© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

GÖÇTÜRKLERİN İsyanını İzlerken!

1960`lı yıllarda başladı akın akın AB yolları… Bu sefer cihan mefkûresi için gitmiyordu Türkler, koskoca cihandan arda kalan bir avuç topraklarında yaşadıkları yoksulluktan dolayı göç ediyorlardı Yeni Ekmek derdi göçüydü bu. Sirkeci Garı’nda ellerinde tahta bavullarla umuda açılıyordu gurbet kuşları. Çoğunluğu 30’lu yaşlarındaydı, bazılarının daha bıyığı bile terlememişti. Her kalkan kara tiren, umuda beyaz dumanlar çıkararak ilerliyordu. Daha önce hiç görmedikleri ülkede, ekmeklerinin peşine düşenlerin hepsinin hayalleri ortaktı.

Kimi tarla, kimi traktör, kimi de ev alacak kadar para biriktirip dönme niyetinle yollara düştüler.

 

30 Ekim 1961’de, Türkiye ile Almanya arasında imzalanan ‘işçi göçü’ anlaşması, Anadolu’da geçim sıkıntısı çeken on binlerce aile için yeni bir umudu oldu.

Anadolu insanı, ağır sanayi hamleleri ile hızla kalkınan ve yeni işgücüne ihtiyaç duyan Avrupa ülkelerine gitmeye başladı ve Avrupa’daki ilk durak Almanya oldu.

 

Türkler ekonomik sıkıntılardan umuda uçuyordu ama durum tek taraflı değildi.

 

II. Dünya savaşından çıkmış ( özelikle Almaya ) AB`devletlerini de bu insan gücü göçüne ihtiyacı vardı.

 

İlk göç anlaşmasından bu yana yarım asır geçti.

 

Biraz para biriktirip geri dönmek için gidenlerin çoğu geri dönmediler.

 

Çalıştıkları ülkelerde yerleştiler, emekli oldular ve 3. Nesilleri hayatın her alanında görev almaya başladı.

Yarım asırdan fazla olan bu serüvenle oraya ekmek derdi ile `göçtürkleri` bir süre sonra orayı vatan kabul ettiler, ama asla geldi8kleri Anadolu`yu unutmadır ve o Türkiye`ye asla sırtını dönmediler.

 

Yarım asırdan arda kalan sürede Avrupa’ya giden ‘Göçtürk’ nüfusu neredeyse 7 milyona ulaştı.

 

AB savaş sonrası kalkınmayı hedeflerken, emekçi olarak kullandıkları bu insanlara bir süre sonra dayanamaz hale geldi.

 

Son yıllarda Avrupa’da aşırı ırkçı partilerin yükselişe geçmesinin altında yatan sebep Merzifonlu Kara Mustafa paşa`nın başaramadığını Göçtürk`lerin yavaş yavaş başarıyor olmasını keşfetmeleridir.

 

Demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden AB devletleri her seçim öncesi seçmen tabanlarını korumak için yabancılara karşı söylemlerini sertleştirebiliyor ve bazı akıl alamaz işlere imza atıyorlar.

 

Örneğin: Alman Şansölyesi Angela Merkel bile son seçim kampanyasında ‘çok kültürlülük bitmiştir’ ifadesini kullanmaktan imtina etmemiştir.

 

İşte Avrupa’nın genelinde yükselen yabancı karşıtlığından Hollanda da payını alıyor.

Son olaylara bu açıdan bakmalıdır.

 

Hollanda`daki Türklerin bu ülkedeki siyasi katılımı diğerlerine göre daha fazla ye yakında Hollanda`da seçim olacak.

 

Ve Hollanda hükümeti seçimler öncesi Türkiye`li devlet yetkililerine uluslarası hukuku hiçe sayarak son kozlarını faşizan bir şekilde oynuyor.

 

Tüm bunlar AB`de değişimim gerileme sürecine girdiğinin sinyalleridir aslında.

 

Ve Tüm bunlar Türkiye devletinin önümüzdeki yüzyılda bölgesel gücünün ve Avrupa`ya olan seferlerinin yeniden işaretidir.

 

Evet Türkiye`ye karşı Almanya ile başlayan Hollanda ile sertleşen devlet temsilcilerimize yönelik akıl almaz tavırların karşısında 1960`yıllardan beri oraya giden göçtürkler son noktayı koymuştur ve sokağa çıkmışlardır.

 

Siyasi fikriniz ne olursa olsun AB`li devletleri bizim devlet yöneticilerimize yaptıklarına`ama, fakat, lakin` gözü ile bakmak ahmaklıktır.

 

Türkiye`de hain takımı sayıca sandığımızdan azdır.

 

Fakat onların bu sayıca yetersizliğinin karşısında dış destekçileri oldukça fazladır...

 

Bu süreçte ülkemizi kim idare ediyorsa etsin AB`ye karşı onların yanında olmak âmâsız, fakatsız, lakinsiz namus borcumuzdur…

 

 

Evet, AB`de bir göçtürk isyanı başlamıştır ve bu aslında kavimler göçünün de devamıdır.

 

Yani oradaki Türkler diyor ki sizin varlık sebebiniz bile bizim atalarımızdır, bu topraklarda bizim vatanımızdır ve İstediğimiz gibi at koştururuz. Vesselam

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER