© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

İYİKİ VARSIN AFRİKA GAZETESİ!

Konuya girmeden muhataplarına iki cümle kurayım...Bre kendini anti-emperyalist ilan eden sözüm ona sosyalis zındıklar!Türkiye`nin Afrin operasyonu sadece güney sınırlarımızın güvenliği değil, ABD’nin BOP projesinin tıpkı 1923`deki gibi iflasıdır.

Devam edelim..

Osmanlı Devletı parçalanmış ve yok olmuştu...

Koskoca ecdattan arda kalan ve  Anadolu`da kurulan yeni devletimiz Türkiye Cumhuriyeti  başta ekonomik, sosyal , askeri alan olmak üzere  varlık mücadelesini her alanda vermekteydi.

Bu arada Osmanlı devletinden arda kalan diğer ecdat topraklarında kalan soydaşlarımız zulüm ve esaret altında can çekişmekteydiler.

Türkiye Cumhuriyeti açlıkla, sefaletle uğraştığı zamanlarda dahil dış Türkler ile bağlantısını hiç kesmedi.

İçte ve dışta olan düşmanlara rağmen oların dertlerini kendi derdi saydı.

Bu dış Türklerin arasında en başta Kıbrıs Türklüğü geliyordu.

Ekmeğin karne ile alındığı, bir kilo yağ için saatlerce kuyrukta beklendiği zamanlarda Türkiye Cumhuriye`ti Kıbrıs Türklüğü için 1974 Mutlu Barış Harekatını gerçekleştirdi.

12 Mart Muhtırasının getirdiği askeri ortamdan seçimler olmuş ve karşıt görüşlü iki parti CHP MSP birlikte hükümet kurmuşlardı.

Ama birliktelik iyi gitmiyordu…

MSP-CHP koalisyonu günler geçtikçe birbiriyle zıtlaşıyordu. Fakat Temmuz ayına gelindiğinde bu zıtlaşmaları rafa kaldıracak bir olay oldu. Yunanistan desteğiyle Rumlar, Kıbrıs'ta III. Makarios'u devirmişlerdi. Böylece enosis, yani Kıbrıs'ın Yunanistan'a katılmasının ilk adımları atılmıştı.

 Başbakan Bülent Ecevit, derhal konuyu görüşmek için İngiltere'ye gitti. Ecevit'in talimatıyla Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, çoktan Milli Güvenlik Kurulunu toplamıştı ve yapılacak harekâtın detayları görüşülüyordu.

Bu sırada zulümlerini sıklaştıran Rum milisleri radyolarından her gün “bekledim de gelmedin” şarkısını Türkçe çalıyordu.

Bu arada “ayşe tatile çıksın” mesajı askere çoktan verilmişti.

Ve bir gece ansızın tv ve radyolardan dönemin Başbakanı Bülent Ecevit`in sesinden şu cümleler duyuldu “Biz aslında savaş için değil barış için ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz”

20 Temmuz sabahı saatler 06.05'i gösterdiğinde gökyüzü Türk paraşütçüleriyle dolmuştu. Paraşütçüler Lefkoşa yakınlarına inecekler ve Girne'ye çıkartma yapan birliklerle buluşacaklardı. Kıbrıs'taki Türk halkı askerleri sevinç ve coşkuyla karşıladı. Halk artık Rum çetelerinin tacizinden kurtulacaktı.

Netice itibarıyla Kıbrıs Barış Harekâtı sonucunda, adada yaşayan Türk unsurları diğer ülkeler tarafından tanınmıştı. Günümüzdeki sınırlar çizildi daha sonra KKTC ilan edildi.

Ogün bugündür adada BARIŞ ve huzur devam etmektedir.

Evet, bir barış çok net olarak SAVAŞ sonucu gelmişti.

Bu barış ve huzurdan rahatsız olanlar ise ya enosis`ci, ya kandan beslenen keneler, ya da akıl hastalarıdır.

İşte gazetelerine `TÜRKİYE`nin AFRİN`de YENİ İŞGAL HAREKETİ` diye manşet atanlara bu gözle bakmalı.

Sonuç olarak!

Türkiye tıpkı 1974`deki gibi bugün AFRİN`e zeytin dalı uzatarak barış için gitmiştir.

Tıpkı, 1974`deki Türkiye gibi darbelerden çıkarak gitmiştir.

Tıpkı, 1974`deki gibi davulla, zurnayla ve beklenen olarak gitmiştir.

Tıpkı, 1974`deki gibi kimseden icazet almadan, dünyaya başkaldırarak gitmiştir.

Tıpkı, 1974`deki gibi meclisinden halkına tüm siyasi ve ideolojik bakış açılarından sıyrılarak memleket meselesi havasında girmiştir.

Ama bir farkla!

2017`de daha güçlü bir ekonomi ile, daha güçlü bir ordu ve millet ile gitmiştir.

İşte bu yüzdendir ki, 1974 hareketi dolayısı ile Türkiye`ye ambargo uygulayanlar bugün itidal çağrısı yapmaktadırlar.

Demek ki, haklı olmak kadar güçlü olmakta çok önemlidir.

Yine bu yüzdendir ki, o gün Türkiye`ye karşı ambargo uygulayanlar bugün susuyorlar ama köpeklerini de boş bıraktırmıyor ürdürüyorlar.

İşte Kıbrıs`taki AFRİKA denen gazetenin üstlendiği görev ise bu köpekçe üremenin ta kendisidir.

İki duble rakı ile kendini sosyalist sanan bu tipler 74 çıkartmasına imza attığı için Ecevit`e bir faşist demiş akıl hastalarıdır.

Sağlık bakanlığımız derhal bu akıl hastaları için harekete geçmeli ve tıp fakültelerine bir de soysuzluktan kaynaklanan hastalık çeşitleri diye bir bölüm açmalıdırlar.

Bunların soysuzluk hastalığı akabinde ajanlık ve provakotörlük getirmektedir.

Tıpkı, 1974`de rumlara istihbarat yapıp, Türk`e düşmanlık yaptıkları gibi bugün de aynı sahiplerine aynı görevlerini yerine getirmektedirler.

AFRİKA gazetesinin tetikçi kalemlerinin onlara yapılan protestolar sonrası tepkilerini izledim.

Tipik bir 5.kol faaliyeti uzmanı gibi hareket ediyorlar...

Ve rum tarafına o kadar sadıklar ki, `gelin bizi öldürün` dercesine tahriklerine devam etmektedirler.

Sanıyorlar ki, oradaki karışıklık ABD ve AB `yi harekete geçirecek ve Türk Askeri adadan çekilecek.

Bilmiyorlar ki, bu densizlikleri sonucu Ayşe yarıda bıraktığı tatili eninde sonunda tamamlayacak.

Tıpkı, 1974`de gelişimiz gibi.

Devam edin!…

Ama beklediğiniz barış 2023`de Kıbrıs`a rumlara azınlık statüsü vererek gelirse de şaşmayın.

Sizi gidi akıl-ruh ve soy özürlüler sizi.

Siz olmasanız bu milleti kim uyandıracak.

Vallahi ben ömrümce yazsam sizin milletimizin uyanmasına ettiğiniz hizmetin binde birini başaramam.

İyi ki varsınız.

Dün Kıbrıs,

Bugün Afrin

Yarın Karabağ,

Sonrası Kerkük.

Nihayeti; KIZILELMA

Ha bu arada unutmayın!

O topraklar bize atalardan yadigâr,

Gezip tozmayalım mı?

Siz rahatsız oluyorsunuz diye

Destan da yazmayalım mı?

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER