© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Corona virüs aşıları nasıl bu kadar hızlı geliştirildi?

Dünya genelinde bir buçuk milyon kişinin hayatını kaybetmesine neden olan yeni tip corona virüs pandemisine karşı neredeyse bir yıl gibi oldukça kısa süre içinde geliştirilen aşılar insanlara uygulanmaya başlandı.

Bilim insanları, aşıların başarısını tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendirdi ancak dünya daha önce hiç bu kadar kısa sürede bir aşının onaylandığına tanık olmadı.

Söz konusu durum bazı insanlar için endişe kaynağı olurken bilim insanları aşı gelişim sürecinin nasıl bu kadar hızlı ilerlediğini değerlendirdi. Araştırmacılar, aşıların hızlı bir şekilde geliştirilmesindeki en önemli etkenin kamu yararı ve aciliyet nedeniyle ilaç şirketlerine hükümetler ve özel şirketler tarafından sağlanan hızlı nakit akışı olduğunu belirtti.

Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin'in kurucu ortağı olduğu Alman biyoteknoloji firması BioNTech'in Amerikan ilaç şirketi Pfizer ile geliştirdiği yeni tip corona virüs (Covid-19) aşısı 8 Aralık’ta İngiltere’de yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Çin ise batılı ülkelerden daha erken davranarak temmuz ayından itibaren vatandaşlarını aşıladığını duyurdu. Bununla birlikte, ABD ve AB’nin bu yılın sonuna kadar aşılara onay vermesi bekleniyor. Ancak bir yıldan daha kısa sürede geliştirilen aşıların hemen piyasaya sürülmesi bazı insanlarda endişe yaratıyor.

Bilim insanları aşının hızlı geliştirilmesininin onların güvenilirliğini etkilemediğini vurgulayarak, yaşanan sürece etki eden faktörleri açıkladı.

NORMALDE SIFIRDAN BİR AŞI GELİŞTİRMEK NE KADAR SÜRER?

Bilim insanları aşı geliştirmenin geleneksel olarak yavaş bir süreç olduğunu söylüyor. İngilliz Hükümeti Baş Bilim Danışmanı Patrick Vallance, yeni tip corona virüs pandemisinden önce tamamen yeni bir aşı geliştirmenin ortalama 10 yıl sürdüğünü ve bu sürecin beş yıldan daha kısa bir sürede tamamlanamadığını açıkladı. 

CORONA VİRÜS AŞILARI BİR YILDAN KISA BİR SÜRE İÇİNDE NASIL GELİŞTİRİLDİ?

Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu’ndan epidemiyoloji Profesörü Stephen Evans, göz önünde bulundurulması gereken kilit noktanın,   ilaç şirketlerinin karşılaştığı olağan finansal endişeleri bir kenara etmesini sağlayan kamu ve özel sekörden gelen nakit akışı olduğunu söyledi. Evans, “Hükümetlerin aşıları önceden satın alması, aşı geliştiren bilim insanlarının önceki çalışmalardan daha büyük riskler almasını ve dolayısıyla daha hızlı bir süreci beraberinde getirdi. Dahası, corona virüse karşı bir aşıya karşı talebin ve aciliyet yüksek olması kamu yararı için daha fazla çabayı beraberinde getirdi” ifadelerini kullandı.

Bununla birlikte, geleneksel olarak aşılar, virüsün bir kısmını laboratuvarda üreterek geliştiriliyor. Ancak bu zaman alıyor. Sırasıyla yüzde 95 ve yüzde 94 etkili olduğu açıklanan Pfizer/BioNTech ve Moderna aşıları ise mRNA yöntemiyle geliştirildi. Bu aşılar, corona virüsün genetik kodunun bir kısmının vücuda enjekte edilerek çalışıyor ve bu durum da vücudun antikor üretmeye  başlamasını tetikliyor. Ancak bu yaklaşım geleneksel aşı geliştirme yöntemlerinin kullanıldığı Oxford/AstraZeneca, Çin ve Rus aşılarına da fayda sağladı. Yeni teknolojiyle virüsün genetik dizilimine ilişkin çalışmaların hızlanması ve bilim insanları arasındaki hızlı paylaşım sirkülasyonu aşıların yanı sıra diğer corona virüsler üzerinde halihazırda devam eden çalışmalara da yardımcı oldu.

Ancak mRNA  teknolojisi geleneksel olmayan bir yaklaşım olsa da daha önce test edilmediği anlamına gelmiyor. Imperial College London'dan Dr. Zoltán Kis, "Pfizer / BioNTech aşısının kullandığı mRNA aşı teknolojisi yirmi yılı aşkın süredir geliştirilmektedir. Söz konusu teknolojinin  kullanımı, yalnızca bir aşının hızla geliştirilebileceği ve güvenlik profili hakkında en başından daha fazla şeyin bilindiği anlamına gelmez, aynı zamanda mevcut üretim süreçleri kullanılabildiği için üretim daha hızlı ve daha ucuzdu” ifadeleri kullanıldı. 

AŞILAR BİRİNCİ FAZ DENEMELERİNİN ARDINDAN ÜRETİLMEYE BAŞLADI

Bununla birlikte araştırmacılar, dikkate alınması gereken bir diğer bir hususun , geleneksel aşı geliştirmede klinik denemelerin aşamalarının sırayla yürütülürken, Covid-19 aşılarının birinci faz denemelerinin sonuçlarından  itibaren üretilmeye başlaması olduğunu aktardı. 

Kis, "Aşı üretimi  klinik deneylere paralel olarak gerçekleştirildi ve araştırmacılar  denemelerin başarılı olacağını umdu" dedi.

SOSYAL MEDYA DENEMELERE HIZLI GÖNÜLLÜ KAYDI SAĞLADI

Son olarak ise teknolojideki gelişmeler veri kaydını kolaylaştırırken, sosyal medyanın ortaya çıkışı şirketlerin aşıyı deneyeceği gönüllüleri bulmasını kolaylaştırdı. 

Bristol Üniversitesi'nde aşı uzmanı ve Oxford / AstraZeneca denemelerinde araştırmacı olan Prof. Adam Finn, “Bir çalışmaya katılımcı bulmak normalde haftalar veya aylar sürer, ancak bir gecede  Oxford/Astra denemesine katılacak gönüllü sayısına ulaştık ”dedi.

AŞILARIN ONAY SÜRECİ HIZLANDI

King’s College London'da eczacılık profesörü olan  doktor Penny Ward, yeni ilaçların onaylanmasının genellikle yaklaşık altı ile dokuz ay sürdüğünü söyledi. Ancak bunun  kısmen, gerekli verilerin  düzenleyici kurumlara tek seferde iletilmesinden kaynaklandığını vurguladı. Covid-19 aşılarında ise veriler geldikçe gerekli kuruluşlara belirli aralıklarla iletildi ve bu durum onay sürecini hızlandırdı. Evans, şirketlerin normalde tüm veriler gelene kadar bir başvuru yapmak için beklediklerini, çünkü onay sürecinin onlar için pahalı ve riskli olduğu söyledi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER