ÇALIŞMA YAŞAMI, İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İLE EKONOMİK KONULAR DA TARTIŞILDI
GÜNDEMCumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda milletvekillerinin güncel konuşmalarıyla, çalışma yaşamı, iş sağlığı ve güvenliği ile ekonomik konular da tartışıldı.
AKANSOY: “DENETÇİLER ARTAN SORUMLULUK KARŞISINDAN YETERSİZ KALIYOR”
CTP Milletvekili Asım Akansoy “Çalışma Hayatında Denetim Sistemlerinin Tesisi” ile ilgili konuşma yaptı.
Denetleyiciliğin devletin asli görevi olduğuna işaret eden Akansoy, işveren çevrelerinin emek verimliliğinden, çalışanların ise düşük ücretlerden şikayet ettiğini söyledi.
Ülkede bulunan denetmenler ve görevleri hakkında bilgi veren Akansoy, Çalışma Bakanlığına bağlı denetçilerin artan sorumluluk karşısından yetersiz kaldığına dikkat çekerek, kurumsallaşma adına fiziki koşulların da iyileştirilmesi gerektiğini kaydetti.
İş kazalarının her gün arttığına da dikkat çeken Akansoy, Çalışma Bakanlığına bağlı 3 dairenin birlikte hareket edebilecekleri yeni bir alan yaratmaları gerektiğini belirtti.
ÇELER: “ÖZEL SEKTÖRDE SENDİKALAŞMAYI DESTEKLİYORUZ”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler de, 1977 yılından beri bakanlığın teşkilat yasasının değişmediğine işaret ederek, bakanlığa bağlı dairelerde çalışanların sayılarını söyleyerek, gerekli denetimlerin ileriki süreçte sıklaşacağını belirtti.
İş sağlığı güvenliği için denetimlerin yapıldığını ve gerekli yatırımların yapılması yönünde çalışmalar yaptıklarını dile getiren Çeler, özel sektörde sendikalaşmayı da desteklediklerini, bunun otokontrol denetimini güçlendireceğini kaydetti.
ÖZTÜRK: “İSKELE KARPAZ BÖLGESİNE ACİL HASTANE GEREKLİ”
UBP Milletvekili Yasemi Öztürk de, “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Hakları” konusunda konuşma yaptı.
Kanser hastalığının arttığını dile getiren Öztürk, hükümetin bu konuda acil olarak komisyon oluşturmasını istedi. İskele Karpaz bölgesinde hastanenin olmayışını eleştiren Öztürk, bu bölgelere acil olarak bir hastane yapılması gerektiğini söyledi.
Sosyal hizmetlerde çalışanların işlerinin ehli olması gerektiğine de dikkat çeken Öztürk, Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından sahip çıkılmayan ve tedavi olmayan çocukların ilerde potansiyel suçlu olabileceklerini söyledi.
ÇELER
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, Öztürk’ü yanıtlamak üzere, tekrar söz alarak, bakanlıkla ilgili konularda her zaman kendisini ziyaret edebileceğini ve gerekli görüşmeleri yapabileceğini belirterek, sosyal hizmet alanında çocuk psikoloğu bulunmadığının doğru olduğunu ancak uzman kişilerin bulunduğunu açıkladı.
İhtiyaç duydukları alanlarda sözleşmeli kişiler alacaklarını belirten Çeler, ailesini kaybeden çocuklarla ilgili de koruyucu ailelere maddi katkı sağlandığını ifade etti.
SANER: “YAPI DENETİMİ TÜZÜĞÜ OLMADAN ETKİN DENETİM YAPILMASI ZOR”
UBP Milletvekili Hamza Ersan Saner, “Ülkemizdeki İnşaatlarda Yapı Denetimi ve Sorunları” hakkında konuşma yaptı.
Son dönemlerde arka arkaya iş kazalarının olmasının düşündürücü olduğunu dile getiren Saner, inşaatlarda iş güvenliği ve sağlığı konusunda, yapı denetimi tüzüğü olmadığından etkin denetim yapılmasının zor olduğunu söyledi.
İnşaat yapılabilmesi için idari işlerin olduğunu, vize alındığını, inşaat ruhsatı için de belediyelere başvurulduğunu ve bu izinlerin de alınmasının çok zor olmadığını söyleyen Saner, “inşaatta kim tarafından denetim yapıldığı bilinmiyor sadece ilgili Bakan inşaatlarda koşturuyor” ifadesini kullandı.
Belediyelerin teknik olarak kontrol yapma yetkileri olmadığını, öte yandan ilgili belediyenin 48 saat içinde inşaat iznini vermesi şartı olduğunu belirten Saner, tüm bu eksiklileri gördükleri için yapı denetimi için gerekli tüzük çalışmasını yaptıklarını söyledi ve dört Odanın da onayı olan tüzüğün bir an önce geçirilmesini talep etti.
İş Sağlığı ve Güvenlik Tüzüğünün eksikliklerini anlatan Saner, bu tüzükle hiçbir sorunun çözülemeyeceğini, Yapı Denetimi Tüzüğünün yasallaşması halinde eksiklilerin giderileceğine dikkat çekerek, şu andaki Bakanın hazırlanan tüzükle ilgili bilgisi olup olmadığını sordu.
Tüzüğün içeriğindeki bazı maddeleri okuyan Saner, “Bak bakanlığa neler bıraktık hediye olarak, oku. Bu işler palyatif olmuyor sayın bakan, gerçek tedbirler gerekir” ifadelerini kullandı.
Saner, konuşmasını tamamladıktan sonra, yapı denetimi tüzüğünü, salonda bulunmayan Başbakan’ın masasına bıraktı.
ÇELER: “HAZIRLANAN TÜZÜK YENİLENEREK YÜRÜRLÜĞE GİRECEK”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, Saner’in eleştirilerini yanıtladığı konuşmasında, 7 Şubat tarihinden beri kriz masası oluşturduklarını dile getirerek, daha önce hazırlanan tüzüğün yenilenerek yürürlüğe gireceğini kaydetti.
Daha önce hazırlanan bu yapı denetimi tüzüğünün eksikleri olduğunu, bundan kaynaklanan sorunların da farkında olduklarını dile getiren Çeler, yaralanan insanların yanında olmasının “şov” olarak nitelenmesini eleştirdi.
BAYBARS: “YAPI DENETİMLERİ DE ÖNEMLİ…ÇALIŞMA BAŞLATILDI”
İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, iş sağlığı ve güvenliği dışında yapı denetiminin de çok önemli olduğunu vurguladı.
İçişleri Bakanlığının da çalışıp yapması gerekenler olduğunu dile getiren Baybars, denetimler konusunda, göreve geldikten sonra yapı denetimini uygulama tüzüğünün olması gerektiğini düşünerek, tüzükle ilgili çalışmaya başlandığını kaydetti.
Yapı denetim uygulama tüzüğünün getireceği sistemin önemini anlatan Baybars, yakında tüzük çalışmasının bitmesinin ardından gerekli denetimlerin daha iyi noktaya gireceğini belirtti.
Tekrar söz alan Saner, iki bakanın konuşma farkına vurgu yaparak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın konuşma tarzını eleştirdi.
ATUN: “HALK NE YAPTIĞINI BİLEN BİR HÜKÜMET GÖRMEK İSTİYOR”
UBP Milletvekili Sunat Atun, “Ekonomik Konular” hakkında konuştu.
Bölge ve dünya ekonomik konjektüründe faiz oranlarının değiştiğini ve petrol ile döviz kurlarında farklılıklar cereyan ettiğini dile getiren Atun, döviz kurlarında olan hareketliliğin ülkeyi etkilediğini söyledi.
Dövizin ülkeye getirdiği dezavantajların sürekli sosyal medyada gündeme geldiğini belirten Atun, istikrar fonunun kullanılmasını eleştiren bir siyasi oluşumun olduğunu söyledi.
Atun, bu söylemleri, şu anda hükümet için ciddi bir imtihan olarak değerlendirdi.
Halkın ne yaptığını bilen bir hükümet görmek istediğini dile getiren Atun, hükümetin nasıl bir eylem yapacağını halka anlatması gerektiğini belirtti.
Enflasyonun en önemli sorun olarak karşımızda durduğuna dikkat çeken Atun, ülkedeki tüketimin azalması halinde hükümetin elzem harcamalar dışında harcama yapamayacak hale gelebileceğini kaydetti.
Alınan önlemlerin siyasi faturasını hep kendilerine kesenlerin bugün hükümette olduğunu söyleyen Atun, “ülkedeki ekonomik daralma politikası ile ilgili bir açıklama yapılması gerekir” dedi.
Orta vadeli programın hazırlanması, ülke için hedeflenen ekonomik büyüme rakamının hesaplanması için çalışma yapılması gerektiğini dile getiren Atun, 2019 ve 2020’nin hesaplanmasına da başlanması gerektiğini söyleyerek, “bunlar oturduğumuz yerden olmuyor” dedi.
Ekonomi yönetiminin vakit kaybetmeden sağlanması ve bunun da herkes ile paylaşılması gerektiğini söyleyen Atun, fiyat istikrar fonunu kullanma yönünde birçok beyanatın olduğunu anımsatarak, şimdiki hükümetin söylemlerini yerine getirmesini istedi.
Bireylerin dövizle borçlanması kurallarını belirlemenin çalışmasını yaptıklarını söyleyen Atun, bu çalışmanın birbirine bağlantılı olduğunu ve bu önemli çalışmayı da uzmanlar eşliğinde tam 9 ay çalıştıklarını kaydetti.
AB Merkez Bankasının herhangi bir kur hedefi koymamasının da çok manidar olduğuna dikkat çeken Atun, AB’nin enflasyonun halen beklenen hedefin altında olduğunu söylediğini, KKTC’ye bakıldığında ise ülkede ekonomik büyüme istenmesi halinde, bunun da bir planla ülkenin önüne konulması gerektiğini fakat şu ana kadar da bu konuda hiçbir hazırlık görmediklerini kaydetti.
Atun ayrıca, hükümetin özellikle, enflasyon, kur, devlet gelirlerinin düşmesi, yerli yatırımcı ve finansman konularında ne yaptığını açıklamasını istedi.
NAMİ: “DÖVİZ ARTIŞI KONUSUNDA ÜLKEDE ALINABİLECEK TEDBİRLER SINIRLI”
Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, eleştirileri yanıtlamak üzere söz alarak, döviz artışı ile ilgili yapılması gerekenler konusunda gerekli çalışmaların yapıldığını dile getirerek, KKTC ekonomisinin bu tip dalgalanmalara karşı alınabilecek tedbirlerin sınırlı olduğunu söyledi.
Yapılan çalışmaların olduğunu, yasakçı bir zihniyet içerisinde değil teşvik anlamlı bir çalışma yaptıklarını dile getiren Nami, tutarlı politikaların yürürlüğe girmesiyle bazı konuların düzeltilebileceğini belirtti.
Döviz konusunda yapılan çalışmalarda ilgi her kesimin katkılarını aldıklarını belirten Nami, ülkede alınabilecek tedbirlerin de sınırlı olduğunu, kısıtlı çerçevede yapabilecekleri bulunduğuna işaret etti.
Nami, ülkede TL borçlanmayı ön plana çıkaracak ne teşvik yapılabilir konusunda fikir eksersizi yapıldığını, çalışmaların sürdüğünü belirterek, tutarlı politikaların istikrarlı bir şekilde yapılmasıyla sonuç alınabileceğini ifade etti.
Ülkenin bugün itibarıyla cazip bir yatırım yeri olduğunu söyleyemeyeceğini kaydeden Nami, ülkede yatırım ikliminin iyi olmadığını, yasaların rekabet yaratabilecek bir dinamizmde olmadığını anlattı.
Tüm bunların 3 ayda düzeltilemeyeceğini, köklü değişiklik olması gerektiğini ifade eden Nami, kimseyi suçlamadan ve ülke ekonomisinin tablosunu göz ardı etmeden radikal adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
İlginizi Çekebilir