Çeler: Medyanın gücü, sizi daha temkinli olmaya yöneltmektedir
GÜNDEMGirne Amerikan Üniversitesi (GAÜ), Siyasal Bilimler Fakültesi ve İletişim Fakültesi’nin ortaklaşa düzenlemiş olduğu “Medya Gözüyle Uluslararası İlişkiler ve Güncel Yaklaşımlar” konulu panel, öğretim görevlilerinin ve öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleşti.
KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, GAÜ Rektörü Prof. Dr. Kutsal Öztürk, GAÜ Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aykut Toros ve İletişim Fakültesi Dekan Vekili Remziye Terkan’ın açılış konuşmalarıyla başlayan panel, öğrenciler tarafından yoğun ilgi gördü.
Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aykut Toros açılış konuşmasında, geçmişten günümüze; günümüzden geleceğe medeniyetin ve siyasetin üç evrensel unsuru olduğunu belirterek, bunlardan ilkinin, iklim, ikincisinin nüfus, üçüncüsünün ise enerji olduğunu söyledi. Toros konuşmasının devamında;
“Bu üç unsur birbirleriyle sarmaş dolaş bir halde geçmişten günümüze, günümüzden geleceğe doğru akmaktadırlar. Medeniyet güncel konularında bu unsurların bileşkenlerini tartışmaktadır” dedi.
GAÜ Rektörü Prof. Dr. Kutsal Öztürk açılış konuşmasında, basın özgürlüğünü daima önemseyen ve basının bağımsız, özgür ve 4. güç olmasından yana olduğunu ifade ederek, bu açıdan kalemini hiçbir zaman kirletmeyen basın emekçilerine sevgi ve saygısının sonsuz olduğunu söyledi. Öztürkkonuşmasının devamında;
“GAÜ uluslararası olmayı hedefleyen ve olmayı başaran; 3 kıta 7 ülkede ses getirebilen, uluslararası bir dünya üniversitesidir. Özellikle uluslararası ilişkilerde basınımızın her durumda, her görevde gücü olduğunu biliyoruz. Bu uluslararası ilişkilerde de onun gücünün daima var olmasını ve destek olacağına inancımızın olduğunu belirtmek istiyoruz.” sözleriyle medyanın önemini vurguladı.
Ardından kürsüye davet edilen KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çeler, ‘‘Medyanın gücü, sizi daha temkinli olmaya yöneltmektir. İletişimci olan arkadaşlar biraz daha şanslıdır, çünkü onlar 2. güç olacaktır. Siyaset Bilimi’nde okuyanlarsa daha dikkatli daha temkinli hareket etmekle ülkelerine edecekleri hizmetleri daha da üstte olacak ve başarı sağlamaları konusunda medyadan alacakları destek, eleştiri hep onların ileriye dönük sağlam adım atmalarına yardımcı olacak. Büyük ülkelerin kendi medyalarını istedikleri yönde kullanmaları, uluslararası ilişkiler konusunda kendi ülke insanlarının gücünü arkalarına almayı ama diğer taraftan diğerlerinin ölümüne sebep olmayı da maalesef göze alabiliyorlar. Bu yüzden söylenecek çok şey var.’’ Diyerek İletişim ve Siyasal Bilimlerin birbiriyle bağlantılı olduğuna değinerek medyanının onları ileriye taşıyacağını ifade etti.
Aynı zamanda büyük ülkelerin medyayı kötüye kullanımına da değinen Çeler, sözü İletişim Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Remziye Terkan’a bıraktı.
Terkan şunları söyledi: ‘‘Girne Amerikan Üniversitesi olarak ve de özellikle Siyasal Bilimler Fakültesi – İletişim Fakültesi olarak, her biri ülkemizde iletişim ve medya alanında seçkin yerlere sahip böylesi değerli konukları misafir etmekten büyük bir mutluluk duyduğumuzu ifade etmeden geçemeyeceğim. Bizler, okulumuzda, öğrencilerimize vermiş olduğumuz teorik-pratik kapsamlı eğitime ek olarak, çok kıymetli katılımcılarla gerçekleştirilen bu ve buna benzer etkinlikleri ve bu sayede konuklarımızın bizlerle gerçek hayat deneyimlerini tüm samimiyetleri ile paylaşmalarını son derece önemli buluyoruz. Bizler farklı farklı dünya görüşüne sahip insanların GAU çatısı altında fikirlerini özgürce ifade etmelerini okulumuz, kendimiz, hocalarımız ve öğrencilerimiz adına son derece önemli bir zenginlik olarak görüyoruz.”.
Konuşmasına ‘’Takdir edersiniz ki, günümüzde genel anlamda iletişimin ve medyanın gücü dünyanın ve toplumların şekillendirilmesinde son derece önemli roller oynamaktadır. Medyanın konuları ele alışı, bu konuları işleyişi ve kamuoyuna yaptığı paylaşımlar, toplumların olaylara bakışını ve olayların seyrini bir anda değiştirebilmektedir.’’ sözleriyle devam eden Terkan, konu bağlamında ülkemiz ve dünyamız çerçevesinde süregelen uluslararası ilişkileri medyanın nasıl okuduğunu bilmenin önemine, toplumların medya yöneticilerinin uluslarası ilişkilere bakış açılarını analiz etmesinin ve öğrencilerimizin güncel bilgilerden haberdar olmasını sağlayarak, uluslararası ilişkilerde medyanın rolü ile aralarındaki ilişkileri ortaya koymanın önemle üzerinde durulması gerektiğini vurguladı. Sözlerine son verirken, tüm konuşmacılara ‘’Girne Amerikan Üniversitesi’ne hoşgeldiniz’’ diyerek, organizasyonda emeği geçen herkese, özellikle Siyasal Bilimler Fakültesi koordinatörü Dr. Sadık Akyar’a ve İletişim Fakültesi Etkinlik Koordinatörü Dr. Kamil Kanıpek’e , Fakülteler ve GAU adına sonsuz teşekkürlerini sundu.
Panel Moderatörü, Siyasal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Enver Gülseven hem demokratik hem de otoriter rejimlerde kamuoyunun önemine vurgu yaparken medyanın kamuoyunu etkilemede bir araç olarak kullanıldığını ifade etti. Kıbrıs davasıyla ilgili Rum Basını’ndan yararlanıldığını, bu konuda Kıbrıs Basını’nda bir eksiklik olduğunu belirtti. Devamında sözü Gazeteci Hasan Hastürer’e bıraktı.
Konuşmacılardan deneyimli Gazeteci Hasan Hastürer, ‘’Biz etkileşilimli bir uğraşın parçasıyız. İnsanlar başkan seçilebilir, seçim sonucunda bir yerlerde olabibilir ama liderlik başka bir mesele. Ben eleştirileri yaparken şunu demiştim ‘Siz haklı olduğumuz bir konuda bile hakkımızı savunamıyorsunuz.’ bunun en önemli sebebi dünya diliyle konuşamıyorsunuz. Dünya dili, çıkarlarınızla dünya çıkarlarını bir araya getirme meselesidir. Milli dava meselesi orta dille hareket etmeyi zorlaştırıyor. Resmi politikayı o dönemde kim seslendiriyorsa onun parçası gibi bire bir uyarak hareket ederseniz sorun yok, ama onun dışına çıkarsanız veya eleştirirseniz hain olursunuz.’’ sözleriyle konuşmasına başladı. Türkiye’nin bir çok komşusu ile sorun yaşadığını ifade eden Hastürer, Türkiyenin yaşadığı uluslararası sorunların Kıbrıs’a da yansıdığını belirtti. Uluslararası diplomasinin karşılıklı kazanç üzerine kurulduğuna değinen Hastürer, KKTC’nin uluslararası ilişkilerini geliştirip ileriye götürebileceği olanağının olmadığını dile getirdi. ‘’Çağdaş bir toplumun karakteristik özelliklerinden birisi sorgulama yeteneğidir. Bunun için de fikir sahibi olunması gerekir. Basının doğru bilgiye sahip olmaması büyük talihsizliktir.’’ Diyen Hasan Hastürer, sözü Hasan Erçakıca’ya bıraktı.
