© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ülkede savaş çığırtkanlığı yapanların yeri bellidir, bedelini ödeyecekler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkede savaş çığırtkanlığı yapanların yeri tamamen malum, bellidir. Bedelini ödeyecekler. Bunların takibini biz kesinlikle adım adım yaparız. Nasıl biz bunları Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Kandil'de inlerine girdiysek bundan sonra da aynı şekilde inlerine gireceğiz." dedi.

 

Sinan Erdem Spor Salonu'nda gerçekleştirilen "Büyük Samsunlular Buluşması"ndaki konuşmasına, "Buradan Kuvayı Milliye'nin, milli iradenin şehri Samsun'un tüm ilçelerindeki, mahallelerindeki, köylerindeki, kardeşlerimi selamlıyorum. Orhan Gencebay'ın ifadesiyle 'Cennet gözlü, tatlı dilli Samsunlu' kardeşlerime en kalbi sevgilerimi gönderiyorum." diye başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhurbaşkanlığı döneminde 6 kez Samsun'a gittiğini anımsattı.

Kentte, her defasında büyük bir sevgi ve muhabbetle karşılaştığını dile getiren Erdoğan, "31 Mart için Samsun'dan bir kez daha söz aldık. Buradan sizlerin vasıtasıyla her ziyarette şahsımı bağrına basan Samsunlu kardeşlerime, hemşehrilerime tekrar teşekkür ediyorum. CHP ve HDP bundan da rahatsız oluyor. Hiçbir şey bulamamışlar bizim milletimizle buluşmamıza, dertleşmemize tepki gösteriyorlar." dedi.

Erdoğan, Orhan Gencebay'ın güftesini yaptığı yeni esere dikkati çekerek, "Hele hele bir bestesi çıkınca ondan sonra sen seyret bunun feveranını. Çünkü bu eser çok milli ve yerli bir eser. Tabii müsaade ederseniz ben de kullanırım. Berhudar olun." ifadelerini kullandı.

Samsun'dan Artvin'e, Hatay'dan Hakkari'ye, Şırnak'a kadar 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının bir gergef gibi, kardeş toprağı gibi dokunmasından rahatsızlık duyanlar olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"82 milyonun her bir ferdini kucaklamamızdan eş başkanlar rahatsızlık duyuyor. Oyunlarını bozduğumuz ve fitne siyasetine geçit vermediğimiz için bize saldırıyorlar, mitinglerimize saldırıyorlar. 300-500 kişilik salon toplantılarıyla seçim dönemini atlatmanın hesabını yapanlar, bizim meydanlara ve kapalı spor salonlarına sığmayan heyecanımızı bir türlü içlerine sindiremiyorlar. Oy deposu olarak gördükleri 5-10 ilden başka yol iz bilmeyenler, bizim 81 vilayetimizde kurduğumuz gönül köprülerine tahammül edemiyorlar. Bunu da her seçimde ısıtıp ısıtıp piyasaya sürdükleri argümanlarla yapıyorlar. 'Taşıma, bindirilmiş kıta.' diyerek şu dayanışmamıza çamur atıyorlar. 'Kömürcü, makarnacı, patatesçi' diyerek miting meydanlarına koşan on binlere hakaret ediyorlar. Bugün Tekirdağ'daydım. Orada 10 binler vardı. Ama dün de beyefendi oradaydı. 'Bunun dörtte biri anca.' dediler. Şimdi bu onu rahatsız ediyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında Cemal Safi'nin "Ey bahri siyahım şehirler şahım. Seni terk ederken zerre günahım. Varsa, affetmesin şairler şahım. Miladımsın, miadımsın, sonumsun. Yetmiş dört yıl evvel doğduğum Samsun. Doğusu batısı al yeşil nehir. Dahili gül kokar sahili yosun. Yetmiş dört yıl evvel doğduğum şehir. Elli dört yıl hasret kaldığım Samsun." dizelerini okuyarak, bazılarının millete hakaret etmek yerine Samsun türküsü ve Orhan Gencebay şarkısı dinleyerek bu muhabbetin kaynağını anlayabileceğini vurguladı.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Nasıl seven sevdiğinden ayrı kalamazsa biz de milletimizden, Samsunlu kardeşlerimizden ayrı kalamıyoruz. Çünkü biz milletimizi gönülden seviyoruz. Samsun'u kalpten, yürekten seviyoruz. Her karışı şehir kanlarıyla mühürlenmiş bu vatanı aşkla seviyoruz. Sevdası millet olmayanlar elbette bizi anlayamazlar. Kulağını Kandil'den gelecek emirlere dikenler elbette bizim aşkımızın kaynağını öğrenemezler. Gözü çıkarlarından, menfaatlerinden, Ataşehir'de kurdukları rezidans düzeninden başkasını görmeyenler, milletimizle aramızdaki gönül köprüsünü, kalpten kalbe giden o gizli yolu göremezler."

Erdoğan, Samsun'da İstiklal meşalesinin yakılışının 100. yıl dönümünün idrak edildiğini söyledi. 

"Gazi Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basmasıyla kurtuluş mücadelemizin ilk adımı atılmış, Sivas ve Erzurum kongreleriyle bu mücadelenin şiarı, esasları ve hedefi çizilmiştir. 23 Nisan 1920'de Ankara'da dualarla kuruluşu ilan edilen Büyük Millet Meclisi'yle de Kurtuluş Savaşı'mız ana karargahına kavuşmuştur. Gazinin ve silah arkadaşlarının önderliğinde yürütülen istiklal harbimiz, cumhuriyetimizin ilanıyla da kesin ve kalıcı bir zaferle taçlanmıştır." diyen Erdoğan, yıl dönümlerinin şüphesiz her millet için önem taşıdığını belirtti. 

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Yıl dönümleri bir milletin maziden atiye yolculuğunun köşe taşlarıdır. Yıl dönümleri sadece bir hafıza tazeleme vesilesi değildir, aynı zamanda kapsamlı muhasebe, murakabe günleridir. Bilhassa genç kuşaklar yaşadıkları ülkenin nasıl kurulduğunu, hangi mücadeleler, hangi fedakarlıklar neticesinde vatan kılındığını, yıl dönümleri münasebetiyle daha iyi anlarlar. İnşallah biz de 2019 senesini dolu dolu geçirecek, etkinlikler, programlar, konferanslarla manasına uygun şekilde değerlendirmesini yapacağız. İstikbalimizin teminatı olan evlatlarımıza bu toprakların hürriyetine nasıl kavuşturulduğunu, bir kez daha hatırlatacağız. Şerife Bacı'dan Nene Hatun'a, Şahinbey'den Karayılan'a, Sütçü İmam'dan Mehmet Akif'e kadar canlarıyla, kanlarıyla, destansı mücadeleleriyle bu vatanı bize emanet eden direniş önderlerini, tekrar saygıyla yad edeceğiz. Gazi'nin ve silah arkadaşlarının her türlü imkansızlığa rağmen istiklal harbimizi nasıl zafere taşıdıklarını bir kez daha zihnimize nakşedeceğiz. Çünkü geçmiş geleceğin pusulasıdır. Maziyi bilmeden Türk milletinin kimlere meydan okuduğunu, nasıl var olduğunu, nasıl ayakta kaldığını öğrenmeden özgürlüğümüzün kıymetini de kavrayamayız." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Kıssadan Hisse" şiirinden alıntı yaparak, "İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif ne diyor? 'Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi eder? Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?' Evet, bizim de millet olarak bir daha benzer acılar, benzer işgaller yaşamamamız için tarihten ders çıkarmamız lazım. Bir daha bu ülkenin üzerine namahrem eli değdirmemek için tarihimizi iyi öğrenmemiz, iyi öğretmemiz gerekiyor." diye konuştu.

"BUNLAR SAVAŞ ÇIĞIRTKANI"

Terör örgütü temsilcilerinin Türkiye'de halen bir şeyler estirme gayreti içerisinde bulunduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Türkiye'nin üzerinde neler esti neler. Bakıyorsunuz bölücü terör örgütünün adına nam salanlar, ülkeyi bölmenin gayreti içerisine girenler, bunlar bizim için önem arz ediyor. Şu anda bölücü terör örgütünün başının, özellikle de heykelini dikme yarışına girenlerle kol kola olanlar, saf tutanlar, bu ülkede dikkat edin seçime giriyorlar. Ve şimdi burada bir dörtlü çete söz konusu. CHP'si, HDP'si, sözde İYİ Parti'si, dördüncüsü de Saadet Partisi. Bunlar, bölücü terör örgütünün başının heykelini dikmek isteyenler aynı safta birleşiyorlar." dedi. 

Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin "Kürdistan'da oylar HDP'ye" söylemine ve HDP'lilerin tehdit içeren konuşmalarına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge var mı? Bizim 7 bölgemiz var. Güneydoğu Anadolu bölgemiz, Doğu Anadolu bölgemiz, Karadenizimiz, Akdenizimiz, Orta Anadolu bölgemiz, Egemiz, Marmaramız. Bunun dışında bir bölge söz konusu değil. Ha, Kürdistan var. Nerede var? Irak'ın kuzeyinde var, çok seviyorsan defol Kuzey Irak'a git, orada yaşamını sürdür. Sana kimse zorla 'burada kal' demiyor ama bizim ülkemizi biz size böldürtmeyiz. Bölemezsiniz, buna fırsat vermedik, vermeyiz. Ne diyor kadın? 'Biz sırtımızı YPG'ye dayadık, PYD'ye dayadık.' Biz sırtımızı nereye dayadık? Biz sırtımızı milletimize ve Allah'ımıza dayadık, farkımız bu. Ve ne diyor? '1 Temmuz'a kadar terörle mücadele yasasını kaldırmazsanız savaş kapıda' diyor. Bunlar savaş çığırtkanı. Ülkede savaş çığırtkanlığı yapanların yeri tamamen malum, bellidir. Bedelini ödeyecekler. Bunların takibini biz kesinlikle adım adım yaparız. Nasıl biz bunları Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Kandil'de inlerine girdiysek bundan sonra da aynı şekilde inlerine gireceğiz." 

Terörle mücadele kapsamında çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiğini aktaran Erdoğan, "Ülkemizin huzuru için ne gerekiyorsa yapacağız. Bunlara biz bu fırsatı vermeyiz." değerlendirmesini yaptı. 

"HDP kiminle omuz omuza, CHP ile. Yanlarında kim var? Sözde İYİ Parti var, bir de kim var Saadet. Dörtlü bir çete. Gerçekten başımızı iki elimizin arasına alıp iyi düşünmek durumundayız. Bu gerçekleri görmek durumundayız." diyen Erdoğan, ikinci bir Türkiye'nin olmadığına işaret etti. 

"31 MART'TAN SONRA FARKLI ADIMLARI ATACAĞIZ"

Yeni Zelanda'daki terör saldırısına değinen Erdoğan, "Bir Türkiye var, ikinci bir Türkiye yok. Bakın Yeni Zelanda'da 49 kişi, 49 Müslüman öldürülüyor, hedefte neresi var? Türkiye var, bir de bu kardeşiniz var. Utanmadan sıkılmadan ahlaksız ne diyor? Türkiye'yi Kostantinapol yapacaklarmış. Sen daha çok bu noktada okursun. Bu Türkiye eski Türkiye değil. Artık farklı bir Türkiye var ama dert başka. İsrail, Netanyahu'nun oğlu, o da aynı şeyi söylüyor. O da Kostantinapol, diyor. O da aynısını söylüyor. Biz İstanbul'umuzu asla bunlara kaptırmayız. Neymiş, Ayasofya'da minareleri kaldıracaklarmış. Bunların hepsi tahrik ama biz bu oyunlara da gelecek kadar ferasetimizi kaybetmedik. Bizim onlara vereceğimiz ders çok daha ağır olacak. Sabırla... Şu 31 Mart'ı bir geçelim. 31 Mart'tan sonra farklı adımları atacağız. Onun için 31 Mart önem taşıyor." ifadelerini kullandı.

31 Mart'ın aynı zamanda Avrupa Parlamentosu'na da bir cevap olacağına dikkati çeken Erdoğan, "Karar alıyorlar, Avrupa Parlamentosu hangi kararı alırsa alsın bunun bir kıymeti harbiyesi yok ki hiçbir bağlayıcılığı yok ki. Avrupa Parlamentosu şöyle bir karar almış, neymiş; Avrupa Birliği ile ilgili müzakereler durdurulsun. Durdursanız ne yazar, durdurmasanız ne yazar. Ah, keşke öyle bir karar alsalar, o kararı bir verseler ama vermezler, veremezler." değerlendirmesinde bulundu. 

"BİZE BU İFADELERİ KULLANANLAR BİRER KABİLE DEVLETİDİR"

Tarihi bilmek ne kadar önemliyse tarih bilincine ve tarih şuuruna sahip olmanın da önemli olduğunu anlatan Erdoğan, tarihe şaşı bakılamayacağını, seçici bir anlayışla yaklaşılamayacağını ifade etti. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hele hele tarih ideolojinin at gözlüğünden kesinlikle okunmaz. Çarpıtılan tarih asla tarih değildir. İşine geldiğini kabul eden, işine gelmeyen ne varsa hepsini de görmezden gelen bir bakış açısının millete vereceği hiçbir şey yoktur. Maalesef Türkiye uzun yıllar böyle bir tarih okumasının mağduru olmuştur. Bunun bedelini ağır ödedi. Kendini 'aydın' diye tanımlayan küçük bir kesim, kendi kalıplarına, kendi sığ görüşlerine uymayan her hadiseyi yok saymıştır. Bunlar ısrarla, inatla bu milletin tarihi 1923'den başlatmak gibi bir yanlışın içine düşmüşlerdir. Bizim tarihimiz 1923'de mi başlıyor? Oysa biz kurduğu devletlerin geçmişi 2 bin 200 yılı aşan büyük bir milletiz. Biz Selçuklu'yu yok mu farz edeceğiz, Osmanlı'yı yok mu farz edeceğiz? Cumhuriyet ondan sonra geliyor. Onların temel taşında bunlar var, bizi biz yapan değerler var. Biz sadece bu topraklardaki varlığı 10 asrı bulan köklü bir milletiz. Biz Malazgirt'ten İstanbul'un fethine, Mohaç'tan Plevne'ye kadar, tarihi zaferlerle dolu şanlı bir milletiz. Bize bu ifadeleri kullananlar, birer kabile devletidir. Bizim farkımız var."

Erdoğan, milletin en zor dönemlerinde dahi Kut'ül Amare'ye, Medine Müdafaası'na, Kudüs'ün savunmasına imza atan, 17-18 yaşındaki kınalı kuzularla dünyanın en güçlü donanmalarına Çanakkale'yi geçilmez kılan yiğit bir millet olduğunu söyledi.

Kurtuluş Savaşı'nın Çanakkale Destanı'nın aşıladığı öz güvenle başlatılıp, aynı ruhla zafere ulaştırıldığını anlatan Erdoğan, "İstiklal Harbi, bizim bağımsızlık sevdamızın ilki değil, bu tarihi silsilenin en önemli halkalarından biridir." ifadesini kullandı.

15 Temmuz Destanı'nı da bu zincirin halkalarından biri olarak gördüklerini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bizim gözümüzde Çanakkale'de 250 kiloluk top mermisini 'ya Allah' diyerek namluya süren Seyit Onbaşı neyse, 15 Temmuz gecesi gözünü kırpmadan şehadete yürüyen Ömer Halisdemir de odur. İstanbul'un burçlarına zafer sancağını diken Ulubatlı Hasan ne kadar hürmete layıksa tabancasındaki son kurşuna kadar teröristlerle mücadele eden Fethi Sekin de aynı hürmete layıktır. Bu toprakların bağımsızlığı için Çanakkale'ye koşan 15'liler, Tıbbiyeliler ne kadar cesursa 15 Temmuz'da çıplak elleriyle tanklara meydan okuyan kahramanların hepsi de birer cesaret abidesidir. Bizim nazarımızda İstiklal şehitlerimizle, Kıbrıs Barış Harekatı şehitlerimiz, terörle mücadele şehitlerimizle 15 Temmuz gecesi bir gül gibi toprağa düşen 251 şehidimiz arasında hiçbir fark yoktur. Ne şehitlerimiz arasında bir ayrım yapılmasına ne de bu vatan için can veren şehitlerimizin aziz hatıralarının incitilmesine müsaade etmeyiz."

Şanlı tarihin yok sayılmasına da kontrollü darbe iftiralarıyla bedelini kanla ödenen zaferlerin değersizleştirilmesine de göz yummayacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Hele hele cumhuriyeti övme kılıfı altında ecdadımıza hakaret edilmesine asla izin vermeyiz. Üç beş köksüzün keyfi için Osmanlı'ya, Selçuklu'ya bühtan edilmesine kesinlikle rıza göstermeyiz. Cumhuriyetimize nasıl sahip çıkıyorsak Osmanlı'ya, Selçuklu'ya tarihimizdeki diğer devletlerimize de sahip çıkmak boynumuzun borcudur. 16 devlet kurduk biz. Sıradan bir millet değiliz." diye konuştu.

"Yeni Zelanda'da olduğu gibi elin oğlu medeniyet ve devlet tarihimizin tüm mirasını bize zaten mal ediyor." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bu vesileyle bir kez daha Yeni Zelanda'da terör saldırısında şehit edilen kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diliyorum. Yeni Zelanda'da bir senatör edepsizce, ahlaksızca ifadeler kullanıyor ama benzerini ben ülkede dinleyince tabii o zaman da şoke oluyorum. Şimdi bakın ben onu da dinleteceğim." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "İslam coğrafyasına da bakmamız gerekiyor. İslamiyet üzerinden insanların birbirlerini nasıl katlettiklerini görüyoruz. İslam dünyasından kaynaklanan terör, bütün dünyada farklı yorumlara yol açtı. İslam dünyasının da oturup düşünmesi gerekiyor." şeklindeki sözlerini konuklara izleten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakın terörün kaynağını nereye getiriyor? İslam dünyasına getiriyor. Yani 'İslam dünyasından kaynaklanan terör ifadesini' kullanan bir kişi yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye'de ana muhalefetin başında. Ben şimdi CHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, 'Ah benim kardeşlerim, bu adamın peşinden daha ne kadar gideceksiniz? Yani şu 31 Mart'ta biz sizi de bundan kurtarmak istiyoruz. Şuraya bak, terörü geliyor, bu topraklara, İslam dünyasına dayıyor. Söyleyecek hiçbir şey yok. Kimlerle uğraştığımızı bilmeniz bakımından bu çok önemli. Türkiye olarak hem de İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak bu meseleyi sonuna kadar takip edeceğiz. Dünyanın bir başka yerinde benzer katliamların yaşanmaması için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Başkan Yardımcımı, Dışişleri Bakanımı geniş bir heyetle, basın heyetiyle aynı zamanda Yeni Zelanda'ya gönderdim. Herhalde birkaç saat içerisinde Yeni Zelanda'ya inecekler. Orada Cumhurbaşkanıyla, Dışişleri Bakanlarıyla, ilgililerle görüşmeleri yapacaklar."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vatan bize şehitlerimizin ve gelecek nesillerin bir emanetidir. Biz de emanetin bilincinde olarak gecemizi gündüzümüze katıyor her alanda Türkiye'yi yüceltmeye, güçlendirmeye çalışıyoruz. Her bir karışında şehitlerimizin mübarek kanı olan bu ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine taşımak için mücadele ediyoruz." diye konuştu.

"DAHA GÜÇLÜ OLACAĞIZ"

İstanbul'da son 25 senede, ülkenin genelindeyse 17 yılda birçok başarıya imza attıklarını aktaran Erdoğan, "İstanbul'a yaptığımız yatırımların toplam tutarı ne biliyor musunuz? 255 katrilyon. Aynı dönemde Samsun'a ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? 29 katrilyon ve 36 milyar dolardan devraldığımız ihracatımızı 170 milyar dolara, IMF'ye olan borç 23,5 milyar dolardı, sıfırladık. Ne zaman? Mayıs 2013. Merkez Bankasının rezervi 27 buçuktu, şimdi 100 milyar dolar ve Savunma Sanayinde yüzde 20 ile aldık yerli üretimi, şimdi yüzde 65, devamlı tırmanıyoruz. Daha güçlü olacağız, daha iyi olacağız. Nasıl insansız hava araçlarını silahlı, silahsız üretiyorsak inşallah tankımızı ürettik ve seri üretime de geçiyoruz. Milli ve yerli teknolojiyi kardeşlerimizle, dostlarımızla paylaşıyoruz. Geçen yıl 2,5 milyar dolarlık savunma ürünü ihracatı gerçekleştirdik. Bu rakam şimdi daha da artacak." değerlendirmesini yaptı.

"Bu vesileyle bizim bir şeye ihtiyacımız var; Rabia... Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız." diyen Erdoğan, katılımcılardan Samsun'daki yakınlarını 31 Mart seçimi için aramalarını istedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER