© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

BM’yi insanlığın sözcüsü yapalım

BM Genel Kurulu’nda dünya liderlerine hitap eden Erdoğan, ‘reform’ çağrısını Mevlana’nın adalet tanımını hatırlatarak yineledi: “BM’yi insanlığın adalet beklentisinin sözcüsü haline getirelim”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 73. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada “BM’yi insanlığın adalet beklentisinin sözcüsü ve uygulayıcısı haline getirelim” dedi. 140’tan fazla devlet ve hükümet başkanının katılımıyla gerçekleşen Genel Kurul’un bu yılki teması “Birleşmiş Milletler’i Tüm İnsanlarla İlgili Kılmak: Barışçıl, Adil ve Sürdürülebilir Toplumlar için Küresel Liderlik ve Ortak Sorumluluklar” olarak belirlendi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in konuşması ile başlayan Genel Kurul’da Brezilya, ABD ve Ekvator’un ardından Türkiye’nin hitap edeceği program yer aldı. ABD Başkanı Donald Trump’ın gecikmesi nedeniyle sırasını Ekvator’un engelli Devlet Başkanı Lenin Moreno Garces aldı. Böylece Trump ve Erdoğan’ın konuşmaları arka arkaya denk geldi. Trump’ın konuşması başlayınca Erdoğan, konuşma sırası kendisinde olduğu için yerinden kalkarak bekleme salonuna geçti. Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabı öncesinde de Trump ile bir görüşme gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Genel Kurul salonu dışında iki liderin samimi şekilde kısa bir sohbet gerçekleştirdiği belirtildi. El sıkıştıktan sonra bir süre sohbet eden Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan, Trump’a da eşi Melania Trump’ın eşlik etti. Bu görüşmenin ardından salona geçen Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitap etti. Erdoğan, özetle şu mesajları verdi:

KATLİAMLAR BM ÖNÜNDE OLDU: BM, 73 yıllık geçmişinde, elbette hiç de küçümsenemeyecek çalışmalar yürütmüş, başarılar elde etmiştir. Ancak zaman içinde BM’nin, insanlığın barış ve refah beklentilerini karşılamaktan uzaklaştığı da bir gerçektir. Özellikle Güvenlik Konseyi, sadece veto hakkına sahip 5 üyenin çıkarlarına hizmet eden, dünyanın diğer bölgelerine yaşanan zulümlere seyirci kalan bir yapıya bürünmüştür. Geçmişte Bosna’da, Ruanda’da, Somali’de, yakın tarihte Myanmar’da, halen Filistin’de yapılan katliamlar, hep BMGK gözü önünde gerçekleşmiştir. Tüm dünya arkasını dönse bile Türkiye olarak biz, mazlum Filistinlilerin yanında yer almaya, ilk kıblemiz Kudüs’ün tarihi ve hukuki statüsüne sahip çıkmaya devam edeceğiz.

BAŞARISIZLIKLA ANILAN KURUM: Böyle önemli bir yapının, adı sürekli başarısızlıklarla anılan bir kurum haline gelmesine bizim gönlümüz rıza göstermiyor. İşte bu sebeple her fırsatta, Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, BM’nin yapısında ve işleyişinde kapsamlı bir reforma gidilmesi gerektiğini söylüyoruz. “Dünya beşten büyüktür” derken de, insanlığın ortak vicdanının sesi olduğumuza inanıyoruz. Dünya 2. dünya savaşı şartlarında değil. 194 ülkeden temsilci var. Niçin 194’ü de BMGK’da temsil edilen konuma gelmesin? Daimi üye konumuna neden gelmesin? Sadece 5 üye diğerleri geçici, onların da orada hiçbir geçerliliği yok. BM reformunun sadece bütçeyle sınırlı tutulması, gerçek sorunların çözümüne katkı sağlamayacağı gibi, kimseyi de mutlu etmeyecektir.

BİR SORUN VAR: Türkiye olarak, yaşadığımız coğrafyadan başlayarak dünyaya doğru baktığımızda, BM vasıtasıyla yapılabilecek çok önemli işler olduğunu görüyoruz. Bugündünyamızın siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarsızlıkların pençesinde kıvranıyor olmasının sebebi işte budur. Bugün dünyanın en zengin 62 kişisinin mal varlığı, toplam nüfusun yaklaşık yarısına yani 3,6 milyar insana denk ise burada bir sorun var demektir. Dünyada 821 milyon insan çoğu gece aç bir şekilde uykuya dalarken, 672 milyon kişiye obezlik teşhisi konuyorsa, burada bir sorun var demektir. 258 milyon kişi daha insani şartlarda yaşamak için yollara dökülüyorsa, 68 milyon kişi zorla yerlerinden ediliyorsa, burada bir sorun var demektir.

