KIBRIS TÜRK HALKI, RUM MECLİSİ'NİN KARARININ, MÜZAKERELERİN BAŞLAMASINA YETMEDİĞİNİN BİLİNCİNDEDİR

Başbakan Hüseyin Özgürgün, Rum Yönetimi Meclisi’nin, adanın Yunanistan'a bağlanmasını öngören "Enosis"  referandumunun okullarda kutlanması yönündeki kararını, "Enosis plebisiti dahil, okullarda anılacak ve kutlanacak günlerle ilgili yetki eğitim bakanındadır"  şeklinde  değiştirerek,  bilinen Bizans oyunlarının bir yenisini sergilediğini söyledi.

Özgürgün, “Kıbrıs Türk Halkı, kamuoyuna yanlış yansıtılsa da, Rum Meclisi'nin bu kararının, Cenevre’de kopan  ancak Lefkoşa’da devamına karar verilen  müzakerelerin  başlamasına yetmediğinin bilincindedir” dedi.

“VAZGEÇİLDİĞİNİ DEĞİL...”

Başbakan Özgürgün, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Rum Meclisinin kararının, 1960 Cumhuriyeti'ni  3 yılda yıkan, Kıbrıs'ta kötülüklerin anası  olarak bilinen ‘Enosis’ten  vazgeçildiğini  değil, Rum eğitim sisteminin yönlendiricisi Kilisenin  güdümündeki Eğitim Bakanının  daha da güçlendirildiğini gösterdiğini kaydetti.

Kıbrıs Türk Halkının, Rum tarafının, yarım asırlık  müzakere süreçlerinin her safhasında, Kıbrıs'ta  Türk ve Rum  halklarının  eşitliğine dayalı bir federal çözüm niyeti taşımadığını, adanın tümüne sahip olma  ve "Enosis"  hayallerinden asla vazgeçmediğini bilmekte olduğunu belirten Özgürgün, Kıbrıs Türk Halkının, Kıbrıs'ta Türk varlığını azınlık gören, "azınlık ,çoğunlukla  eşit olamaz" diyen, güven yaratıcı önlemler konusunda olumsuz tavır sergileyen, müzakere masasını zaman kazanmak adına kullanan Rum lider Anastasiadis’in ırkçı bağnaz zihniyetini de çok net bildiğini ifade etti.

“MÜZAKERE MASASINA HANGİ KONULARIN TAŞINACAĞI MERAK EDİLMEKTEDİR”

Başbakan Hüseyin Özgürgün, açıklamasına şöyle devam etti:

“Hal böyleyken Cenevre’ye 5 li toplantıya taşınan, hatta haritaların masaya sunulduğu bir aşamada dağılan, 'Enosis' gündemi ile berhava edilen müzakere masasına hangi konuların taşınacağı doğrusu merak edilmektedir.

Türk tarafının çözüm iradesi devam ederken , Güney'in Helen ruhuyla Enosisi gündeme taşımasının çözüm müzakerelerinin ana felsefesine ciddi saygısızlık ve güvensizlik olduğunu bir kez daha vurgulamakta yarar görürüz.”