Bu şekilde vizyonu olmayan bir program KKTC tarihinde bir ilktir.
GÜNDEMHükümet programında Başbakan Yardımcılığı ve Dış İşleri Bakanlığının dış politika ve müzakereler konusunda herhangi bir vizyon ortaya koyamaması bunca yıldır açıklanan hükümet programlarında bir ilki oluşturmaktadır. Programda ne ülkemiz, ne de başlaması muhtemel müzakerelerle ilgili bir pozisyon ortaya konmuştur. Hükümet programında her bakanlık vizyonumuz şu şekildedir diye programını açıklarken, Başbakan Yardımcılığı ve Dış İşleri Bakanlığı bölümünün birinci maddesi “bünyesinde yurt dışı temsilciliklerden her biri Kıbrıs Türk Kültür sanatını tanıtım etkinlikleri düzenlemek” şeklinde programına başlamakta ve geri kalan maddelerin birçoğunda tanıtım faaliyetlerinden bahsetmektedir. Meclis salonunda Dış işleri bakanlığının hükümet programı okunurken sanki turizm bakanlığı programını dinliyor gibiydik.
Bir Dış işleri bakanının en önemli görevi, ülkenin dış politikası ile ilgili bir vizyon, bir program koyup bunun uygulaması için hizmet vermesi gerekirken, hükümet programında ne Kıbrıs Türk halkının geleceği, ne de başlaması muhtemel Kıbrıs müzakerelerinde nasıl bir çözüm modeli öngörülmesi gerektiğine dair bir vizyon ortaya konmaktadır. Bu şekilde vizyonu olmayan bir program KKTC tarihinde bir ilktir.
Halbuki seçimlere girerken Halkın Partisi (HP) manifestosunda müzakereler devam ettiği müddetçe ülke tanıtımında sıkıntılar yaşanacağını ifade etmesine rağmen, müzakereler ile ilgili sonuç odaklı bir vizyon ortaya konmaması büyük bir eksikliktir. Müzakereler devam ettiği müddetçe ülke tanıtımının ne kadar zor olacağını HP zaten kendisi manifestosunda ortaya koymaktadır. O zaman müzakerelerin, ne zaman, ne şekilde sonuçlanması gerektiği ile ilgili bir görüş ortaya konması gerekirdi.
Yine HP manifestosunda “KKTC mevcut haliyle sürdürülebilir değildir” demesine rağmen hükümet programında KKTC”nin sürdürülebilmesi için ne yapılması gerektiği ve veya KKTC”nin sürdürülmek istenip istenmediği dahi belli değildir.
Crans Montana da 4 partinin (UBP- CTP- DP ve TDP) bir araya gelip ortak bir görüş metni ortaya koyabilmişken, hükümet edecek olan 4 partinin Kıbrıs Müzakereleri konusunda sessiz kalması anlaşılabilir değildir. Fazla detaya girmeye yoktu, bir cümle ile; “çözüm odaklı bir siyaset izlenecektir ve yeniden masa kurulacak ise müzakerelere bir zaman sınırı konması gerekir” dense, bu cümle bile bir dış politika vizyonu olabilecek bir pozisyondu. Nitekim bu husus yine HP”nin seçim manifestosunda vardı. Ancak bu husus dahi hükümet programında yer alamamıştır.
İktidar ortağı tüm partiler Kapalı Maraş ile ilgili “kapsamlı çözüm beklenmeden” bir tasarrufta bulunulması gerektiğine dair bir görüş beyan etmesine ve özellikle Halkın Partisi, Kapalı Maraş'ı, Kıbrıs Tük yönetimi altında eski sakinlerine, mülkiyet hakları dikkate alınarak belirli şartlarda açmayı vaat etmesine rağmen, Kapalı Maraş konusunun hükümet programında yer alamaması bu programın ne kadar samimiyetsiz olduğunu göstermektedir.
İktidar ortağı partiler dış politika konularında halktan oy almak için manifestolarında halka verdikleri sözleri ve ortaya koydukları dış politika vizyonunu hükümet programına alamayarak daha şimdiden verdikleri sözleri peşinen tutamamışlardır.
İlginizi Çekebilir