DEVLET CİDDİYETİNİ KORUMAK HERKESİN GÖREVİDİR
GÜNDEM22. Ocak 2018 tarihinden bu yana, yani Afrika Gazetesi’nin tahrik kâr yayını sonrası vukuu bulan protesto gösterisi ve nahoş olaylardan sonra basın’ın özgürlük sınırları tartışılır oldu. Basın özgürlüğünün sınırlarının bilinmemesi, özelliklede Ülkemizde bu konuda yasalarla belirlenmiş bir sınır olmaması sebebiyle tam bir kaos yaşanmaktadır. İnsan hak ve özgürlüklerinde olduğu gibi basın'ında yetki alanı yasalarla belirlenmiş olmak zorundadır. Nasıl ki kişilerin yaşam hakkı, yetki sınırları varsa devletlerin ve bu gibi tüzel kişiliklerinde bir dokunulmazlık, mahremiyet ve yetki sınırı vardır. İşte bu kapsamın sınırlarının yasalarla tahdit edilmemesi hukuki sürtüşmelere sebep olmaktadır.
Ne yazık ki bunun en çirkin örneğini bu günlerde Vatan'ımız Kuzey Kıbrıs'ta yaşamaktayız. İletişim fakültelerinde temel dersler arasında iki tanesi var ki tamamen bu yetki karmaşasının önünü almak için okutulur. Bunlardan biri 'Basın Hukuku' diğeri ise 'Basın Ahlakı' dersleridir. Kişilere fiziki temas'ın suç sayıldığı Dünya'mızda mağdur edilen ve manen zarara uğratılan tüzel kişiliklerin durumunda aynıdır. Bunlar iftira, tahkir, maddi ve manevi zarara uğratma, aşağılama gibi şekillerde görülebilir. Şimdi bizim Ülkemizde sürtüşmelere sebep olan bu karmaşanın basın özgürlüğü ile örtüşen ve örtüşmeyen yerlerini mercek altına alacak olursak: basın kuruluşları haber kaynaklarını ısbat etmek zorunda değildir. Yasalar dahilinde her türlü yayın ve yorum yapma yetkisine sahiptirler. Ahlaki sınırları aşmamak kaydı ile resim ve görüntü yayınlayabilirler.
Yayıncılık ilkesi gereği toplumda daima yapıcı ve iyiye yönlendirici olmaları yayın ahlakının gereğidir. Hal böyle iken şimdide yetki sınırlarını irdelemek gerekirse, kişilerin hak ve özgürlüklerini, bununla birlikte tüzel kişilerin, yani kurum ve kuruluşların, devlet ve milletlerin de basın organlarınca mağdur edilmelerine sebep olan basın organları suç işlemiş olurlar. Bu kuruluşlara destek olan, koruyup kollayanlarda suça ortak, yardım ve yataklık yapmış olur.
Bu kurallar dahilinde ve içinde bulunulan savaş durumu göz önünde tutulduğunda, bir taraftan Şehitler verilirken. 1984 yılından bu yana süregelen terör bataklığını kurutma azmiyle yola çıkan Türk Milleti Yavru Vatan Kuzey Kıbrıs halkıyla kederde ve tasada bir olduğuna inanırken, dar gününü ve her şeyini paylaşırken, uğrunda Şehitler verdiği kardeşlerinin içinden bir çatlak ses çıkmakta ve bütün Türk Ulus'unu derinden yaralamaktadır. Misakı milli sınırlarının dışında hiçbir emeli olmayan Türkiye Cumhuriyeti işgalcilikle suçlanmaktadır. Bu durum karşısında KKTC yöneticilerinin olaya müdahil olmaları beklenmekte idi. Yetkililerden böyle bir adım gelmeyince halk kendiliğinden 22 Ocak tarihinde ki eylemi düzenlemiş fakat maalesef asla tasvip etmediğimiz bazı taşkınlıklar yaşanmış, bunu önlemek için de bir önlem alınmamıştır. Gönül isterdi ki bu pervasızlığın basın özgürlüğü olmadığı bilinciyle hareket edilerek gereken ikaz ve uyarılar yetkili kişilerce yapılmış olaydı. Asla gözden uzak tutulmamalıdır ki Millet ‘imiz içinde bölücülük ve yıkımı görev edinmiş kişiler bulunacaktır. Bu kişiler toplumun huzurunu kaçırmak için çeşitli makamları ve onların temsilcilerini hedef almış olabilirler. Bu terör odakları karşısında duyarlı olmak bir zorunluluktur. Toplumumuzda kaos yaratmak için kolları sıvamış olan bu Türk düşmanlarına fırsat verilmemeli, buna karşılık Millet olarak birlik ve beraberlik içinde olmamız için herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Unutulmasın ki yetkide ihmal güveni ihlal demektir.
Yeniden Doğuş Partisi olarak öncelikle Afrika gazetesini defalarca Türkiye'yi hedef alan yayınlarından dolayı protesto ediyoruz. Yapılan gösterilerde yasadışılığı asla ve asla tasvip etmiyoruz. Yetkilileri toplumun huzurunu bozacak yayınlara karşı etkili olmaya, gerektiğinde ikaz ederek veya cezalandırarak tatsızlıkların önünü almaya davet ediyoruz. Yetkililere yönelik tehditkar tavır takınanların polisimiz tarafından takibe alınmasını ve etkisiz hale getirilmelerini bekliyoruz. Ve nihayet toplumla gelişen intikam alma hırsıyla yapılan her girişimin bu aziz Millet'e ve bu kutsal Vatan'a zarar vereceğinin bilincinde olunmasını diliyoruz.
Saygılarımızla
Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Ünal Bay
İlginizi Çekebilir