımın tamamını Türk Dünyasına atadım diyebilirim. Türk Dünyası üzerine terimi dökerken en önemli zamanlarımı Azerbaycan’da geçirdim. Şimdi nerede yaşasam Azerbaycan’ı özlüyorum. Hani vatanından göç eder ve hasret türküsü yakar ya gariban İşte ben öyle Azerbaycan’ı özlüyorum.

Ben Türk Dünyasını bir insan vücuduna benzetirim!

Bu benzetişte kafa Türkiye, boyun Azerbaycan bedeni ise Orta Asya’dır.

Beden ile baş arasındaki boyun olan Azerbaycan, Türkiye ile Türk Dünyası ve Türk Birliği için önem arz etmektedir.

Biz deki liboşların Azerbaycan’a sevdamızı anlamasını beklemiyoruz ama aynı liboşla kardeş ülkemizin, ata vatanımızın stratejik öneminin de farkında değiller.

Bu yüzdendir ki, İran’da, Suriye’de ,  Filistin’de bir olaya olunca uzman kesilirler, Fransa’da, Almanya’da, İngiltere’de  bir kedi olunca insan kesilirler ama mevzu Türk Dünyası olunca lal kesilirler, put kesilirler.

Biz o vicdansızlara inat susmayalım ve kalemimizi kılıç olarak kullanalım.

 

Evet, Azerbaycan’da bugünlerde ilginç şeyler oluyor!

Geçen haftalarda Azerbaycan siber saldırıya uğradı.

Merkez Bankası sistemi çöktü.

Vatandaşlar bankalardan para çekemedi.

Bunun akabinde ülkenin en büyük barajı olan Mingeçevir’de sebebi henüz açıklanmayan büyük bir patlama gerçekleşti. Azerbaycan’ın tamamında elektrikler kesildi. Başkent Bakü’de sular kesildi…

Buda yetmezmiş gibi  Azerbaycan’ın ilk başkenti, şuan ikinci büyük şehri olan Gence’de vali ve devlet görevlilerine suikast gerçekleşti.

Yetmedi daha dün iki polis şehit edildi…

Kim tarafında ‘Allahu Ekber’ diyen birileri tarafından.

Yani Azerbaycan Suriye’ye benzetilmeye çalışılıyor.

 

Şimdi yukarıdaki saydığım sebeplerden;

-İran ülkeyi karıştırıyor,

-Rusya bölgeden vaz geçmedi,

-ABD ve AB gibi devletler petrolden gözlerini çekmiyorlar …diye bilirsiniz’

 

Haklısınız, bu sebepleri hepsi var ve etken…

Ama bu sebeplerin hiç biri bizim bazı konularda başarısız olduğumuz anlamını taşımaz.

 

Evet uzun yıllar Azerbaycan’da kaldım!…

Şu  tekbir getirip Allah için adam öldürenlerin yetiştikleri mercileri iyi gördüm..

Ve konu ile ilgili yazılarda yazdım.

Çünkü Azerbaycan benim boyun tarafımsa onun her acısında boğazımdan yudum gitmiyordu.

Yazdım, ‘NURCULUK’ ve başka o culuk- bu culuk  adı altında yapılan faaliyetleri yazdım,

Yazdım, mezhepçilik adı altında oynana oyunları yazdım,

Yazdım, Adnan Oktar denen şeref mağdurunun faaliyetlerini yazdım,

Yazdım, pkk’nın faaliyetlerini onlara destek veren şirketleri yazdım,

Hiç Unutmam!

Muhsin Yazıcıoğlu rahmetli olmuş ve biz onun için Bakü’de İlahiyat camisinde Mevlit okutacağız…

Akşam namazına müteakip

Camiye gittik ‘İmam okumam çok zor’ diyor.

Orada ki Alperenler sinirli…

İmama özel konuşabilir miyiz dedim

Odasına geçtik,

Söylediği aynen şu ; “ Bak gardaşım ben Türkiye’de okudum ve Muhsin bey bana çok destek verdi. Mevlidi okumamak en çok beni üzer . Ama cemaatin çoğu vahabi, onlar mevlide şirk gözü ile bakar ve müsaade etmezler. Olaylar çıkar.’

Camiye bir baktım ki, hakikatten öyle.

Her biri savaşa hazır gibiler…

Neyse iş uzamadan orta bir yol buldum ve imam ‘ sadece Kur-an oku ve onlara da bunlar Kur-an’ı merak eden geçler de’  dedim…

Hem onların hem bizim dediğimiz oldu…

Diyeceğim o ki; Çağdaş Türk devletinin, muasır medeniyetinin en önemli düşünürlerini üreten Azerbaycan’ı bu hale sokan nedir?

Yine hiç unutmam!

18 yaşında Suriye’ye savaşmak için kaçan Azerbaycan’ı bir gencin ve onun kurtarmaya çalışan bir babanın dramını kaleme almıştım…

Çocuk önce Türkiye’ye; oradan Suriye’ye geçmişti.

Her iki ülkenin yetkililerden yalvara yalvara yardım istemiş, konuyu köşeme dahi taşımıştım.

Ve şu cümleyi kurmuştum  ‘Ortada ülkesinin 3’de biri ermeni işgali altında olan bir genç neden kendi ülkesi için savaşmayı unutur ve Suriye’ye gider?’

Bugün Azerbaycan’ımızın ilk başkenti Gence’ de tekbir getirerek polis şehit edenleri görünce bu sorumda ne kadar haklı olduğumu görüyor ve üzülüyorum.

Biz o çocuğu kurtaramadığımız gün bu ateşin yanmasını sağladık.

Evet, olaylara stratejik bakınca ve Erdoğan’ın secimler sonucunda ilk ziyaretini Azerbaycan’a yaptığını görünce, Azerbaycan ordusunu Türk subayları uzun yıllardır eğitiyor olduğunu düşününce,  Azerbaycan doğal gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya başta TANAP Projesi olmak üzere iki ülke arasında yaşanan stratejik ortaklığa bakınca olayların dip dalgası su üstüne çıkmaktadır.

 

Tekrar Ediyorum!

Bu gerçekler ülkede radikal örgütlerin, terör örgütlerinin rahat cirit atmasına, ülkeyi ateşe sürüklemesine sebep değildir.

Bu sebepler üzerinden çözüm aranmaz.

Ülkede yaşanan kaosun asıl sebebi Eğitim sistemindeki yetersizlik, radikal örgütlere yönelik denetimsizliktir.

Çözüm; kendi yetersizliğimize parmak basmaktan geçmektedir.

Çözüm; güçlü güvenlik tedbirlerinin alınması, hukuk sisteminin gözle görüler olarak devreye sokulması ve  ‘Allahu ekber’ diyerek can alan o yezitlerin o coğrafyada nasıl çoğaldığının sosyolojik temellerinin ortaya çıkartılarak çürütülmesinden geçmektedir.

Ülkeyi yöneten siyasi irade laik, çağdaş ve dünyayı iyi tanıyan bir iradedir.

Bu olayların devlette ve sokakta sorumlularına gereken cevabı verecektir.

Biz de ülkenin huzur için, alınacak her tedbirinde Azerbaycan devletinin yanında olmaya devam edeceğiz.

Zira biz ATA’nın bize vasiyetini iyi biliyoruz.

Son sözüm de  ‘Allahu ekber’ diyerek Polislerin şehit eden o yezitlere!

Ulan yezit!

Senin inandığın o Allah kendisi için can alamayacak kadar aciz mi?

Sen kimsin de O’nun yaratığına O’nun adına kıymaya kendini yetkili sayıyorsun?

Söyle sana Cebrail kılığında vahi getiren İran’lı mı, ABD’li mi? , Rus mu?  Yoksa bilmen ne bela.

Her kimse ona de ki; Azerbaycan devletinin kudreti bütün zalimlere Zülfikar olacak kadar adildir… vesselam

Selçuk DÜZGÜN

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER