© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Değirmenlik Halkı İsyanda

Değirmenlik bölgesindeki insanlar “toz, toprak solumaktan usandık” diyerek Taş Ocakları’na karşı eylem yaptı.

Kuzey Kıbrıs’taki taş ocaklarının yıllardır çevreye ve insanlara verdiği tahribat, özellikle taş ocakları yakınında yaşayan Değirmenlik halkını çileden çıkardı. “Toz solumaktan usandık, artık yeter” diyen Değirmenlik halkı, geçtiğimiz akşam bölgede eylem yaptı. Çoluk çocuğuyla birlikte, maske takarak eylem yapan Değirmenlik halkı, sağlık endişesi ile ülkede faaliyet gösteren ve doğayı ortadan kaldıracak derecede tahribat veren taş ocaklarını protesto etmek için yürüdü. Eylem sonrası, grup adına bir konuşma yapan Yusuf Suiçmez, yaptıkları eylem ile yanlışa dikkat çekmek ve doğayı ortadan kaldıracak derecede tahribat veren taş ocakları sorununa dikkat çekmeyi amaçladıklarını söyledi. Suiçmez, KKTC’nin en büyük su akiferlerinin bulunduğu bölgenin, dinamitle taş kırmalar yüzünden zarar gördüğünü, ekolojik dengeyi bozacak tehdit oluşturduğunu vurguladı. Suiçmez, “Dinamit patlamaları köyün aşağısından hissedilmektedir. Şiddetli sarsıntı ve basınçtan su akiferlerinde çatlaklar oluşabilir ve daha da büyük su kayıplarına neden olabilir” dedi. Devlet doğaya ve insana karşı duyarsız Bölgenin yeşillikleri ile sembol olduğunu dile getiren Yusuf Suiçmez, bu konuda devletin duyarsız kaldığını ifade etti. Doğadaki kuşların ve diğer canlıların yaşam haklarının gasp edildiğini söyleyen Suiçmez, “Bu köy yeşilliği ile su kaynakları ile övünen bir köydür. Suyu geçtik sağlığımız tehdit ediliyor. Her sabah hanımlar evlerden toz toprak temizlemek zorunda mı? Devletten ve yetkililerden defalarca duyarlılık istedik. Sözler verildi, tutulmadı. Bundan sonra bu sözlerin tutulmasını istiyoruz ve bu tedbirlerin alınmasını istiyoruz” dedi. Bütün önerilere açık olduklarını kaydeden Yusuf Suiçmez, taş ocaklarının kademeli olarak kapatılıp, zarar gören bölgenin rehabilite edilmesini istedi. Öztürk: Yaptığınız işle söyledikleriniz çelişmektedir Değirmenlik Spor Kulübü Başkanı Emirali Öztürk düşüncelerini şöyle paylaştı: “Devleti yönetenler her fırsatta ülke gençliğine verdiği değerden bahseder. Gençlerimiz kötü alışkanlıklardan uzak tutmak daha iyi ortamlarda yetişilmek amacıyla spor faaliyetleri yürütmeye çalışıyorlar fakat aynı şekilde devlet eliyle kendi ülke gençliğimiz zehirlemek hangi akla uyar. Yaptığınız işle söyledikleriniz çelişmektedir. Yalnız gençlikle alakalı değil bölge halkı bu tozdan zehirleniyor.” Erduran: Dağlar yok edilmeye devam edilecek Karayolları Dairesi Eski Müdürü Hasan Erduran, taşocakları ile ilgili şok edici açıklamada bulundu. Diyalog TV’de yayınlanan Hukuk Dosyası programına telefonla katılan Hasan Erduran, dağların yok edilmeye devam edileceğini söyledi. Erduran şöyle konuştu: Bölgedeki taş ocakları çok eskiye dayanır. İngiliz Koloni Dönemi’nde inşaa edilen Kıbrıs tren yolu, bu dağlardan çıkan mıcırlarla yapıldı. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yolları buradan çıkan malzeme ile yapıldı. 1963 sonrası Rum sadece kendi yollarını buradan yaptı. Bugün de kullanılmaya devam ediliyor. Bu bir ham maddedir ve bunun yurt dışından getirilmesi söz konusu değildir. Bugün yarısı yok olan dağda gördüğünüz parça yok olacak. İnişten baktığınızda Mesarya ovasını görecek şekilde yok olacak ve ortadan kalkacak. Fakat Beşparmak dağlarında dokunacak bir yer yoktur. Uluğ: Beşparmak’ın bir parmağı gidiyor tezi doğru değildir Taş Ocakları Birliği Başkanı Metin Uluğ, taş ocakları ile ilgili olarak birçok önemler alındığını, taş ocaklarının modern teknolojiye uygun çalışma yaptığını ancak, kara yollarına ait taş ocaklarında kurallara uyulmadığını söyledi. Taş Ocakları Birliği Başkanı Uluğ, konuk olduğu Odak Noktası programında, taş ocaklarının işleyişi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Taş ocaklarının işletmesi nedeniyle Beşparmakların yok olduğuna dair söylemlerin doğru olmadığını ifade eden Metin Uluğ, şöyle konuştu “Beşparmak’ın bir parmağı gidiyor tezi doğru değildir. Beşparmak dağlarının kuzey tarafında taş ocağı açılmasına izin verilmemiştir. Günümüzde özel sektöre ait 15 adet kırma kum çakıl, iki tane de karayollarına ait taş ocağı vardır. Biri Değirmenlik’te diğeri Büyükkonuk’ta… Yakın tarihte ekonomik ömrünü tamamlayacak olan taş ocağı yok. Şayet ruhsatlara uzatma verilmezse birkaç taş ocağı kapanabilir. Su kaynakları olarak en büyük akiferin Beşparmak dağlarının 300 metre derinlikte olduğunu söyleyen Uluğ, bu bölgede yapılan patlamaların herhangi bir zarar olasılığı yoktur diyerek, faydası olduğunu iddia etti. Uluğ şöyle konuştu: “Beşparmaklar’a yağan yağmur dereye gidiyor. Suların ocakların içerisinde birikerek yer altı akiferine karıştığını gördük. Akıllı davranılırsa ileride sulak alanlar yaratılması mümkündür. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER