Kıbrıs görüşmelerinde gelinen nokta nedir?
SİYASETKuzey Kıbrıs'ın ikinci cumhurbaşkanı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Sputnik’in sorularını yanıtladı. Kuzey Kıbrıs ikinci Cumhurbaşkanı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili detayları ve sorunları Sputnik’e anlattı.
Kıbrıs görüşmelerinde gelinen nokta nedir?
6 konu başlığının 4 tanesinde çok ciddi ilerlemeler gerçekleştirildi. Bitme noktasına yakın, ama tabii ki yine de sorunlar vardır, anlaşılmamış hususlar vardır. Ama 4 başlıkta ciddi ilerlemeler kaydedilmiş bulunuyor. Bir başlık toprak, yani harita başlığı. Çok önemli konu Kıbrıslı Türkler açısından. Çünkü bunu Kıbrıslı Türkler verecektir. Çözüm olmadan toprak verme konusu konuşulursa o bölgede yaşayan insanlar büyük tedirginlik yaşayacaktır. Dolayısıyla çözüm olmazsa bu ciddi ekonomik sorunlara, hayal kırıklıklarına ve moral bozukluklarına yol açır. O nedenle Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıs sorununun çözüm aşamasında toprak sorununun çözülmesini istemiştir. Bu nedenle topraktan sonraki başlık olan güvenlik ve garantiler konusu uluslararası bir konudur. Bu nedenle güvenlik ve garantilerin görüşüleceği uluslararası konferansın toplanma tarihi belirlendikten sonra harita konusunun görüşülebileceğini Kıbrıslı Türkler ifade etmişlerdir. Ve bunu da Kıbrıs Rum tarafı kabul etmişlerdi. İşte şimdi 4 başlıkta geriye kalan konuların çözümlenmesi haritada, toprakta, dayanacak kriterlerin belirlenmesi ve bu kriterler belirlendikten sonra güvenlik ve garantilerin görüşüleceği uluslararası konferansın tarihinin belirlenme kaydıyla haritanın da masaya gelinmesi söz konusudur. Şuanda geldiğimiz nokta budur. Bugünlerde İsviçre’de yapılan görüşmeler bu konuda bir sonuç verecek mi vermeyecek mi hep birlikte göreceğiz. Ama tabii ki görüşmelerin bitmemesi son derece önemlidir. Yani bu zirvenin bir tıkanmayla sonuçlanmaması, ya söz konusu konferansın tarihi de belli olarak başarıyla kapanması en iyisidir. Ama hiç olmazsa sorun müzakereler çökmeden İsviçre zirvesinin bitmesi yine bir başarı olacaktır.
'EN ZOR KONU MÜLKİYET'
Taraflar arasında anlaşılması güç olan en önemli konular neler? Aslında en zor olan mülkiyet diye düşünüyordum. Öyle ifade ediyordum, dediğim de doğruydu tabii. Çünkü mülkiyet çoğu uzun zaman görüşülemedi. Ve nihayet görüşüldü bu konu ve bazı yakınlaşmalar da sağlandı. Şimdi onun kadar karmaşık olmayan, çok çok zor konu topraktır. Kurucu devletlerin sınırlarının ortaya koyacağı, belirleyeceği harita bu şeyde, önümüzdeki günlerde ele alınacak konudur ifade ettiğim gibi. Dolayısıyla şuanda en ciddi konu haritadır. Dediğim gibi toprak verecek olan Türk tarafıdır. Bundan dolayı verilecek o bölgelerde oturan Kıbrıslı Türklerin rahatsızlığı doğaldır. Bana göre 6 konunun beşi tamamlandıktan sonra güvenlik ve garantilere de bir çare bulunacaktır diye düşünüyorum. Siz Cumhurbaşkanı görevinde bulundunuz. Çözümle ilgili ne gibi sorunlarla karşılaştınız ve size neler engel oldu?
Benim önümdeki en ciddi engel, Kıbrıslı Rum tarafının yeterince cesaretli davranmaması oldu. Aslında şuanda da durum aynıdır, ama benim dönemimde bu daha da belirgin idi. Çünkü o dönemde Rum Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofias idi. Kendisini Komünist niteleyen lider olarak Kıbrıs Rum toplumunun bir çok kesiminden tepki alan kişiydi. Bu nedenle çok çekingen idi. Yani herhangi bir esneklik gösterdiğinde işi yavaşlatmaya çalışırdı, çünkü ikna etmesi gerektiğini düşünürdü. Ve bu yüzden adım atmaktan çekinirdi. Hatta o noktaya gelmiştik ki anlaştığımız konuları bile açıklamayı çekiniyordu. Hatta 2010 yılının başında BM Genel Sekreteri Kıbrıs’a geldi. Kıbrıs’ta ortak bir açıklama yaparak vardığımız yaklaşımlarımızı duyurmamızı istedi. Fakat başaramadık. Neden başaramadık, çünkü Kıbrıs Rum tarafı bunu uygun görmedi. Kendilerini hazır görmediler. Sonuç olarak bir açıklama yapamadık. Benim için en büyük zorluk bu idi. Ben bir çok konuda adım atmaya hazırdım. Toprakta da, her konuda da. Ama Kıbrıs Rum tarafı, zaten mülkiyet de görüşülmemişti, ama çok çekingen idi ve yavaş gidiyordu. Halbuki mülkiyeti de çok rahat görüşebilirdik. Bunu da başarsaydık zaten 4 başlığı da biz kapatmış olacaktık. Dediğim gibi en büyük engel Rum tarafının çekingen davranması idi. Hatta Hristofias’ın ortağı olan parti çözüme karşı çıkıyordu. Sonuç olarak Hristofias çekingen davranıyordu.
'İSVİÇRE TİPİ ZİRVELERİ SIK SIK YAPMAMIZ LAZIM'
Çözümle ilgili sizin önerileriniz neler?
Benim önerilerim sayfalar dolusu. Yüzlerce sayfa. Annan planı biliyorsunuz 3-4 bin sayfa idi. Bu soruya dört dörtlük, kapsamlı yanıt veremem. Benim önerim yöntem olarak bütün konuların görüşüleceği, İsviçre tipi bir zirvenin tekrarlanması. Gerekirse bir kaç zirvenin tekrarlanması. Çünkü orada nerdeyse 24 saat liderler ve ekipleri görüşüyorlar, tartışıyorlar. İlerleme olacaksa orada olacak. Ayrıca benim başka önerilerim de var. Başta Türkiye ve Yunanistan’ın, arkasından da BM’nin ve konuyla ilgilenen başka devletlerin taraflara yardımcı olması lazım. Yani onları anlaşırsanız anlaşınız gibi noktalarda bırakmamaları lazım. Özellikle Türkiye ve Yunanistan’ın iki ana vatan ve garantör olarak, ama ayrıca BM’nin de arabulucu, kolaylaştırıcı oynamaları lazım. Bunun için Rum tarafı son derece isteksiz davranıyor maalesef. Halbuki Türkiye ve Yunanistan’ın birer dünya devletleri olarak sorunların sadece Kıbrıs sorunu olmadığı için vizyonları, bakış açıları son derece daha geniştir. Onların bize yardım etmesi son derece normaldir. Ve bunu talep etmek de sanırım çözüme yardımcı olmak içindir. Birini rencide etmek ya da birini baskı altına almak için değildir. Benim temel önerim budur. Yani, İsviçre tipi gibi 5-10 gün çalışılabilecek ortamlar yaratmak ve buna bir de dediğim gibi destek anlamında Türkiye ve Yunanistan’ın katkılarını sağlamak. Bu başarı sağlanırsa, anlaşılmayan konuların çözümlenmesi bana göre kolay olur.
İlginizi Çekebilir