© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

DMW 2017 “BİR ADIM İLERİ” ZİRVESİ’NİN 1’İNCİ GÜNÜNDE, GÜNDEME DAİR ÖNEMLİ KONULAR MASAYA YATIRILDI

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar’ın yoğun girişimleri sonucu KKTC’de gerçekleşen DMW 2017 “Bir Adım Önde” Zirvesi, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, DMW Başkanı Dr. Günther Meinel ve bir çok önemli konuğun yer aldığı; gündeme dair bir çok konu ve sorunların masaya yatırıldığı panellere ev sahipliği yaptı.

GAÜ Uluslararası Kongre Merkezi Spectrum Hall’de gerçekleşen DMW 2017 Zirvesi’nin ilk gününe onur konuğu olarak katılan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı gerçekleştirdiği konuşmasında, çözüm süreci ile ilgili önemli noktalara değinerek, Avrupa Birliği’nin süreç boyunca sorunları tek taraflı dinlemesinden dolayı yıllardır bir mutabakata varılamadığını belirtti. Akıncı, “2004 Yılı’ndaki referandumda çözüme ve AB’ye evet demiş bir toplumuz. Ancak, başka bir milletin oyu ile AB’ye girememiş bir milletiz. Bireysel olarak, bazı yönleri ile ‘Avrupalı’ sayılabiliriz. Avrupa değerlerini benimseyerek, demokratik, laik bir toplum olarak; kendilerini, Avrupa'nın bir parçası sayan Kıbrıs Türk Halkı, maalesef AB'nin nimetlerinden toplum ve devlet olarak faydalanamamaktadır. Bu yardımlar; sadece bir tarafa gidiyor, yani Güney Kıbrıs'a yarıyor” dedi.

Akpınar; “İleriyi Hedefliyoruz, Önceliğimiz Budur.”

Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren; Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkan Yardımcısı ve GAÜ Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar, Attıkları her adım ve emeğin, KKTC’nin ve Ada İnsanı’nın refahı için olduğunu belirterek, Zirve kapsamında, KKTC’de olan iş insanları, bilim insanları, diplomat ve siyasetçilerin arasında gerçekleşecek her türlü iş birliğinin, tüm toplumu daima ileriye taşıyacağına emin olduğunu söyleyerek, ileriyi hedeflemenin; Kıbrıslı Türkler için öncelik olması gerektiğini vurguladı.

Dr. Meinel; “KKTC İçin,  Güçlü Olun ve İyimser Olun.”

DMW Başkanı Alman Parlamenter Gunther Meinel; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Avrupa içerisinde de çok büyük bir yer kazanacağına dair inancını koruduğunu ifade ederek; Kıbrıs'ta,  iki ayrı ülke olmasının iyi bir şey olmadığına inandığını söyledi. Avrupa Birliği adına; bu sorunu çözmek için katkıda bulunmak istediklerini ifade eden Meinel, AB ve kendi hükümetleri adına, şu anki durumu, iyi bir seviyeye yükseltmek arzusunu yitirmediklerini belirtti. Olumlu sonuçların özellikle Ada ekonomisine yansıyacağını söyleyen Meinel, gelecek yıllarda, daha çok turist olacağına ve bu zirvenin; başarı ile sonuçlanacağına emin olduğunu dile getirdi. KKTC halkına seslenen Meinel, “Güçlü olun ve gayet iyimser olun” diyerek, KKTC'nin Avrupa içerisinde de çok büyük bir yer kazanacağına inandığını vurguladı.

 

 

Zirvenin açılış konuşmalarının ardından gerçekleşen “Kıbrıs: Bir Adım Önde” konulu 1’inci Panel’e, Akpınar ve Meinel’in yanında, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros katıldı. Panelde, Kıbrıs'ın durumunu nasıl gördükleri hakkında konuşan panalistler, AB ve BM’nin özellikle insan hakları konusunda ortaya koymuş oldukları noktalara değinildi. Panelde konuşan Akpınar, AB ve Bm’nin ortaya koymuş olduğu bazı yanlış yaklaşımların, farkında olduklarını belirterek, alınmış olan bir takım kararlar sonrasında geriye dönüşü mümkün kılacak bir takım çabalar gösterdiklerini söyledi. Bugün gelinen son noktanın, geçmişten gelen süreçlerden daha ileride olduğunu rahatlıkla söyleyebileceklerini belirten Akpınar, bundan sonraki süreçlerde, 2 lider; 5’li görüşmeler yerine, tüm sivil toplum örgütlerinin, tüm sektörlerin birlikte hareket edebileceği yeni bir döneme geçilmesi gerektiğini söyledi. Akpınar, süreci doğru kullanarak kendilerini doğru bir şekilde anlatabildikleri takdirde, KKTC’nin ada üzerinde ki varlığını çok daha ileri noktalara taşıyabileceklerine inandığını vurguladı.