Gazeteci, KKTC Cumhurbaşkanı Eski sözcüsü Hasan Erçakıca, ‘’Uluslararası gelişmeler, global sorunlar günlük hayatımızı fazla etkileyebilir. Uluslararası ilişkilerde medyanın önemi gittikçe artıyor. Tek taraflı manupile edilmemenin yolu alternatif medyaları görmektir. Uluslararası ilişkilerde medyanın ağırlığı arttıkça devletler bu konuda kendilerince birşeyler yapmaya çalışıyorlar.’’ diyerek medyanın uluslararası ilişkilerde kazandığı önemi ifade etti.
Konuşmacılardan TeMedya Kurucu Direktörü, Siyasal İletişimci Özdemir Tokel ise, ‘’Dünyaya veya kendi bölgesine hakim olmak isteyen her devlet mutlaka medyaya da hakim olmalıdır. Bu günümüzün temel gereksinimi olmuştur. Medya insaoğlunun bir arada yaşamaya başladığından beri olan bir kavramdır. Eski dönemlerde, propaganda mağara duvarlarına bir takım çizimlerle yapılırdı, şimdi ise bir çok iletişim aracı ile yapılıyor.’’ Sözleriyle medyanın geçmişten günümüze kazandığı öneme vurgu yaparken, medyanın uluslararası ilişkilerin belirleyicisi, destekleyicisi haline geldiğini ifade etti. KKTC ve Türkiye’nin en büyük eksikliğinin lobicilik olduğunu belirten Tokel, ‘’Asla dünya dili diye bir şey yoktur, küresel siyaseti yönetenlerin bir dili vardır.’’ Sözleriyle konuşmayı Rasıh Reşat’a bıraktı.
Gazeteci, Kıbrıs Postası Genel Yayın Yönetmeni, Rasıh Reşat, ‘‘Uluslararası ilişkiler veya diplomasi, savaşmadan çıkarlarımızı arttırabilmemiz içindir. CNN efekti diye bir şey vardır. 12 Eylül saldırıları sonrasında içerde yapacakları uluslararası hamleyi daha meşru kılmak için Amerikan halkını bir savaş isteği içine sokmak için medya kullanılmıştı. Ülkeler birbirileri ile savaşmadan çıkarları doğrultusunda medyayı kullanıyorlar. Diğer taraftan medya yoluyla savaş da vardır. Buna örnek olarak gezi olaylarından 48 saat önce yabancı medyanın Taksim Meydan’ında olmasıdır. Uluslararası ilişkiler bağlamında medya, barut gerektirmeyen bir silahtır. Savaşları önleyeceği gibi, tetikleyici durumlara da neden olabilir.’’ Sözleriyle medyanın kamuoyu oluşturmadaki önemine vurgu yaparken, medyanın belirleyici özelliğinin çok önemli olduğunu, bu belirleyiciliğin savaşları başlatabileceğini veya durdurabileceğini ifade etti.
Katılımcıların değerli paylaşımları ile gerçekleşen panel sonunda öğrencilerden gelen sorular yanıtlandı. Soru-yanıtlarla daha da anlam kazanan panel, GAU öğrencileri için büyük katkı sağladı. GAU Rektörü Prof. Dr. Kutsal Öztürk, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler’e panele katılımı ve konuşması için anı hatırasını takdim etti. Konuşmacılara katılımlarından dolayı plaketlerini, İletişim Fakültesi Dekan V. Doç. Dr. Remziye Terkan ve Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aykut Toros takdim etti. Plaket ve anı hatırası takdimi sonrasında fotoğraf çekimleriyle son bulan panel, büyük ilgi gördü ve fakültelerin işbirliğiyle farklı etkinlikler de düzenlemesi için dileklerde bulunuldu.
İlginizi Çekebilir