© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Dönüşümlü başkanlık garantilerle görüşülecek

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, kozlarını ortaya koyduğu ve şu ana kadarki sonuçlardan memnun göründüğü Cenevre’nin, Kıbrıs sorununu yeni bir yörüngeye soktuğu, şimdi artık dikkatlerin 18 Ocak’taki tarafların Güvenlik ve Garantiler konusunun görüşüleceği teknokratlar düzeyindeki görüşmeye çevrildiği haber verildi.

Kathimerini “Dönüşümlü Başkanlık Garantilerle Görüşülecek” başlıklı haberinde, teknokratlar düzeyinde başlayacak ve karşılıklı soru ve cevapların ortaya konulacağı yeni çabanın bir hafta sürmesinin beklendiğine işaret etti.

Gazete teknokratlar düzeyindeki görüşmelerde; Kıbrıs Türk tarafına ve Türkiye’ye, garantilerin devamındaki ısrarlarının nedeninin sorulacağını, alınacak muhtemel cevabın da 1963 olaylarıyla ilgili olabileceğini; buna mukabil güneye da aksi yöndeki ısrarının nedeni sorulduğunda vereceği cevabın 1974’le ilgili olacağını yazdı. O noktada, ‘herhangi bir şey olursa Yunanistan ve İngiltere yardıma gelecek  mi? sorusuna da, 74’de öyle bir şey olmadığı cevabı verileceği ve bu şekilde devam edeceği kaydedildi.

İngiltere’nin teknik heyeti

Habere göre İngiltere, çok kalabalık olması beklenen ancak tam olarak kimlerin katılacağı önümüzdeki günlerde netleşecek teknik heyetine  bir de askeri üye eklemek niyetinde.

Kıbrıs Türk tarafının Cenevre gündeminin ana konularından birinin de Dönüşümlü Başkanlık olduğunu hatırlatan gazete, diplomatik bir kaynağın, bu konunun zannedildiği kadar önemli olmadığını, Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanlığı’nın elindeki kamuoyu yoklamalarının, Güvenlik/Garantiler’in birinci sırada olduğunu gösterdiğine işaret ettiğini yazdı.

Dönüşümlü başkanlık güvenlik ile birlikte görüşülecek

Gazeteye göre Sözcü Nikos Hristodulidis, Dönüşümlü Başkanlığın beş dakika görüşüldüğünü ama anlaşma olmadığını söylerken Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Nikos Anastasiadis Perşembe günkü basın toplantısında bir soruya karşılık “dönüşümlü başkanlığı görüşme niyeti yoktu, talebin kabul edileceği anlamına da gelmiyor” dedi.

Ancak, süreç içerisinde bu konunun Güvenlik/Garantiler ile birlikte görüşüleceği, bu olasılığı diplomatik kaynakların da göz ardı etmediği belirtildi.

Gazete güneyden yetkili bir kaynağın, teknokratların çalışacağı soru listelerinin aslında Cenevre’ye gitmeden önce hazırlanması gerektiğini kabul ederek “ancak şimdi, bu konuda soru-soru ilerleme fırsatımız var” dediğine işaret etti.

Güvenlik konusunun ilk kez çözümün uygulanması ile bağdaştırıldığını vurgulayan gazete Kıbrıs Türk tarafının harita sunmasının da tarihi bir olgu diye nitelendirildiğini, “ haritanın, güneyi tatmin etmemekle birlikte görüşme zemini ve görüşmelerin Güvenlik/Garantiler’e ilerlemesine araç addedildiğini” yazdı, yetkili bir kaynağın şu sözlerini aktardı:

“Bunu Toprak’ta bekliyorduk, tezlerinde bir şey değiştirmedi ancak haritayı aldık. Beklediğimiz harita olmayabilir ancak 42 yıl sonra (haritayı) sunma siyasi bedeli algılandı.”

Fileleftheros “Güvenlik ve Toprak İçin Diplomatik Poker” başlıklı haberinde Cenevre sonrasında, 18 Ocak’ta Ada’da ve yurtdışında bir paralel görüşmeler prosedürü başlayacağını, Kıbrıs sorununun çözüme mi yoksa çıkmaza mı gideceğinin ortaya çıkması için, müdahil tarafların iyimserlik göstergesine göre haftalar veya hatta aylar gerekebileceğini yazdı.

“İç konular için anahtar…”

Edindiği bilgilerin, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum müzakere heyetlerinin sorunun iç yönlerini görüşmeye devam ederek özellikle Yönetim ve Toprak başlıklarında açık kalan önemli konuları kapatmaya çalışacağını gösterdiğine dikkat çeken gazete özetle şunları yazdı:

“İç konular için anahtar, Anastasiadis’in  Dönüşümlü Başkanlık kozunu nasıl oynayacağıdır (verip vermeyeceğidir). Kıbrıs Türk tarafının da Toprak başlığına güvenlik dokusuna tabi bloke konuları ona göre açıp açmayacağı bekleniyor. Bize söylendiğine göre Mülkiyet’le ilgili çeşitli konularda bir konuttaki inkişaf konusundaki anlayış birliği de çözüm getirecek.”

Güneyin Cenevre konferansından kazancının, Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Anastaiadis’in TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile BM himayesinde, resmi olarak aynı masada bulunması, AB’nin de Komisyon Başkanı aracılığıyla taraf ülke olarak katılması olduğunu, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da tanınmış devletler topluluğunda rol edinme kazancını elde ettiğini belirten gazete, bunların, kendine göre kıymeti olsa da özde, çözüm için daha fazlasının gerektiğini yazdı.

Alithia “Teknokratlar İş Başında… Uluslararası  Konferans Kararları Uygulamaya Geçiyor” başlıklı manşet haberinde Cenevre konferansında masaya konulan en kapsamlı önerinin Anastasiadis’in Ada’daki her iki toplumun da güvenliği ve çözümden sonra garantiler ile ilgili yazılı önerisi olduğunu masaya başka bazı münferit düşünce, fikir ve sorular da konulduğunu;  bunların teknokratların 6 gün boyunca yapacağı görüşmelerde çalışacakları zemini teşkil edeceğini yazdı.

Teknokratların ana görevinin çeşitli fikirleri uygulanabilir, sürdürülebilir ve en önemlisi de taraflardan  her birinin endişe ve hassasiyetlerinin çatışmamasını sağlayacak  mekanizmalar aramak olduğuna dikkat çeken gazete Anastasiadis’in sunduğu öneriyle ilgili özetle şu detayları aktardı:

Enformasyon Dairesi Anastaiadis’in çok uluslu polis gücü önerisini yayınladı

“Öneri üç temel eksendedir. 1- Çok uluslu polis gücünün güvenlik tehditlerini göğüslemek ve önlemek hedefiyle Kıbrıs’ta kalacağı geçiş dönemi.  2-Türkiye-Yunanistan-Kıbrıs üçlü Dostluk Antlaşması. 3-BM Güvenlik Konseyi’nin güçlü bir kararı.

Enformasyon Dairesi’nin İngilizce olarak yayımladığı öneri metnine göre geçiş dönemi boyunca uluslararası polis gücü güvenlik tehditlerini göğüslemek ve önlemek için Kıbrıs’ta kalacak.  Bu çerçevede iç yapı ve öneride detaylı olarak anlatılan güvenlik mekanizmalarının ötesinde  BM Güvenlik Konseyi’nden;  çözüm maddelerinin normal ve güvenli şekilde uygulanmasını, çözüm sonrasında egemenlik, toprak bütünlüğü ve birleşik Kıbrıs’ın anayasal düzenini güvenceye alacak güçlü bir karar çıkartacağına inanç belirtiliyor.

Metinde özetle şöyle deniliyor: ‘Geçmişteki tarihi gelişmeler ve hakim olan fiili durum dikkate alındığında yabancı askerlerin veya garantörlük ve müdahale hakkının varlığı Kıbrıs Rum toplumu tarafınca dengeli çözüm addedilmez.  Bu tür güvenlik çözümleri bir toplumun retçiliği ile öteki toplum için tehdit olacağı hissi ortaya çıkartır, bunun sonucunda da siyasi eşitlik bozulur, çıkmaz ve istikrarsızlık hâkim olur.

Bir geçiş döneminde uzlaşılması için  gerek Kıbrıslı Rumların gerek Türklerin güvenliğine yönelik herhangi bir tehdidin göğüslenmesi ve önlenmesi için uluslararası polis gücü oluşturulması gerekir. Birleşik Kıbrıs’ın bütün vatandaşları  Avrupa ailesinin bütün insan hakları ve özgürlüklerinden yararlanacak. AB sözleşmesinin 222(1) ve 42(1) maddeleri uyarınca AB, üyesi bir ülkenin silahlı çatışma kurbanı olması halinde üyesi devletin yanında olmak zorundadır.’

Metinde Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs arasında bir Dostluk Antlaşması yapılması öngörülüyor.  Bu antlaşma bu üç ülkenin gelecekteki ilişkilerine sağlam temel teşkil edebilir.

Eide’nin Cenevre sonrası planı…

Simerini “Eide ve Türkler Cenevre 2 İstiyor” başlıklı haberinde BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin Cenevre sonrası planına dair özetle şunları yazdı:

“1-Toprak ve ilgili konulara dair anlaşmazlıkların -ki bu aynı zamanda haritaların ve güvenlik konusunun da görüşülmesi anlamına geliyor- üzerine köprü kurularak kapsamlı çözüm çerçevesi.  Bu çerçeveye Toprak ve Yönetim ile sıkı sıkıya bağlı olan göçmenler (duygusal bağlar) konusuna dair kriterleri de içeriyor. Türk tarafı bu konunun daha ileri görüşülmesi için Başkan Anastaiadis’in Dönüşümlü Başkanlığı kabul etmesini şart koşuyor. Omorfo’nun (Güzelyurt) Dönüşümlü Başkanlık ile aynı pakete gireceği de anlaşılıyor.  Bu şartlar altında ne verdiğimizin, ne aldığımızın, ne kazanıp ne kaybettiğimizin dikkate alınması gerekiyor. Dönüşümlü Başkanlık ile Türk tarafının Yürütme Erki’ni böleceği ve birlikte-egemenliği sembolik olarak da sağlamlaştıracağı kesindir.

2-Kapsamlı çözüm çerçevesinde güvenlik ve anayasaların oluşturulması konuları teknik komiteler önüne konulacak. Anaysalar üç tanedir. 11 Şubat 2014 Ortak Açıklaması’nda öngörüldüğü üzere Federal Anayasa en üst yasa olacak ancak her üç anayasanın da aynı rutin geçerliliği olacak. Her üçü de aynı derecede olacak. Anayasaların oluşturulmasında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin  devamı olup olmayacağı meselesi var. Devamı olması için yeni devlet sisteminin anayasaların Kurucu Meclis temelinde yasal olarak oluşturulması gerek. Tek yasal yöntem de Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinden olur, çünkü: 11 Şubat Atlaşmasında tek ve bir halk hukuki anlamına kesin atıf yapılmıyor. Aksine,  tek ve üniter egemenlik Kıbrıslı Rumlardan ve Kıbrıslı Türklerden eşit kaynaklanacak denilerek iki halk yorumuna açık kapı bırakıyor. Kıbrıs Türk anayasası kurumları üzerinden gelen seçilmiş temsilciler tarafından oluşturulur veya sahte devlet kurumları tarafından onaylanırsa ortaya çıkacak yeni devlet sistemi  yalnız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin değil, eşit oluşturucu devlet olarak tanınacak sahte devletin de devamı olacak. Anayasal prosedürler Kıbrıs Cumhuriyeti yasal devleti temelinde gerçekleştirilmezse, Türk tarafının iddia ettiği gibi işlevsiz yapısına ve bir çeşit  partenojeneze, birincil hukuka göndermede bulunacağız, bu da  Kıbrıs Cumhuriyeti’ni üniter devlet şekliyle ebediyen geçmişte bırakacak  çünkü pratikte iki eşit statüde oluşturucu devletçiğe bölünecek.

AB teknokratlarının notlarına göre Türk tarafı önümüzdeki aylarda bir Cenevre konferansı daha (Cenevre 2) istiyor, bunun için gelecek Nisan ayından söz ediliyor.  Türk tarafının bu noktadaki en üst hedefi, şartlar müsaade ederse,  eş zamanlı referandumların Şubat 2018’deki başkanlık seçimlerinden önce yapılmasıdır. Bu, 18 Ocak’ta toplanacak teknik komitelerin toplantılarından çıkacak sonuca bağlı olacak.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER