© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis'te konuştu

TBMM'nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağırlıklı olarak ekonomik gelişmelere değindi.

 

TBMM Genel Kurulu, 27. Dönem 2. Yasama Yılı başlangıcı dolayısıyla Meclis Başkanı Binali Yıldırım başkanlığında toplandı. 

TBMM Başkanı Bİnali Yıldırım'ın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Genel Kurul'da bir konuşma yaptı.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"16 Nisan halk oylaması yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz bir büyük devrimin adıdır. Bu önemli değişimi suhuletle gerçekleştirmeyi başardık. Ülkemizde yönetim reformu çabalarının 200 yıla yaklaşan bir geçmişi vardır. Maalesef ne yaparask yapalım, darbelere krizlere engel olamadık. 2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı krizi yeni bir reformu kaçınılmaz hale getirmiştir. 

Milletimiz 2007 yılından beri ilerleyen süreçte sağduyu ve ferasetle hareket etmiştir. Ülkemizi başarısızlığa uğratmak isteyenlere fırsat vermedik. Tuzaklar bu defa işe yaramadı. Milletimizin birlik ve beraberliğine sahip çıkmasıyla bu günlere geldik. Çareyi milli iradenin üstünlüğünde aradık. Çözümü milletimize gitmekte bulduk. Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için yapılan her hamle daha büyük yatırımlarla karşılık buldu. 

Darbe yapmaya teşbbüs ettiler, göğsümüzü namlulara siper ederek istiklalimize ve istikbalimize sahip çıktık. Gece yarısı operasyonlarıyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar. Allah'ın izniyle bu saldırıyı da atlatma yolunda ilerliyoruz.

"BİR TAKIM SIKINTILAR YAŞANIYOR OLABİLİR"

24 Haziran seçimlerinde şahsımı seçen milletimize karşı görevimizi layıkıyla yerine getirme çabası içerisindeyiz. Hızlı ve etkili bir icraat geçiriyoruz. Elbette her geçiş dönemi gibi, bu süreçte de birtakım sıkıntılar yaşanıyor olabilir. Tespit ettiğimiz her sıkıntıya anında müdahale ediyor ve hemen hal yoluna koyuyoruz. Ancak ekonomide, asla hak etmediğimiz ve ülkemizin gerçek durumunu kesinlikle yansıtmayan dalgalanma, bu tür sıkıntıların daha çok göze batmasına yol açıyor. Geliştirdiğimiz programlarla ekonomimizi yeniden dengeye kavuşturmaya başladık. 

Yetkiyi milletimizden alarak attığımız her adımda milletimize hesap verme bilincinde olduğumuzu biliyoruz. Milletimize zaten çok büyük bir borcumuz vardır. 15 Temmuz'da milletimize olan vefa borcumuza bir de can borcu da eklendi.

Bazı konular kanuni düzenleme gerektiyoruz. Cumhurbaşkanı bütçe dışında tasarı sunma imkanı yok. Sadece sizlerin teklifiyle gündeme gelebiliyor. Meclis'in açılmasıyla milletvekillerimizin kanun teklifleriyle ülkemize önemli hizmetler yapabileceklerine inanıyorum. Bize destek olacak yolumuzu açacak kanun teklifleri bekliyoruz. Sıkıntıları omuz omuza verirsek aşabiliriz. Gelin Türkiye'yi birlikte hedeflerine ulaştıralım. gelin demokrasimizi birlikte güçlendirelim. Gelin milletimize birlikte hizmet edelim.

HEDEF KANDİL VE SİNCAR

Türkiye olarak PKK'nın Irak'ta faaliyet gösterdiği yerleri kontrol altına aldık. Hedefimiz, çıban başı olarak gördüğümüz Kandil'i, yeni Kandil olma yolunda ilerleyen Sincar'ı bölücü terör örgütünden tamamen temizlemektir. Suriye'deki durum çok daha acı ve vahimdir. Bu ülke 7. yılını geride bırakan bir iç savaşın içinde kıvranmaktadır. Rejimin kendi halkına yönelki saldırıları yetmiyormuş gibi, DEAŞ ve YPG gibi alçak örgütler Suriye halkına musallat olmuşlardır.

Bu coğrafya halkıyla müşterek geçmişe ve kültür değerlerine sahibiz. Hayatlarını kurtarmak için yaşadıkları yerden kaçan milyonlarca Suriyeliye kapılarımızı ve gönlümüzü açtık. Her çatışma bizim için göç dalgasının habercisidir. Bu tehlikeli gidişin önüne geçmek amacıyla Suriye içinde güvenli bölgeler oluşturmak için harekete geçtik. 

"SURİYE'YE DÖNÜŞ HIZLANACAK"

(İdlib mutabakatı) Türkiye en büyük yükü kendisinin çektiği krizde doğrudan inisiyatif alan ve söz sahibi olan bir ülke haline gelmiştir. 60 binin üzerinde Suriyeli geri dönmüştür. Güvenli bölgeleri geliştirdikçe ülkemizdeki misafirlerimizin kendi topraklarına dönüşünün hızlanacağını düşünüyorum. İnşallah en kısa zamanda bunu da sağlayacağız. 

"AVRUPA'YA SIRTIMIZI DÖNMEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL"

Her devlet gibi Türkiye'nin de uluslararası ilişkilerinde iniş ve çıkışlar yaşanabilmektedir. Son yıllarda AB ve AB ülkeleriyle gerilimler yaşadık. Kimi Avrupa ülkelerinin Türkiye karşıtlığını iç politika malzemesi yapması sıkıntılara neden oldu. Avrupa ile bu dönemi yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Türkiye'nin uğradığı haksızlıklara rağmen taahhütlerini yerine getirmesi elimizi güçlendirdi. En büyük ticaret ortağımız olan böyle bir coğrafyaya sırtımızı dönmemiz söz konusu olamaz.

"EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ HUKUKSUZLUK ÖRNEĞİ"

Bir başka önemli sorun alanımız ABD ile ilişkilerdir. Mevcut yönetimin hiçbir mantıki ve stratejik tutarlılığı olmayacak şekilde ülkemizi hedef alması bizi üzmüştür. Birçok terör örgütü mensubu bu ülke tarafından korunup kollanmaktadır. ABD olumsuz tavrını ekonomik alana taşımıştır. Halkbank davası eşi benzeri görülmemiş bir hukuksuzluk örneğidir. Terör örgütleriyle karanlık ilişkileri sebebiyle yargılanan bir rahibi bahane ederek, ülkemize yaptırımlar uygulamaya kalkan bu çarpık anlayışla diplomasinin ve hukukun sınırları içinde mücadele etmekte kararlıyız.

"ABD ENİNDE SONUNDA BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRECEK"

Amerikan yönetiminin eninde sonunda ülkemize yönelik yanlış bakış açısını düzelteceğine inanıyorum. Geçtiğimiz hafta katıldığımız New York'taki toplantı öncesinde ve sonrasında ABD'li şirketlerle bir araya geldik. Henüz arzu ettiğimiz seviyeye gelmemiş olsa da ortak bir anlayışı ulaşma yolunda ilerleme kaydetmeye başladığımızı söyleyebiliriz İnşallah, en kısa sürede, aramızdaki meseleleri çözüp, Amerika ile yeniden siyasi ve ekonomik alanlarda stratejik ortaklık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi ümit ediyoruz.

"YAPTIRIM TEHDİDİ ADİL DEĞİL"

Rusya ile aramızı bozmak için de pek çok provokasyon yapıldı. Karşılıklı olarak sağduyuyu ve soğukkanlılığı elden bırakmayarak, bu sıkıntıların üstesinden geldik. İnşallah, önümüzdeki dönemde Rusya ile aramızdaki bu olumlu işbirliği iklimini daha da güçlendireceğiz. Rusya ile ortak çıkarlarımıza uygun olan projeleri hayata geçiriyoruz. Gelecek dönemde bu iklimi güçlendireceğiz. İran'a yönetlik yaptırım tehditlerin de adil olmadığını düşünüyoruz. Kolayca çözülecek sorunların yaptırımlarla halledilmeye çalışılması doğru değildir. Bu tür adımların hiçbir fayda sağlamadığı geçmiş tecrübelerle sabittir.

"TÜRKİYE'YE RAĞMEN ADIM ATILAMAZ"

Kıbrıs ve Ege'de Türkiye'ye rağmen hiçbir adım atılamayacağını bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Her konuda olduğu gibi Kıbrıs ve Ege'de tercihimiz kazan kazandır. İşi çatışmaya ve krize götürmeye tevessül edenler bunun hesabını önce kendi halklarına vereceklerdir.

Kudüs meselesi bizim de ümmetin de kırmızı çizgisidir. Türkiye olarak sonuna kadar Kudüs davasının takipçisi olacağız. 

Ekonomi özel önem verdiğimiz bir konu olmuştur. Türkiye'yi büyütürken bundan herkesin faydalanmasını sağladık. Yepyeni bir kalkınma modeli ortaya koyduk. Bir süredir yaşadığımız kurdaki yükselişin sebep olduğu hadiselerin ülkemizin ülkemizin ekonomik gerçekleriyle ilgili olmadığı açıktır. ABD yönetimi siyasi ve hukuki sorunları diyalog yerine tehdit ile çözmek gibi bir yanlış yola girmiştir. Türkiye ekonomisi bu tür tehdit ve saldırılarla yıkılmayacak kadar güçlüdür.

"EN ZORUNU GERİDE BIRAKTIK"

 

Kurdaki yükselişin yol açtığı belirsizlik ortadan kalkıyor. Türkiye kimseden para talep etmiyor. Tüm çabamız ulslararası sermayenin ülkemizde yatırım yapmasını sağlamaktır. Bankacılık sektörünün hareket alanının daralmasından kaynaklanan sorunların önemi ve aciliyetinin farkındayız. Tüm bu sıkıntıların çözümüne yönelik hazırlık ve çalışmalarımız var. Hiçbir vatandaşımızı çalışanımızı tefecinin ve fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz. Türkiye'yi yeniden yükselişe gerçemeye kararlıyız. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını, ülkesine ve yönetimine güvenmesini istiyorum. En zorunu geride bıraktık. Bu günleri de geride bırakacağız."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER