GAÜ, ‘Belgesellerle Milli Mücadele’ konulu etkinliğini gerçekleştirdi

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) İletişim Fakültesi, Siyasal Bilimler Fakültesi ve Eğitim Fakültesi’nin birlikte düzenlendiği 21-25 Aralık Şehitleri Anma Haftası kapsamında  “Belgesellerle Milli Mücadele” konulu etkinlik GAÜ Millenyum Senato Hall’de gerçekleştirildi. 

GAÜ’den yapılan açıklamaya göre, “Belgesellerle Milli Mücadele” konulu etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlandı. 

Açılış konuşmasını gerçekleştiren GAÜ İletişim Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Neriman Saygılı, geçmişten bugüne taşınan bu mücadeleden dersler çıkarılması gerektiğine işaret ederek şunları kaydetti:

“Tarih sayfalarından da bilindiği üzere 21-25 Aralık tarihleri Kıbrıs Türkleri için Kanlı Noel olarak adlandırılan acı dolu günleri anlatmaktadır. Başta Rumlar olmak üzere tüm dünyanın Noel’i kutlamaya başladığı saatlerde Kıbrıs Türk’leri EOKA’cılar tarafından katliamlara maruz kalmışlardır.

Kimliklerinden ödün vermeyen Kıbrıs Türkü kurdukları Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı ile Rum saldırılarına karşı direnmişleridir. Geçmişten bugüne taşınan bu mücadeleden dersler çıkarmalıyız. Tarihimizden alacağımız derslerle geleceğe daimizi daha sağlam temeller üzerine kurmalıyız” ifadelerini kullandı. 

GAÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Umay Türkeş Günay, 21-25 Aralık Şehitleri Anma Haftası’nda yapmış olduğu konuşmasında; “Tarih bunu unutmadı. Türk toplumu, Türk toprakları her türlü zorluğu yaşadı. Bizim gençlerden istediğimiz savaş değil. Bu çağın gerçeği olan bilginin sahibi olmak, bilgiyi üretmek ve keşif yaparak dünyayı yönetenler arasına girmek gibi ülkemiz için çok önemli ve kutsal bir göreviniz mevcuttur. Mesleğinizin en iyisi olmak,  bu çağda yapmanız gerekendir. Bizler öldürülemeyen milletlerden olmalıyız bu yüzden çağı yakalayarak, bilgide ilimde ve bilimde en önde olmanız gerektiği düşüncesindeyim” dedi. 

Etkinlik, GAÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejat Sefercioğlu’nun yazdığı, KKTC Kurucusu Merhum Cumhurbaşkanı tarafından ödüle layık görülen  “Kıbrıs Marşı”nı GAÜ  öğrencilerinden Mustafa Yağız Kut’un okumasıyla devam etti. 

Kumsal Katliamı’nın bilinen tek görgü tanığı olan Kudret Anlar etkinlikte, mücadele sırasında ailesiyle ve ada içerisinde yaşadığı zorlukları, Kıbrıs Türkü’nün acılarla dolu günlerini, Binbaşı İlhan Bey’in evine girilmesiyle başlanan zorlu mücadeleyi anlattı.

Anlar; “O hayatı, yaşadıklarımı hiçbir zaman unutamadım. Duygulu ve bir o kadar da acı bir zamanlardı. Rumlar, evleri tarıyarak girdiler. Bu vahşeti gördüm. Onların evden çıkışının ardından hepsine şahit oldum. Baktım, izledim. Kendi parolarını oluşturmuşlardı, Yunan evleri kırmızı ampul kullanıyorlar ve bu ona göre kırmızı ışık kullanan evlere girmiyorlardı. Tam o sırada bir ses geldi ve bize umut oldu. Türk askeri geliyor. Umudumuz o zaman yerindeydi. Ancak çok ölen oldu, kimse kalmadı. Daha önce o alanı terkedenler dışında herkes öldü. Bir daha bu acıları yaşamamak tek temennim” dedi. 

GAÜ Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı Ulvi Keser, Kudret Anlar’la yaptığı konuşma sonrasında;  “Bu adada mevcudiyetimizi ve meşruyitemizi gösterebilmek için çok sıkıntılar çektik. Bir yandan siyasi bir yandan da diplomasi mücadeleleri verdik. Bu adada biz de varız ve biz de bu adanın sahibiyiz düşüncesiyle bugünlere geldik. İnsanların dışarıdan izlediklerini bizler yaşadık. O yüzden özgürlük anlayışının ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı. 

Kudret Anlar’a konuşması adına teşekkür çiçeğini Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanı Türkay Akpınar takdim etti. 

GAÜ İletişim Fakültesi Basın Yayın Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Muharrem Özdemir; “ Bu acılar hiçbir zaman dinmedi. Kıbrıs Türk’ü çok acılar yaşadı. Tek hedefimiz bu acıların tekrar yaşanmaması adınadır. Acının bir iz düşümü de Arpalık Belgeseli. Bu belgeselle o zamanlar da yaşayan Kıbrıs Türk’ü ile buluştuk. Yaşadıkları acının anlatırken dahi aynı hissi oluşturduğunu görebiliriz ” dedi.

“Belgesellerle Milli Mücadele” etkinliği GAÜ İletişim Fakültesi Basın Yayın Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Muharrem Özdemir’in Bayrak Radyo Televizyon Kurumu ile birlikte hazırlanan belgeseli ile son buldu.