Kıbrıs Türk Halkının değil 44 yıl bir yıl dahi kaybedecek zamanı kalmamıştır.
GÜNDEM20 Temmuz Barış ve Özgürlük bayramımızın 44. yılını kutladığımız bu anlamlı günlerde, bundan böyle her şeyin aynı olamayacağı bir sürece doğru hızla ilerliyoruz. Kendi başına ve kendine özgü bir sorun olarak gösterilen Kıbrıs adasının aslında Doğu Akdeniz'deki son yıllarda ortaya çıkan gelişmelerle tam da bu bölge sorunlarının önemli bir parçası olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Doğu Akdeniz de son yıllarda bulunan ve AB’nin gelecek 200 yıllık doğal gaz ve hatta petrol ihtiyacını sağlayacak zenginlik deki enerji kaynakları KKTC’nin de içinde bulunduğu Doğu Akdeniz bölgesini başta AB olmak üzere Dünya güçlerinin oyun ve paylaşım kavgalarının tam da göbeğinde tutacaktır.
Büyük Önder Atatürk'ün yıllar önce dediği gibi Kıbrıs çok önemli bir ada ve Türkiye’nin güvenliği için vazgeçilmezdir tespiti her geçen gün daha da önem kazanmaktadır.
Başta AB olmak üzere, Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs üzerinde uluslararası antlaşmalarla sabit olan haklarını ortadan kaldırmak için her türlü yola ve manevraya başvuracağı süreçlerin içine girmek üzereyiz.
Doğu Akdeniz’de gündeme gelen enerji paylaşım gayretleri, TC ve KKTC devletlerinin bu gelişmeleri değerlendirerek var olan sıkı işbirliğini daha da artırılması daha da geliştirilmesi gerçeğini ortaya koyuyor. Önümüzdeki zorlu süreç TC ve KKTC kazanılmış tüm haklarının sonuna dek korunacağı ve savunulacağı bir dönem olacaktır.
Rum komşularımız mı? Bırakın kendi şoven düşünceleriyle, kendilerinden başkasını sevmeyen mikro milliyetçiliklerini yaşadıkları küçük Dünyalarında ve Rüyalarında yaşamaya devam etsinler.
Kıbrıs Türk Halkının değil 44 yıl bir yıl dahi kaybedecek zamanı kalmamıştır. Yeterinden fazla federal çözüm hikâyeleriyle uyutulduk, artık uyanma zamanıdır.
Dr. Faiz SUCUOĞLU
UBP Milletvekili
İlginizi Çekebilir