Hangi organım gerekirse vereceğim
MAGAZİNÖlümle pençeleşen Mehmet Ali Erbil'in eski partneri Çiğdem Tunç ünlü şovmeni hastanede ziyaret etti ve "Nakil noktasına geldiğinde hangi organım gerekirse tekini vereceğim" dedi.
Mehmet Ali Erbil evinde yaşadığı talihsiz kaza sonrası hastaneye kaldırılmış, yapılan kontrollerin ardından Erbil'in kırılan kaburgasının akciğerine battığı tespit edilmişti. Uzun süre yoğun bakımda kalan Erbil'in 'kaçış' sendromu nüksedince durumu her geçen gün biraz daha ağırlaşmıştı.
''HANGİ ORGANIM GEREKİRSE TEKİNİ VERECEĞİM'': Ünlü şovmeni eski partneri Çiğdem Tunç hastanede ziyaret etti. Erbil'in sağlık durumuyla ilgi bilgi veren Tunç, "Tüpü çıkartıp damar yolu açmışlar yani boğazını delmişler, 37 gündür entübe uyuduğu için artık ağır tahriş olmuş boğazı. Akciğer ve böbrekler çöküyormuş. Nakil noktasına geldiğinde hangi organım gerekirse tekini vereceğimi söyledim" ifadelerini kullandı.
''ÖNCELİK BENİM'': Öte yandan Mehmet Ali Erbil'in 12 yıllık partneri Çiğdem Tunç, Kanal D'de yayınlanan 2. Sayfa programına konuk oldu. Tunç, ünlü şovmenin sağlık durumuyla ilgili merak edilenleri anlattı. ''3 gün önce hastanedeydim. İlk eşi Muhsine Hanım, Sezin, Erkan Abi (Erkan Yolaç) oradaydı…‘Ustası kardeşini mi bekliyor?’ dedim. Ben organlarımı veririm tabii ki… O raddeye varmasın. İflas etmesin organlar. Ama ederse ‘Siz çocuksunuz, siz annesiniz… öncelik benim’ dedim.'' ifadelerini kullandı.
''SEVDİKLERİM İÇİN YAŞAYACAĞIM'': Çiğdem Tunç, hastane ziyaretinde neler yaşandığını şu sözlerle anlattı; ''Benim çoluğum çocuğum yok. Bundan sonra sevdiklerim için yaşayacağım. İslam şöyle emreder; Bir şey verirken bir yanın acıyacak. Param çoktu, al senin olsun. Bu ceketi giymiyorum, al senin olsun. Öyle bir şey yok. Benim bir iç organıma her zaman ihtiyacım var, onu vereceksin.
''30 KİLO VERMİŞ'': Ben timsah gözyaşlarıyla göstere göstere ziyaret eden bir kadın değilim. Ciğerim kimsenin işine yaramaz. Çok sigara içiyorum.Kanım, canım, neyim gerekiyorsa Mehmet Ali’nindir. 12 yıl bu adamla beraberdim. O benim silah arkadaşım. Benim Mehmet Ali’yi bir dakika olsun görüp, ‘Kalk hadi’ demem lazım.Muhsine, Mehmet Ali’nin 30 kilo verdiğini söylüyor. Sezin ‘çok kötü’ dedi. Bunca gündür uyutulan bir hasta. Tabii ki kilo verir. Damar yoluyla besleniyor. Kilo kaybedilir, geri alınır. Yerler, iyi bakılırlar, fizik tedaviler şunlar bunlar toparlarlar.
Ben yanına girmek isterim. 1 dakika… Bu durumdaki hastayı zaten daha fazla rahatsız edemeyiz. Ben şekilde şemalde değilim. Çok küçüğüm 20’li yaşların ben başlarındayım o da ortalarında. Sevgili İbrahim Tatlıses ile Anadolu turnesi yapıyoruz. Bir şehirde eski Türk filmlerindeki mekanlara benzeyen bir yerde sahneye çıkacağız. Mehmet Ali ağlamaya başladı. ‘Burada mı sahneye çıkacağız’ diye. O hali hiç unutamadığım bir haldir. Dayandığı kim, ben! Al birini vur ötekine…
Çok yakıştırılıyorduk. Yakıştığımız için sahnede beraberiz zaten. Muhsine Hanım da, Nergis Hanım da benim can ciğer dostlarımdı. Geçen gün hastanenin lobisinden çıkarken ‘O bu hastaneden yürüye yürüye çıkacak tamam mı lan?’ dedim. İnsanlar ‘deli’ demiştir, belki de ‘Çiğdem Tunç değildir bu’ diye düşünmüştür.
Sezin’e ‘Bu adam kalksın. Onun zirveye çıktığı bir Küheylan oyunu vardır. Bu sefer oradaki psikiyatrı canlandıracak ve benim tiyatrodaki bütün adamlarım onun emrinde olacak. O sahne onun için hazır. Bu adam kalkacak. Bu adam kalkacak! İşte o kadar! Kalk Mehmet Ali’ dedim!
Ben iyileştirilip, onarılıp artık tiyatro sahnesine dönmesini istiyorum. Artık tamam yaptın yeterinde, dünya çapında bir şovmensin. Ama artık yeter. İyileşecek ve ona tiyatro yaptıracağım.''
İlginizi Çekebilir