© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Bakan açıklama yaptı: Tahsin Ertuğruloğlu düşmanlığı…

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Kamu Hizmeti Komisyonu Kamil Kayral’ın şok ifadeler içeren raporunun sızması üzerine açıklama yaptı.

Bakan Ertuğruloğlu: “KHK Başkanının konuyu çarpıtarak ve sözde ‘yetki aşımı ve/veya görevi kötüye kullanma’ gibi yersiz, gerçek dışı ve dayanaktan yoksun suçlamalarla kendi vizyonsuzluğunu ve hatalar zincirini örtbas etmeye çalışmasını ‘art niyetin tezahürü’ olarak değerlendiriyorum” dedi.

Açıklama şöyle:

Kamu Hizmeti Komisyonu (KHK) Başkanı Sayın Kamil Kayral tarafından Bakanlığımız III. Derece 3. Sekreter istihdamına yönelik bazı iddiaların gündeme getirildiği raporun basına yansıması nedeniyle aşağıdaki açıklamayı kamuoyunun bilgisine sunma ihtiyacı doğmuştur.

Öncelikle, Anayasal bir kurum olan KHK’nın bağımsız ve tarafsız karar ve görüşlerine ne geçmişte ne de bugün herhangi bir şekilde müdahale etme amacımız olmamış ve aşağıda izah edildiği üzere hukuk dışında bir adım söz konusu olmamıştır.

Dışişleri Bakanlığı’na 2008 yılından bu yana meslek memuru istihdamı yapılmamıştır. Geçen süre zarfında 19 olan dış Temsilcilik sayısı 8 yeni Temsilciliğin faaliyete geçmesi ile 27’ye ulaşmış, iş hacminde ciddi bir artış olmuştur. Bu nedenle, halihazırda çok sınırlı sayıda personelle faaliyetlerini sürdüren Bakanlığımızın münhal bulunan meslek memuru kadrolarının ivedilikle doldurulması kaçınılmaz olmuştur.

Yürürlükteki mevzuat uyarınca Başbakanlık’tan alınan yetki üzerine münhal bulunan 20 adet III. Derece 3. Sekreter kadrosunun doldurulması amacıyla 10 Haziran 2016 tarihinde KHK’na talep yazısı gönderilmiştir.

KHK’nın münhal ilanını müteakip, sınav tüzüğü uyarınca adayların 50 adet çoktan seçmeli Türkçe sorudan oluşan bir sınava tabi tutulacağı anlaşılmıştır. Gerek farklı ülkelerin Dışişleri Bakanlıkları’nın sınav sistemlerinin incelenmesi, gerekse Bakanlığımıza bugüne kadar uygulanageldiği üzere yabancı dilde ve yazılı sınav yöntemiyle istihdam edilen meslek memurlarının çalışmalarından duyulan memnuniyet nedeniyle çoktan seçmeli sınav yönteminin uygun olmayacağı kanaatine varılmış ve KHK’dan sınav tüzüğünde değişiklik talep edilmiştir. Ayrıca, sınav tüzüğünde değişikliğe gidilecek olması nedeniyle münhal iptal edilmiştir.

Bakanlığımızın sınav tüzüğünde değişiklik talebi, 2017 Mali Yılı Bütçe görüşmeleri sırasında gerek Plan ve Bütçe Komisyonu, gerekse Genel Kurul toplantıları sırasında Cumhuriyet Meclisi’nde de gündeme gelmiş ve muhalefet milletvekilleri tarafından da desteklenmiştir.

Bu gelişme üzerine, Bakanlığımızın temsil edilmediği tüzük komitesi sınav tüzüğünde değişiklik yaparak, sınavın % 60 yazılı (diplomatik dilde Türkçe ve İngilizce kompozisyon ve Türkçe’den İngilizce’ye, İngilizce’den Türkçe’ye çeviri ve ana fikrin özetlenmesi), % 40 Türkçe çoktan seçmeli olmasına karar vermiştir.

Tüzük değişikliğini müteakip, süreç sıfırdan yeniden başlatılmış, Başbakanlık’tan alınan yetki sonrasında münhal bulunan 20 adet III. Derece 3. Sekreter mevkiin doldurulması 26 Mayıs 2017 tarihinde KHK’dan yeniden talep edilmiştir.

KHK münhal ilan etmiş, ancak münhale son başvuru tarihinin Orta Düzey Yeterlilik sınav tarihinin bir hafta öncesine denk gelmesi nedeniyle yeni mezun ve askerlik hizmetini yeni tamamlamış adayların da başvurabilmesine fırsat tanımak, sınavda daha fazla adayın yarışmasını, bunun daha adil olacağı ve daha nitelikli personel alımına imkan sağlayacağı düşüncesiyle halihazırda bir yıldan fazla bir süre geçmiş olması nedeniyle Bakanlığımız başvuru süresinin 10 gün uzatılmasını talep etmiştir. Ancak, KHK tarafından uygun görülmeyen bu talebimizde ısrarcı olunmamıştır.

KHK, yapılan başvuruları değerlendirmiş ve KHK Başkanı tarafından Şahsıma telefonda 94 başvuru arasından 74 adayın aranan niteliklere haiz olmadıkları gerekçesiyle sınava girmeye uygun görülmediği, 20 münhal için 20 adayın sınava çağrılacağı bilgisi verilmiştir. Bu durumun kuşkulara neden olacağı kendisine bildirilmiştir.

Netice itibarıyla, beklendiği üzere bu durum kuşkulara neden olmuş, vatandaşlarımız arasında çeşitli yorumlara yol açmıştır. Konuyu yeniden görüşmek üzere KHK Başkanına ulaşmak mümkün olamayınca, münhal başvurularının sağlıklı bir şekilde değerlendirilmediği yönünde kamuoyunda oluşan algı dikkate alınarak KHK’na başvurulara ilişkin değerlendirmenin titizlikle ve dikkatli bir şekilde tekrardan yapılması çağrısı yapılmak durumunda kalınmıştır.

Bu süreçte dikkat çeken bir diğer unsur, Dışişleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası’na göre aranan niteliklerde belirtilen çok iyi derecede İngilizce bilme şartı konusunda, KHK tarafından ne münhal duyurusu yapılırken, ne de başvuru kabulü sırasında adaylardan, hangi tür dil belgesinde hangi derecelerin çok iyi İngilizce’ye denk olduğunun belirtilmemiş olmasıdır.

Diğer yandan anadili İngilizce olan ülkelerden lisans düzeyinde mezun olanlar ile ana dili İngilizce olmayan ancak kendini uluslararası ilişkiler alanında ıspat etmiş diğer ülkelerdeki üniversitelerin eğitim dili İngilize olan lisans ve yüksek lisans bölümlerinden mezun olanların İngilizce dil seviyeleri KHK tarafından “çok iyi” olarak değerlendirilmemiş ve İngilizce dil bilgileri yetersiz kabul edilmiştir. Bu kritere göre, örneğin İngiltere’den Cambridge veya Amerika’dan Harvard Üniversitelerinden lisans mezunu veya Berlin Özgür Üniversitesi yüksek lisans mezunu adayların İngilizce dil bilgileri yetersiz kabul edilmektedir.

Bugün itibarıyla, 10 Haziran 2016 tarihinde başlatılan münhal bulunan meslek memuru kadrolarının doldurulması süreci bir buçuk yılda sonuçlandırılamamış ve ne zaman sonuçlandırılacağı belirsizliğini sürdürmektedir. Bu istihdamın geciktirilmesi ile Bakanlığımızın ihtiyaçlarının giderilmesinin yanı sıra iyi eğitimli, nitelikli gençlerimizin ülkemize kazandırılması hedefi engellenmektedir.

Konunun özü bu kadar net ve yasal zemin çerçevesinde yaşanmış olmasına karşın, KHK Başkanının konuyu çarpıtarak ve sözde “yetki aşımı ve/veya görevi kötüye kullanma” gibi yersiz, gerçek dışı ve dayanaktan yoksun suçlamalarla kendi vizyonsuzluğunu ve hatalar zincirini örtbas etmeye çalışmasını; bazı medya organlarının ise siyasi çizgileri nedeniyle konuyu “skandal” olarak niteleme fırsatçılığını ve pişkinliğini;

özellikle de tüm bunların genel seçim kampanya sürecinde gündeme getirilmesini en hafif tabiriyle “Tahsin Ertuğruloğlu düşmanlığı ve art niyetin tezahürü” olarak değerlendiriyor, takdiri değerli kamuoyuna bırakıyorum. Allah herkese hak ettiğini versin.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER