GAÜ’DE İNSAN HAKLARI SERGİSİ VE PANELİ GERÇEKLEŞTİ
GÜNDEMGirne Amerikan Üniveristesi (GAÜ), 2015-2016 Akademik yılını, Senato kararı ile “Çocuk ve İnsan Hakları” yılı ilan etmesiyle birlikte, İnsan Hakları Haftası dolasıyla, kampüs içerisinde farkındalık yaratan etkinlikler gerçekleştirildi. İnsan Hakları Haftası bünyesinde ilk olarak, “İnsan Hakları İçin Çiz”, “Iron Jawed Angels” film gösterimi, “İnsan Hakları için Dans et”, “ İnsan Hakları Sergisi”ve “İnsan Hakları” konulu panel, Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Av. Ünal Bedevi, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Tepe ve Av. Öncel Polili’nin katılımı ile gerçekleşti.
GAÜ Kıbrıs Yerleşkesi Girne kampüsü TecnoPark gerişinde gerçekleşen “Çocuk ve İnsan Hakları” serginin açılışına, GAÜ Rektörü Prof. Dr. Kutsal Öztürk, GAÜ Rektör Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Hossein Sadri, Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Av. Ünal Bedevi, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Tepe, Av. Öncel Polili, Akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
“Çocuk ve İnsan Hakları” sergisi ile ilgili açıklamada bulunan Sadri, Evrensel İnsan Hakları Beyannemesinin maddeleirnin tanıtıldığı serginin 30 gün boyunca ziyarete açık olacağını bildirdi.
Sergi açılışının ardından, GAÜ Millenium Binası Senato Kongre Merkezinde gerçekleşen “İnsan Hakları Paneli”nde açılış konuşmasını gerçekleştiren Sadri şunları söyledi;
“GAÜ 2015-2016 Akademik yılının temasını senoto kararıyla “İnsan ve Çocuk Hakları “ olarak ilan etmiştir. Bu yılın ilk açlış desrsini ise Dış İşleri Bakanımız Emine Çolak gerçekleştirmiştir ve Akademik yılımız insan hakları aktiviteleri ile başlamıştır. Bu panel de bu aktivitelerin bir parçasıdır ve hafta başından itibaren insan hakları ile ilgili birçok aktivite gerçekleştirdik. Yine yıl boyunca da bu konuda birçok aktivite gerçekleştirmeye devam edeceğiz ve sizleride aramızda görmekten onur duyarız” dedi.
Ardından açılış konuşmasını gerçekleştiren Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Ünver Bedevi şunları söyledi;
“GAÜ’yü İnsan Hakları konusundaki hassasiyeti ve yarattıkları farkındalık tan dolayı tebrik ediyorum. İnsan hakları dediğimizde var olan insan hakarını kastetmiyoruz. Aksine olması gerekeni kastediyoruz. Dünya ya baktığımız zaman, insan hakları bir çok ülkede uygulanmamaktadır ve neyazıkki, ender ülkelerde yüksek bir insan hakları standartları görüyoruz. İdarecilerin ve hükümetlerin , insan hakları konularını iyi
kavramaları gerkiyor ve bu konularda hassas davranmaları gerekmektedir. Ülkemizde malesef bağımsız medya ve objektif değerlendirme yok. Bunlar olması gerekiyor ki, bizlerde net tehşis koyabilelim. İnsan hakları sözleşmesi ülkemizin mevzuatına KKTC’nın kuruluşundan önce dahil edilmiştir. Şuanda hukuken mevcuttur ama nekadar kullanılıyor noktasında cevaplarımız tatmin edici değildir. Bunun için Kıbrıs’taki avukatlarımızın bunu zorlamaları ve mehkemeleri buna itmeleri gerekmektedir” dedi.
Hacettepe Üniversitesi İnsan Hakları ve Felsefesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Harun Tepe paneldeki konuşmasında şunları söyledi,
“Bugün insan hakları ihlali ile dünyanın birçok yerinde karşılaşmaktayız. 10 Aralık 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini kabul etti. Biz dünyanın farklı yerinde yaşayan insanlar şu ilkere bağlı kalacağız, buna söz veriyoruz, şeklinde bir ifade beyanıdır bu. Bildirgenin 3.maddesinde “Herkesin yaşama ve kişi özgürlüğü hakkı vardır” diyor. Fakat baktığımızda dünyanın bazı ülkelerinde devlet tarafından idam cezası uygulanmaktadır. Bunun yanında “ Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamelede bulunulamaz ya da ceza uygulanamaz” maddesi olmasına ramen malesef hepimizinde bildiği gibi bir çok ülkede özellikle gelişmiş ülkelerin istihbarat örgütleri farklı ülkelerde, gemilerde yada uçaklarda bunu yapmaktadırlar” dedi.
Tepe konuşmasının devamında insan haklarını korumaya yönelik yapılabilecekler ve insan hakları eğitimi, aktarararak konuşmasına devam etti.
Av. Öncel Polili paneldeki konuşmasında;
“2012 yılında hazırlanan rapora göz attığımda, kendimizi suçlıyoruz ama, bugüne kadar da iyileştirme yönünde yaptığımızda birşey olmadığını görüyoruz. 2012 yılında yaşanan olay ise 6 Suriyeli mültecinin denizde boğularak ölmesiydi. Havalar kötüyse, Suriye’de savaş çıkmışsa, KKTC’nin bunda sorumluluğu ne olabilir diye baktığımızada sorumluluk burada başlıyor. KKTC’nin 2.dünya savaşından bugüne kadar hiç bir mülteci politikası olmamıştır” dedi.
Tepe konuşmasının devamında, KKTC yasalarındaki insan hakları ile iligli olan açıklardan bahsederek, Türkiye yasalarındaki açıklar ile karşılaştırdı.
İlginizi Çekebilir