“Hiç kimsenin bize haklarımızı altın tepside sunmayacağının bilincindeyiz”
GÜNDEMCumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın o tarihsel koşulların belirleyici ihtiyaçlarına göre toplumuna hizmet amacıyla biçimlendirilmiş bir siyasetin uygulayıcısı olduğunu belirterek, “Hiç kimsenin bize haklarımızı altın tepside sunmayacağının bilincindeyiz. Meşru haklarımızı yine elbirliği ile bu kez diplomasi alanında mücadele ederek elde edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, merhum Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın 8. Ölüm Yıldönümü Anma Töreninde yaptığı konuşmada, 1960 yılında ortaklık devleti olarak kurulan devletin Rum tarafınca gasp edilerek Kıbrıs Türk toplumunun uluslararası hukuk bağlamında statüsü olmayan bir konumda bırakılması, meşru olmadığı gibi adil de olmadığını vurguladı.
“Bu nedenle eşitliğimizden, özgürlüğümüzden ve güvenliğimizden taviz vermeden iki kurucu devletli, siyasal eşitliğe dayalı iki kesimli federal bir yapılanma için uğraşlarımızı sürdürmekteyiz” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle devam etti: “Hiç kimsenin bize haklarımızı altın tepside sunmayacağının bilincindeyiz. Meşru haklarımızı yine elbirliği ile bu kez diplomasi alanında mücadele ederek elde edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın merhum Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın 8. Ölüm Yıldönümü Anma Töreninde yaptığı konuşma şöyle:
“Bugün aramızdan ayrılışının 8. yılında saygı ile andığımız merhum Rauf Raif Denktaş çok çalkantılı bir dönemde Kıbrıs Türk halkına siyasal önderlik yapmış önemli bir kişiliktir.
Toplumların yaşamına yön veren liderler vardır. Bu liderleri yaşadıkları dönemin koşullarından ayrı olarak değerlendirmek mümkün değildir. Onların siyasetini ve kararlarını etkileyen içinden geçilmekte olan dönemin tarihsel koşullarıdır.
Rauf Denktaş o tarihsel koşulların belirleyici ihtiyaçlarına göre toplumuna hizmet amacıyla biçimlendirilmiş bir siyasetin uygulayıcısı oldu. Bu siyasetin temel niteliğini “Rumların Enosis hedeflerinin karşısında durmak ve bunun gerçekleşmemesi için içeride ve dışarıda bitmek bilmez bir enerji ile mücadele etmek” şeklinde özetleyebiliriz..
Kıbrıs Türk halkının bu adada varoluş mücadelesindeki en yakın yol arkadaşı Doktor Fazıl Küçük ile birlikte, öncelikle Türkiye’nin ilgisini Kıbrıs’a çekmek için olağanüstü bir çaba ortaya koydular. Temel amaçları Kıbrıslı Türklerin bu adada eşit bir toplum olarak varlığını sürdürmesi ve bir azınlık konumuna düşürülmesinin önlenmesiydi.
Ne mutlu ki, bu büyük mücadele sonuç vermiştir ve Kıbrıs Türk halkı bu topraklarda hiçbir zaman Rum Yönetiminin idaresinde bir azınlık olarak yaşamayacaktır.
Bu bir gerçek olmakla birlikte kuşkusuz yeterli değildir. 1960 yılında ortaklık devleti olarak kurulan devletin Rum tarafınca gasp edilerek Kıbrıs Türk toplumunun uluslararası hukuk bağlamında statüsü olmayan bir konumda bırakılması, meşru olmadığı gibi adil de değildir.
Bu nedenle eşitliğimizden, özgürlüğümüzden ve güvenliğimizden taviz vermeden iki kurucu devletli, siyasal eşitliğe dayalı iki kesimli federal bir yapılanma için uğraşlarımızı sürdürmekteyiz. Hiç kimsenin bize haklarımızı altın tepside sunmayacağının bilincindeyiz. Meşru haklarımızı yine elbirliği ile bu kez diplomasi alanında mücadele ederek elde edeceğiz.
Eminim ki, Kıbrıs Türk halkı olarak, geçmişin birikimleriyle bugünün dinamizmini harmanlayarak bu adada hak ettiğimiz koşullarda yaşamayı başaracağız.
Zor koşullarda toplumumuza liderlik ve rehberlik etmiş Rauf Raif Denktaş’ın toplumsal mücadeledeki müstesna yeri unutulmayacaktır. Onu saygı ve rahmetle anıyoruz.Ruhu şad olsun.”
İlginizi Çekebilir