MEVLANA İLE ÇAĞRI: Hazreti Mevlana, adaleti, ‘Bir şeyi yerli yerine koymak’, yani hakkı sahibine vermek olarak tanımlıyor. Gelin, bu dünyada her şeyi yerli yerine konulmasını sağlamak için BM’yi insanlığın adalet beklentisinin sözcüsü ve uygulayıcısı haline getirelim. Gelin, ezilene kalkan olacak, aç ve açıkta kalana el uzatacak, gelecek nesillere umut aşılayacak bir küresel yönetim sistemi kuralım. Bu kürsüde söylenen sözler, yapılan tespitler ve ortaya konan teklifler, ancak böyle bir anlam ifade edecektir. Çünkü yine Hazreti Mevlana’ya göre zalim, üzerine düşen görevleri yerine getirmeyen kişidir. BM’yi zulmün değil adaletin kaynağı haline getirmek istiyorsak, üzerimize düşen görevlere daha sıkı sarılmalıyız.

DESTEK BEKLİYORUZ: Sınırlarımız içinde 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyondan fazla sığınmacıyı, dünyada başka örneği olmayan hizmetler sunarak misafir ediyoruz. Bugüne kadar harcadığımız tutar 32 milyar doları bulmuştur. Cerablus, Rai, Afrin bölgeleriyle, İdlib çatışmasızlık bölgesindeki milyonlarca kişiye de her türlü insani yardımı yapıyoruz. Dışarıdan aldığımız destek, uluslararası kuruluşlardan 600 milyon dolar, AB’den de şu ana kadar verilen tutar bütçemize giriyor bu, 1,7 milyar Avro düzeyindedir. 3+3 milyar avroyu etkin kullanamıyoruz. Sığınmacılara sağladığı imkanlarla, Avrupa başta olmak üzere dünyanın büyük bir mülteci akınına uğramasının önüne geçen Türkiye’ye, daha fazla ve daha esnek şartlarda destek verilmesini bekliyoruz.

MENBİÇ’TEN BAŞLAYARAK: Irkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı gibi konularda, Avrupa başta olmak üzere, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan olumsuzlukların önüne geçmek için gayret gösteriyoruz. Suriye’deki gelişmeler karşısında da aktif bir tutum içindeyiz. Daha önce Halep, Hama, Humus, Dera ve Doğu Guta’da yaşanan katliamların İdlib’de tekrarlanmasını engelleyerek, Suriye’de barışa ve siyasi çözüme giden yolu açık tuttuğumuza inanıyoruz. Hedefimiz, Menbiç’ten başlayarak Irak sınırına kadar olan Suriye topraklarının tamamını teröristlerden temizlemektir.

‘FETÖ dünyaya terör ihraç ediyor’

ABD’YE MESAJ: Bir yandan terör örgütlerini desteklemek, bir yandan kapıları mültecilere kapatmak, bunun tüm yükünü de Türkiye gibi birkaç ülkeye yüklemek, kimsenin geleceğini daha güvenli, daha müreffeh yapmaz. Tam tersine, bu şekilde ötelenen sorunlar, bir süre sonra artık mevcut tedbirlerle üstesinden gelinemeyecek boyuta ulaşır. Onun için gelin, Suriye, Irak, Yemen, Libya, Afganistan, Ukrayna gibi fiili, Balkanlar, Kafkasya, Kuzey Afrika, Orta Afrika, Körfez ve Doğu Akdeniz gibi potansiyel sorun alanlarının çözümü için daha samimi ve yapıcı gayretler ortaya koyalım.

BAŞI AMERİKA’DA: Terör örgütlerinin hepsi tüm güçlerini silahlı eylemlerinden almıyor. Bazıları daha karmaşık, daha gizli,  aldatıcı yöntemler kullanıyor. FETÖ, işte böyle bir terör örgütüdür. Bunun başı şu anda Amerika’dadır, Pensilvanya’dadır. 400 dönümlük arazide yaşamakta, dünyanın 160 ülkesine terör ihraç etmektedir.

BENİM CANIM YANDI: FETÖ’yü ülkemizde büyük ölçüde tasfiye ettik. Türkiye’nin ikazlarına kulak veren ülkeler bu örgütü topraklarından kovuyor. Tehlikenin farkına varamamış olanlar bedelini ağır ödeyecekler. FETÖ’nün, Amerika’nın 27 eyaletinde devlet bütçesinden yılda aldığı para 763 milyon dolardır. Canım yandığı için söylüyorum; ülkeleri FETÖ terör örgütüne karşı dikkatli olmaya ve harekete geçmeye davet ediyorum. Silahlı terör örgütleri ve eli kanlı rejimler konusunda sergilediğimiz dayanışmayı, bu sinsi örgüt için de göstermeliyiz. İsteyen her ülkeyle, tecrübelerimizi paylaşmaya hazırız.

'YAPTIRIMLAR SİLAH GİBİ KULLANILMALI'

ZARARI HER ÜLKEYE: Ticaret savaşları, her dönemde insanlığa zarar vermiştir. Bugün de böyle bir sürecin eşiğinde, hatta içindeyiz. Ticari anlaşmaların keyfi bir şekilde iptal edilmesi, korumacı politikaların yaygınlaştırılması ve ekonomik yaptırımların silah gibi kullanılması karşısında hiçbirimiz sessiz kalamayız. Bu çarpık gelişmelerin zararı, eninde sonunda her ülkeye dokunacaktır. Dünya ticaret düzeninin tek taraflı kararlarla bozulmasına engel olmak için hep birlikte çalışmalıyız. Dünyanın yeni bir ekonomik kırılma yaşamasını hiç kimse istemez. Kaos çıkarmak kolay, düzeni sağlamak zordur. Bugün bazı ülkeler ısrarla kaos çıkarmaya çalışıyor. Merhametin, vicdanın, hukukun, hakkaniyetin, umudun kaybolduğu bir dünya düzeni kadar büyük tehlike yoktur.

SERBEST TİCARET ÇAĞRISI: Türkiye, ticaretin de, insan dolaşımının da serbest olmasından yanadır. Bu konularda yaşanan her geriye gidiş, bizi olumsuz etkiliyor. Üstelik, bu tutumun tehdit diliyle, dayatmayla, ikili ilişkilerin geçmişinin tümden yok sayılmasıyla ortaya konması, üzüntümüzü daha da artırıyor. Biz sorunlarımızı eşit şartlarda yürütülecek yapıcı diyalogla çözmekten yanayız.

İSTANBUL TEKLİFİ: BM bünyesinde geleceğimiz olan gençlerimizle ilgili bir kuruluşa ihtiyaç bulunduğunu düşünüyoruz. Türkiye olarak, BM Gençlik Kuruluşu’nun bir an önce tesis edilmesini ve merkezinin de dünya tarihinin sembol şehirlerinden İstanbul olmasını teklif ediyoruz.

Erdoğan konuşmasından önce Trump’la ayak üstü sohbet etti. 

TRUMP'IN RESEPSİYONUNA KATILMADI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ve eşi Melania Trump’ın BM Genel Kurulu için ABD’ye gelen devlet ve hükümet başkanları ile eşlerine verdiği resepsiyona katılmadı. Her yıl geleneksel olarak ABD başkanlarının verdiği resepsiyona katılan Erdoğan’ın bu seneki resepsiyona katılmaması ise dikkat çekti.

Çipras ile görüştü

Erdoğan, daha sonra Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ı kabul etti. 1 saat süren görüşmede darbeci askerlere Yunanistan’ın sahip çıması ile başlayan gerginlikler ele alındı. Görüşmede, Kıbrıs’ta çözüm çabaları da iki lider tarafından değerlendirildi.

'ZOR GÜNLERDE YAN YANA DURDUK'

BM 73. Genel Kurulu görüşmeleri için New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile bir araya geldi. Erdoğan ve Ruhani arasında yapılan görüşmeye ilişkin İran Cumhurbaşkanlığı’ndan açıklama yapıldı. Açıklamada Ruhani’nin Türk yatırımcı ve şirketlerin İran’daki projelerin geliştirilmesi sürecine katılımını olumlu karşıladıklarını ve iki ülke arasındaki işbirliğinin geliştirilmesinin önünde hiçbir engelin bulunmadığını söyledi. Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ahvaz saldırısına ilişkin yaptığı kınamalara işaret edilen açıklamada Ruhani’nin “Zor  günlerde yan yana durduk. Bu (Ahvaz) hadise bize terörizme karşı daha ciddi mücadele etmemiz gerektiğini gösteriyor” dediği belirtildi. TAHRAN AA

Kimyasal silah uyarısını yineledi

ABD Başkanı Donald Trump, BM 73. Genel Kurulu’na hitap etti. Trump, konuşmasına “İki yıldan kısa bir sürede, yönetimim ülkemizin tarihinde neredeyse her yönetimden daha fazlasını başardı” sözleriyle başladı. Trump’ın bu ifadesi BM Genel Kurulu’nda gülüşmelere neden oldu. Trump ise gülümseyerek “Bu tepkiyi beklemiyordum ama sorun yok” diyerek konuşmasına devam etti. ABD’nin Kuzey Kore ile yürüttüğü nükleer görüşmeleri değerlendiren Trump, “Kuzey Kore lideri Kim’e cesareti ve attığı adımlar için teşekkür etmek istiyorum” dedi. Trump, Kuzey Kore tam anlamıyla nükleer silahtan vazgeçene kadar yaptırımların uygulanmaya devam edeceğini söyledi. Suriye’deki trajedinin ise içler acısı olduğunu belirten Trump, Esad rejiminin kimyasal silah kullanması durumunda ABD’nin harekete geçeceğinin altını çizdi. Trump şöyle devam etti: “İran Nükleer Anlaşması’ndan çekildiğimizden bu yana çoğu ülke bize destek oldu. İran anlaşmasındaki bütün bütçe İranlı liderlerin işine yaradı ve onlar da bu parayla nükleer füzeler üretti, terörizmi finanse etti ve Yemen’de dehşet ortamının yaratılmasına neden oldu.” 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER