Çok büyük kriz bizi bekliyor
EKONOMİSon 6 ayda Türk Lirası karşısında Dolar yüzde 26, Euro ve Sterlin ise yüzde 19 değer kazanmış bulunuyor. Petrol fiyatları son 7 ayın en yüksek seviyesine çıkarak varil fiyatı 50 doları aşmıştır. Dövizle borçlananların sıkıntıları artmıştır. Bu durum akaryakıt ve elektrik fiyatlarına doğrudan yansıyor ve yansımaya devam edecektir.
Türkiye’den gelen suyun abonelere ulaştırılmasıyla birlikte su fiyatları da önümüzdeki günlerde ciddi şekilde yükselecektir.
Seyrüsefer harçları ile ilgili yeni düzenlemenin ne getirip ne götüreceğini henüz kestirmek zordur çünkü hükümet bu konuda uygulamayı somutlaştırmak yerine sadece ahkâm kesmekte ve halkımızı haklı bir endişeye sevk etmektedir.
Kısacası, bu koşullarda kesin olan bir şey varsa o da cebimizdeki paranın önümüzdeki dönemde azaldıkça azalacağıdır.
Buna bağlı olarak piyasadaki mal ve hizmetlere talep düşecektir.
Esnafın kâr payı iyiden pul parasına dönüşecektir.
Kayıt dışılık artacaktır.
İşletmeler sabit giderlerini bile karşılayamayınca kamu maliyesinin gelirlerinde de düşüşler yaşanacaktır.
CTP’nin 3 yıl boyunca yürüttüğü kamu harcamalarında tasarruf ve disiplin anlayışı, azınlık hükümeti döneminde yerini harcamaları artırmak pahasına belli çevreleri memnun etme yaklaşımına bırakmış durumdadır.
Bu gidişata göre Özgürgün-Denktaş ikilisinin “mavi boncuk dağıtma” oyunu ciddi krizlere yol açacaktır.
Hükümetin derhal kamu harcamalarını artırıcı etkiye sahip popülist politikalara bir son vermesi gerekmektedir.
Hali hazırda bütçe açığı ciddi boyutlardayken ve kamu borç stoku nedeniyle mali kriz devam ediyorken hükümetin kamu harcamalarını artırıcı vaatlerini hangi kaynaklarla finanse edeceğini, kamu gelirlerini artırmaya dönük ne gibi adımlar atacağını da halka açıklama borcu vardır.
Bir başka deyişle, popülist politikaların halka yansımasının yeni zamlar şeklinde olması riski bir hayli yüksektir.
Diğer yandan, bütçemizin yüzde 80’i maaş ve maaş benzeri ödemeler için kullanılıyorken ve bu oranın 3 yıl içinde yüzde 75’e düşürülmesi gerekiyorken çalışanlara dönük açılımların belli bir zümreyi veya kamuda çalışan küçük bir kesimi değil ülkedeki tüm çalışan kesimleri kapsayıcı özelliğe sahip olması çok büyük önem taşımaktadır.
Aksi takdirde, dar kesimleri hedef alacak açılımlar nedeniyle özel sektör çalışanları ile kamu çalışanları arasındaki eşitsizlikler toplumdaki sosyal yaraları büyüteceği gibi kamu çalışanları arasında da huzursuzluğa yol açıp kamuda verimliliği olumsuz yönde etkileyecektir.
Azınlık hükümetinin silkinip uykudan uyanması, kendine gelmesi, dar gruplara mavi boncuk dağıtmaktan derhal vazgeçmesi ve temel hizmet alanlarında halkımızın genelinin en uygun maliyetlerle en nitelikli hizmetleri almasını sağlayacak köklü politikalarla halkın karşısına çıkması gerekmektedir.
Aksi halde kısa bir süre sonra bugünleri çok arayacağız.
İlginizi Çekebilir