Hüseyin Ekmekçi yazdı: Bir haftada yaşanabilecek ne kadar acı varsa hepsini yaşadık
EKONOMİHüseyin Ekmekçi yazdı: Bir haftada yaşanabilecek ne kadar acı varsa hepsini yaşadık
MEMLEKETTE SORUNLAR ÖLÜM OLDU ÜSTÜMÜZE YAĞIYOR. BİR HAFTADA YAŞANABİLECEK NE KADAR ACI VARSA HEPSİNİ YAŞADIK
DÜN AKŞAM 100 YENİ VATANDAŞIMIZ OLDU. SIRADA BEKLEYEN AYNI KRİTERLERE SAHİP BİNLERCESİ DAHA VAR… TÜRKİYE, PAKİSTAN, BANGLADEŞ, NİJERYA, GANA, KAMERUN, NEPAL… HALEN DAHA VATANDAŞLIK YASASI TARTIŞILMIYOR, TABU HALİNE GELDİ… BU ALT YAPI BU NÜFUSU KALDIRMAZ…
Son bir haftada yaşadıklarıma baktığımızda, sanırım hepimiz kendi kendimize şu soruyu sorduk: Hangimiz, ne zaman, nerede, nasıl, hayatımızı kaybedeceğiz? Yaşanan adli olaylara, uyuşturucu, tehdit, adam yaralama, taciz girmiyorum bile. Uyuşturucudan ölen gençler?
Falyalı suikastı, içerisindeki tüm cevapsız sorulara rağmen, üç katil en ağır şekilde cezalandırıldı. Müebbet hapis cezası uzun bir aradan sonra ilk kez verildi. Cesur ve adil kararlarından dolayı mahkeme heyetine teşekkürler… Burası herkesin istediği suçu işleyeceği bir ülke değil. Güneşi görmesinler…
Nüfus olabildiğince artıyor. Dün akşam 100 yeni vatandaşlık verildi, resmi gazetede yayınlandı. Ülkedeki hiçbir altyapı şu anki nüfusu kaldırmaya müsait değil. Sağlık sistemi çöktü. Ameliyathaneler mevcut nüfusa yetmediği gibi, ilaç bulunamıyor, yoğun bakım doluyor, yatak kapasitesi yetmiyor
Vatandaşlık kriteri evlilik yoluyla, adada belli bir süre kalma falan derken… “KKTC’de doğdu, burada okudu” üzerinden veriliyor şimdi. Akşam üşenmedim hepsini tek tek okudum. İki vatandaşlık hariç, tamamı, “adaya çocuk geldi, burada okudu” üzerinden.
Bu adanın bun nüfusu taşıması olası değil. Okul yetmiyor, hastane yetmiyor, polis yetmiyor, kriminal olaylar artıyor, gıda azalıyor, fiyatları etkiliyor, elektrik ve su yetmiyor… Daha da sayabilirim. Bu gidişat, resmen sadece bir toplumu değil, yaşadığı kara parçasını da yok etmeye yönelik…
Okullar bu yıl nasıl açılacak? Eğitim tam bir filme döndü. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız sorunları eğitim bakanlığının ve öğretmenlerin tek başına çözmesi mümkün değil, çözemez. Eğitime ayrılan bütçe yetersiz. Tüm okullarımız eskidi, yeni yapılan okullar içerisinde birçok sorun barındırıyor
Okullarda öğrenci yapısı tamamen değişti. “Türkçe bilmeyen öğrenciler” diye bir kriterimiz var artık. Uyduruk gaydırık dil kursları ile falan zaman geçiyor. Öğretmenler okuldaki öğrenci profilini artık tanıyamıyor. “Kime hizmet ediyoruz?” diye sorguluyor… Parasını vergi veren bizler ödüyoruz
Adli olaylarda ciddi bir artış var. Maalesef yabancı işçi kesiminin yaşadığı ciddi mali sorunlar beraberinde adli olayları da getiriyor. Haliyle ne hırsızlık bitiyor, ne darp olaylarının ardı arkası kesiliyor. Son bir haftada vatandaş olmayan çocuk tacizcileri mahkeme koridorlarındaydı
Peki siyaset neyle uğraşıyor? Ulusal Birlik Partisi’nde kurultay heyecanı var. Heyecan dedimse de bütün memleketi bir heyecan kapladı sanmayın. İçerisinde ülke sevgisi olmayan, enerjisini icraata döndürmeyen, sorun çözmeyen, koltuk kapma kavgasından başka hiçbir şey olmayan heyecan.
Memlekette sorunlar ölüm oldu üstümüze yağıyor. Konu yandaşa ihale vermek olduğunda aslan kesilenler, günlerdir suspus. Artan polis denetimleri dışında, hiçbir gelişme yok. Polis durmaksızın ceza yağdırıyor, denetimlerle az da olsa yaşadığımız felaketin önüne geçmeye çalışıyor
Peki ülkeyi yönetenler ne yapıyor? Koca bir hiç. Çoğunun koltuğunun altında biz dosya, masasının üzerinde bir ajanda partililerine iş, yandaşlarına ihale, oy devşirmek için yeni vatandaşlıklar verme planı yapıyor. Vatandaş ise; işte, trafikte, hastanede hayatta kalma derdinde
Haksızlıklar, hukuksuzluklar, çöken alt yapı, hizmet vermekten aciz kamu sistemi maalesef normalleştiriliyor. Vatandaşın hakkını arayacak, hukukunu koruyacak sistemler ise bir bir çöküyor. Polis, savcılık görevini yapamıyor, görevini yapması için yeterli ortam yok. Hem siyasi, hem alt yapı…
Ölümler de, rüşvet ve yolsuzluk çarkı da, her şey gözümüzün önünde gerçekleşiyor, hiçbir şey yapamıyoruz. Dediğim gibi, sistemsizlik, işbilmezlik, sorun çözmekten aciz kamu, liyakatsiz yöneticiler, biriken insanlar ve biriken sorunlar kaderimiz oldu…
Bize bu ülkeyi seven, sorunları ile ilgilenen, elini masaya vuran, değişimi savunacak, parlamenter sisteme ve çağdaş, laik ilkelere sonuna kadar sahip çıkan, kendi servetine servet katan değil, vatandaşın refahını düşünen siyasetçiler lazım. Umarım ölmeden göreceğiz
İlginizi Çekebilir