DENETİMLİ SERBESTLİKTEN 45 KİŞİ YARARLANDI, 145 KİŞİ DAHA BEKLİYOR
GÜNDEMKıbrıs Türk Barolar Birliği, Kum Zambakları Projesi kapsamında düzenlenen Uyuşturucu Madde Bağımlıları ve Kullanıcıları Hakkında Denetimli Serbestlik Yasa Değişiklik Çalıştayı’nın raporunu yayımladı. 5 Temmuz’da, Uyuşturucu Madde Bağımlıları ve Kullanıcıları Hakkında Denetimli Serbestlik Yasasının çalışmayan yönlerinin tespitine yönelik, paydaşların katılımıyla düzenlenen çalıştayın raporunda yasa hakkında genel bilgiye yer verilirken, yasanın çalışan ve çalışmayan kısımları, çözüm önerileri ve tavisyeler yer aldı
DENETİMLİ SERBESTLİKTEN 45 KİŞİ YARARLANDI, 145 KİŞİ DAHA BEKLİYOR
Raporda, Kum Zambakları Projesi’nin Kıbrıs Türk Barolar Birliği bünyesinde 2015 yılında gönüllü avukatların bir araya gelmesiyle birlikte başlamış bir hareket olduğu ve ülkede önemli ve büyük bir sorun olan uyuşturucu kullanıcıları ve bağımlılarının yeniden topluma kazandırılması hedefi ile hareket etmek için kurulduğu vurgulandı.
Uyuşturucu Madde Bağımlıları ve Kullanıcıları Hakkında Denetimli Serbestlik Yasasının 2016 yılından beri yürürlükte olduğuna vurgu yapılarak, geçen 2,5 yıllık süreçte yaklaşık 45 kişinin yasa kapsamında Denetimli Serbestlik (DS) hakkından faydalanıp, cezaevine gitmek yerine, Denetimli Serbestlik Kurulu (DSK) tarafından denetim altında kalma haklarını kullanarak hayatta ikinci bir şans elde ettikleri, 145 kişinin daha DS sürecinden yararlanmak için beklediği kaydedildi.
YASANIN ÇALIŞAN VE ÇALIŞMAYAN YÖNLERİ
Raporun, yasanın çalışan yönleri bölümünde, süreci başarıyla tamamlayan kişiler olduğuna ve yasanın tedaviye teşvik etmesine dikkat çekildi.
45 kişinin süreci başarıyla tamamladığı vurgulanarak, bu kişilerin cezaevine gitmek yerine normal hayatlarına devam ettiklerine işaret edildi.
Raporların hızlı hazırlanması da pozitif olarak değerlendirilirken, sanıkların yasadan faydalanıp faydalanmama hakkı olmasının da yasanın çalışan yönü olarak değerlendirildi.
Yasanın satıcı ve kullanıcı ayrımı yapmasının pozitif bir gelişme olduğu, maddi gücü yeterli olmayan sanıklara avukat atanması ve tahliller için de para alınmamasının başka bir çalışan nokta olduğu ifade edildi.
REHABİLİTASYON MERKEZİ EKSİKLİĞİ…
Raporda yasanın çalışmayan yönleri ise; ülkede rehabilitasyon merkezi olmaması, sürecin geç başlatılıyor olması, tahlillerin 15 günde bir yapılması, Devlet laboratuvarının yanmış olmasından kaynaklı süreç için önemli bazı tahlillerin yapılamıyor olması, eğitim ve kadro eksikliği olarak sıralanırken, maddelerin miktarı ile ilgili olarak, cetvellerin bilimsel çalışma yapılarak yeniden düzenlenmesi ve maddelerin tanımlanması üzerinde duruluyor.
YASANIN İÇERİĞİNDEKİ EKSİKLİKLER
Raporda yasanın içerisinde eksik olarak görülen noktalara de değinilerek, DSK’ya sanıkların ne zaman başvuracağının yasada net olmadığı, yoruma açık olduğu, DSK üyeleri arasında Sosyal Hizmetler Dairesi’nden, Barolar Birliği’nden temsilci birer üyenin ve bir farmokinetikcinin yer alması gerektiği dile getirildi.
Raporda, DSK sürecinin en az 1 yıl olmasının olumsuz olduğu dile getirildi.
“MEDYA TARAFINDAN DEŞİFRE EDİLMESİ, BAĞIMLIYI TOPLUMA KAZANDIRMA HEDEFİNE TERS”
Raporda, sanıkların hüküm giymeden ve sürece dahil olma fırsatı verilmeden medya tarafından halk önünde deşifre edilmelerinin, yasanın esas amacı olan bağımlıyı topluma geri kazandırma hedefine birebir ters düştüğü ve engel olduğu vurgulandı.
DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİ
Raporda kısa ve orta vadeli olmak üzere yasa değişikliği ve uygulamada değişiklik yönünde çözüm önerilerine de yer verildi.
Yasa değişiklik önerilerinde kısa vadede; yasada yer alan cetvelin yeniden düzenlenmesi, DSK’ya başvuru süresinin belirlenmesi, DS sürecinin mahkeme takdirine göre 1 yılın altına indirilebiliyor olması gibi maddeler yer alırken, orta vadede; uyuşturucu madde yasasındaki para cezalarının güncellenmesi ve mahkemenin takdirine bırakarak bir alternatif olarak kullanılabilmesi, miktarlara bakılmaksızın bağımlılık teşhisi konulan herkesin yasadan yararlanabilmesinin sağlanması gibi çözüm önerileri getirildi.
Uygulamada kısa ve orta vadeli değişiklik yönündeki çözüm önerileri arasında ise; DS Kurulu’na bir psikolog, avukat ve farmakinetikcinin dahil edilmesi, Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu’nun sürece dahil edilerek eğitim programlarından yararlanılması, kan ve saç tahlillerinin laboratuar kurulana kadar özelden destek alınarak yapılması, sanıkların medya tarafından deşifre edilmesinin önlenmesi, maddeye ulaşımın engellenmesiyle ilgili cezaevinde çalışmaların yapılması, kadro sorunlarının giderilmesi, rehabilitasyon merkezinin kapsamlı bir şekilde multidisipliner olarak çalışmaya başlaması, DS sürecine dahil olan kişilerin programı tamamlarken birer meslek sahibi olarak çıkmalarının sağlanması (uzun vadeli bir öneri) gibi maddelere yer verildi.
Raporda son bölümde, çalıştayın devamı için tavsiyelere de yer verildi.
İlginizi Çekebilir