Akpınar, özellikle BM'nin 2030'a yönelik ortaya koymuş olduğu Sürdürülebilir Küresel Gelişim Programı'nda şu anda KKTC'de yer alan hiçbir sektörün bu uyum planının içerisine dahil olmadığını belirtti. Özellikle bu yıl ve BM bünyesinde de GAÜ olarak ele aldıkları farklı inovatif düşüncelerle diplomaside de bir takım inovatif yaklaşımlar ortaya koymak suretiyle yeni açılımlara ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Akpınar, bunun için de sektörlerin kendilerine paralel diğer dış dünyadaki sektörlerle ilişkilendirmeleri gerektiğine vurgu yaptı.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros ise yapmış olduğu konuşmasında, 2001 yılından bu yana Kıbrıs Türk Toplumu çok farklı vesilelerle uluslararası toplum nezdinde uluslararası hukuka ve AB'ye entegre olma yönünde sergilemekte olduğu ciddi kararlılığı defalarca kanıtladığını belirtti. Toros, “Bugünden itibaren yapılacak olan öncelikle bu davranışı muhafaza etmektir” diyerek, uluslararası topluma bu başarısızlığın sorumluluğunu KKTC’de aramamalarını bildirmek gerektiğini söyledi.

Zirve bünyesinde gerçekleşen “Geleceği Düşünen Sektörler” konulu 2’inci panele ise, Uluslararası Kıbrıs üniversitesi Rektörü ve Kıbrıs Üniversiteler Birliği Başkanı Prof.Dr Halil Nadiri, Acapulco Hotel Direktörü İçim Çağıner, International Partnership Program CEO’su Stephan Menzies ve KKTC Telsim Genel Müdürü Fevzi Tanpınar katıldı.

Atun: “Hükümet Olarak, Gauri Safi Milli Hasıla’nın %20’si Oranında Yıllık yatırım Hedefliyoruz”

Öğle arasının ardından devam eden zirvenin 3’üncü paneli öncesi konuşma gerçekleştiren Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, KKTC ekonomisini geçmişten günümüze değerlendirerek, gelinmiş olan son nokta ve hükümet olarak hedeflerinden bahsetti. Atun konuşmasında, 2005-2006 yıllarında KKTC Ekonomisinin inşat sektöründe ki gelişmeler ile artışa geçtiğini belirterek, O dönemin hükümetlerinin, devlet gelirleri arttıkça, mükellefiyetleri arttırmayı seçtiklerini söyledi. 2007-2008 yıllarında küresel finansal krizin dalga dalga KKTC'ye geldiğine işaret eden Atun, hükümetlerin ekonomik daralmadan nasiplerini aldıklarını ve devlet gelirlerinde bir anda inanılmaz bir şekilde düşüş olduğunu söyledi. Atun, TL’nin KKTC’ye risk teşkil etmediğini, ekonominin içerisindeki döviz yönlü fiyatlandırmaların ise yüksek oranda risk oluşturduğunu belirterek, mevcut ticaretin %70’inin Anavatan Türkiye ile gereçkleştirğini, ancak, Türkiye’de TL olan satışların KKTC’de büyük ölçüde döviz le gerçekleştiğini söyledi. Bununla ilgili olarak önümüzde ki günlerde gerçekleştirecekleri karşılıklı ticaret anlaşmaları ile bu sorunu da ortadan kaldıracaklarını belirten Atun, bunun sonucunda Türkiye’den ithal edilen ürünlerin tamamının TL olarak satılıp alnınacağına işaret etti.

Bakan Altun konuşmasının ardından, zirve bünyesinde gerçekleşen “Bölgesel Ekonomik Tahminler” konulu panele de konuşmacı olarak katıldı. Panele Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un yanında, Nova Bank Genel Müdürü Bülent Berkay, GAÜ Akademisyenleri Yrd. Doç. Dr. İlker Cingillioğlu ve Doç. Dr. Alla Mostepaniuk ile Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademisyeni Doç. Dr. Hasan Güngör katılırken, Panelin moderatörlüğünü ise, GAÜ Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Sualp Davut gerçekleştirdi.

Moderatörlüğü EMEIA  Büyüyen Pazar Lideri Demet Özdemir’in yapmış olduğu “Risk Alanlar ve Girişimciler” konulu 4’üncü panele ise, Startup Cyprus Kurucusu Tunç Yalgın, Magic Touch Yöneticisi Özlem Özbekoğlu, Kıbrıs kadın sağlığı AraştırmaDerneği Kurucu Başkanı Dr. Nilüfer Rahmioğlu ile, Kıbrıs Medya Grubu Kurucu başkan yardımcısı Nur Bedir Nadir katıldı.

DMW 2017 ”Bir Adım Önde” Zirvesi’nin 1’inci günün sonunda düzenlen değerlendirmesi; GAÜ Medya Koordinatörü Simge Özekler Erdal’ın moderatörlüğünde, GAÜ Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar, GAÜ Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Sualp Davut, Zirve Koordinatörü Günperi Şişman, Zirve Raporatörleri GAÜ Akademisyenleri Doç. Dr. Dilber Çağlar ile Yrd. Doç. Dr. Feriha Dikmen Deliceırmak’ın katılımı ile gerçekleşti.

Zirve’nin ilk gününü değerlendiren Akpınar, sonuç olarak odaklanılması gereken noktanın, KKTC olarak varolan tüm sektörlerin herşeyi bir kenara bırakıp, sürekli çözüm odaklı ve belirsizlikler üzerine oluşturulan her türlü düşünce ve teorilerin peşini bırakmak olduğunu belirterek, tamamiyle dış dünya ile ilişkilendirilebilir yeni bir sürece girmenin zorunluluğunu ve toplum olarak o idrakın içinde olunduğunun ortaya koymak olduğunu söyledi. Akpınar, sektörel bazda kurumların kedi içlerinde yaşamış oldukları sorunları kenara bırakarak, dış dünyaya dönük temasları arttırmanın gerekliliği sonucuna varıldığını belirtti. Akpınar yorumlarının devamında ise şunları söyledi;

Akpınar: “Çözümsel süreç, tamamiyle garantör ülkelerin ve onların siyasi beklentiler noktasında uzlaşmasıyla ortaya çıkan bir süreçtir.”

 “Yükseköğretimde farkındalık düzeyinde sektörel beklentileri tartışmak yerine, artık bizlerin dış dünya ile her bir yükseköğretim kurumunun ayrı, tüm sektörlerde her bir birimin dış dünya ile kesinlikle temaslarını ve tanınma noktasında ileri adımlar atmak için cesaretini ortaya koyması gerekiyor. Çünkü ekonomik istikrar veya AB ve BM'nin yayınlamış olduğu raporlarla, bizim KKTC olarak yaşıyor olduğumuz tedirginlik ve tamamiyle kendi içimize odaklanmaya zorunlu bırakıldığımız bu sürece, zaman zaman belirli panelistlerimizin de girdiğini gördüm. O nedenle ilk başta hem farkındalığın üst düzeye çıkması gerektiğini, hem de toplumsal bir uyanışın oluşması gerektiğini ve o düşünceyi sizlerle paylaştım. Bu konuyu bundan sonra çok daha ileri bir düşünceye taşımamız gerekiyor. Çünkü varolan sorunsal süreci bizim çözebilecek sektörel düzeyde veya temsili düzeyde gücümüz yok. Çözümsel süreç, tamamiyle garantör ülkelerin ve onların siyasi beklentiler noktasında uzlaşmasıyla ortaya çıkan bir süreçtir.”

Akpınar: “Direk Ulaşım Tamamiyle Bir Sorundur Diye Bakmak Yerine, Varolanı Kabullenip Onun Üzerine Çok Daha İleri Çözümler Ortaya Koymamız Gerekmektedir”

“Ulaşım noktasında bugün Türkiye'ye gelen bir turist, İstanbul veya Antalya dışında bir bölgeye gitmek istediğinde; İstanbul'a ve veya Antalya'ya touch-down yapacak. Ondan sonra başka bir bölgeye gidecek. O nedenle direk ulaşım tamamiyle bir sorundur diye bakmak yerine, varolanı kabullenip onun üzerine çok daha ileri çözümler ortaya koyup turizm ile ilgili gelişim sürecinin önünü açmamız lazım. Ama sektörde kiminle konuşursanız, direkt uçuşların olmaması ve izolasyonlardan bahseder. Bu izolasyonlardan öncelikle kendimizi kurtarmamız gerekiyor. Böylelikle ortaya çıkacak olan süreçte bizim o uyanışı küçük bir esasla hayata geçirebilmek noktasında bir mesaj verebildiysek, üniversite olarak da; diplomatlar birliği olarak da birçok konuda ilerleyen günlerde bu yönde mesajlar vermeye devam etmemiz gerekmektedir. İtici gücü oluşturma noktasında da, tüm akademik kadrolarımızda da ve gücümüzde de bunu yapmaya devam edersek, sadece kendimizi farklılaştırmakla da değil, toplumun ihtiyaç duyduğu o uyanışı gerçekleştirecek dinamik gücü yaratmış oluruz. O nedenle ben doğru bir çalışmanın içinde olduğumuzu düşünüyorum. Kendimizi ilişkilendirmede de, kendimizi kabullendirmede de çok güzel sonuçlar elde edeceğimizi düşünüyorum” dedi.     

 

 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER