© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

KAYAD: BU SORUN, KIBRIS’IN TAMAMINI ETKİLEYEN BİR SORUN

Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD), AB işbirliğinde yürütülecek “Görmezden Gelme” projesini tanıttı.

Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD), AB işbirliğinde yürütülecek “Görmezden Gelme” projesini tanıttı.
KAYAD binasında gerçekleştirilen tanıtım etkinliğinde, KAYAD Başkanı Meral Akıncı ve AB Program Destek Ofisi Bölüm Şefi Michael Docherty birer konuşma yaparak proje hakkında bilgi verdi.
KAYAD Başkanı Meral Akıncı, KAYAD’ın, dünyanın en büyük insan hakkı ihlallerinden birini oluşturan insan ticaretinin, dünya coğrafyalarının çoğunda olduğu gibi ülkemizde de var olduğunu, 2005 yılında ilk dile getiren sivil toplum örgütü olduğunu belirterek, ülkemizde özellikle kadınların yaşadığı modern kölelik koşullarını ortadan kaldırmak için Avrupa Birliği tarafından desteklenen 'Görmezden Gelme' projesini başlattıklarını vurguladı.
Akıncı, “Prologue araştırma şirketi tarafından bu güne kadar tek yapılan kadın trafiği çalışması üzerine 12 yıl geçmiş olmasına rağmen, verilen sözler, meclisin tozlu raflarında askıda kalan insan ticareti yasası, geçen yıl yapılan Çalıştay, rapor ve kısa, orta ve uzun vadeli hedeflere rağmen 12 yıl önce olduğumuz yerde sayıyoruz” dedi.
Bu durumun değişmesi için birçok sivil toplum örgütünün kolları sıvadığını dile getiren Akıncı, Kadından Yaşama Destek Derneği olarak ise, ülkemizde özellikle kadınların yaşadığı modern kölelik koşullarını ortadan kaldırmak için Avrupa Birliği tarafından desteklenen 'Görmezden Gelme' projesini başlattıklarını kaydetti.
“Yanı başımızda, aramızda kadınların modern köleler olarak hayatlarını idame ettiklerini biliyoruz” diyen Akıncı, kadın ticaretini fuhuşa olan talepten ayırmanın mümkün olmadığını, biri var oldukça diğerinin de var olacağı bilinciyle projenin ana hedeflerinden birinin, bu talebi azaltmak olacağını vurguladı.
“GECE KULÜPLERİ ÇALIŞTAYINDA BAKANLARIN DA BU BİLGİYİ TEYİT ETTİĞİ BİR COĞRAFYADA, BU GERÇEĞİ, BU İNSAN HAKKINI 'GÖRMEZDEN GELME'YE DEVAM EDİYORUZ”
Akıncı konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi;
“Nisan 2018 tarihinde İçişleri tarafından organize edilen Gece Kulüpleri çalıştayında Bakanların da bu bilgiyi teyit ettiği bir coğrafyada, bu gerçeği, bu insan hakkını 'görmezden gelme'ye devam ediyoruz. Peki neden? 
'Görmez'den gelme' projesi bu soruya cevap aramak için bulacaktır. Bin kişilik örneklemle, bu sorunu neden ve nasıl görmezden geldiğimizi, böylesi derin bir insan hakkına uygun koşulları neden sağladığımızı tespit edeceğiz”
Akıncı, proje kapsamında 140 uzman ve 480 üniversite öğrencisine doğrudan kadın ticareti, kadın ticaretinin semptomları ve bu bağlamda neler yapılabileceği konusunda eğitim verileceğini ifade ederek, Kadından Yaşama Destek Derneği olarak bugüne kadar yapılan, tüm paydaşların ve çözüm ortaklarıyla nasıl bir yol izleyebilecekleri konusunda somut öneriler taşıyan kılavuz oluşturacaklarını anlattı.
Proje boyunca, insan ticareti mağdurlarının çoğunlukla kadın ve çocuklar olduğu bilgisiyle özellikle insan ticareti mağduru kadınlarının destek hizmetlerinden yararlanabileceği mekanizmaların oluşturulması için lobi çalışmalarının süreceğini belirten Akıncı, “Ülkemizde insan ve özellikle kadın ticaretini besleyen anlayış ve kurumlara yönelik önerilerimizi yankılayacak olan bu projeye, siz değerli basın mensuplarından dayanışma çağrımızın altını çiziyoruz” dedi.
Akıncı, hep birlikte, kadın, erkek, genç yaşlı 'görmezden gelme' mesajını dile getirecekleri bu 3 yıl içerisinde, projeye yaşadıklarını anlatarak katkı koyabilecek her bireye çağrı yaparak, “Bize ulaşın. Bize destek verin” dedi.
DOCHERTY
AB Program Destek Ofisi Bölüm Şefi Michael Docherty de,  KAYAD’ın, Kıbrıs Türk toplumunda uzun yıllardır AB’nin uygulayıcı ortağı olan bir sivil toplum örgütü olduğunu belirterek, projenin 3 yıl  süreceğini ve Kıbrıs’ın kuzey kesimindeki insan ticaretiyle mücadele çabalarına katkıda bulunmak için 285 bin Euro’luk bir katkı ile destek vermekten memnun olduklarını belirtti.
Projenin, Kıbrıs Türk toplumunda insan ticareti ve özellikle de kadın ticareti konusunda farkındalığı artıracak ve kadın ticareti mağdurlarının haklarını destekleyeceğini ifade eden Docherty, “Proje, yasa uygulayıcılarının yanı sıra, sağlık hizmeti, sosyal yardım ve göçmenlik hizmetlerinde yer alanların sorunları çözme kapasitelerini artıracak, aynı zamanda akademik ve sivil toplum kuruluşları arasında farkındalığı artıracaktır. Bu kapsamda KAYAD gibi sivil toplum örgütlerinin büyük rolleri vardır. Ancak sivil toplum örgütleri bunu kendi başlarına yapamıyorlar; yasal, idari ve politik çerçevenin de mevcut olması gerekiyor” dedi.
“BU SORUN, KIBRIS’IN TAMAMINI ETKİLEYEN BİR SORUN”
Akdeniz Cinsiyet Etütleri Enstitüsü’ne projenin ortakları olarak katılımlarından dolayı teşekkür eden Docherty, bu sorunun, Kıbrıs’ın tamamını etkileyen bir sorun olduğunu ve Yeşil Hat’tın diğer tarafından da konuya ilgi gösterilmesini olumlu olarak değerlendirdiğini söyledi.
İnsan ticaretinin, Avrupa Birliği perspektifinden bakıldığında, ağır bir insan hakları ihlali olduğunu ve AB Temel Haklar Şartı ile yasaklandığını hatırlatan Docherty, bu nedenle, AB’nin son yıllarda insan ticaretiyle mücadele için kapsamlı bir yasal ve politika çerçevesi oluşturduğunu vurguladı.
Docherty açıklamasına şöyle devam etti;
“İnsan Ticaretini Ortadan Kaldırmasına Yönelik AB Stratejisi, bu alandaki AB eylemini koordine etmek ve uygulamak için ana politika aracı olmuştur. Bu stratejinin bir takipçisi olarak, Aralık 2017’de Komisyon, Avrupa Birliği’nde insan ticaretini önleme çabalarını artırmak için bir dizi öncelikler önermiştir. Ayrıca, insan ticareti ile göçmen kaçakçılığı da dahil olmak üzere terörizm; yolsuzluk; uyuşturucu ticareti; siber suçlar, online cinsel istismar suçlarının birlikte ele alınması gerektiği ihtiyacı da vurgulanmıştır.
Bu öncelikler, insan ticaretinin dayandığı iş modelinin bozulmasına ve mağdurların haklara erişimini geliştirmeye, AB’nin iç ve dış eyleminin hem AB içinde hem de sınırlarımızın ötesinde koordineli ve tutarlı bir cevap vermesini sağlamaya odaklanmaktadır. Bu bağlamda mevcut projeler önemle yer almaktadırlar.
Proje kendim ve Avrupa Birliği Program Destek Ofisi’nde ilgilenen herkes adına başarı dileklerimi iletmek isterim.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER