© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

KTTB, Osteoporoz Çalışma Grubu oluşturdu

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), ülkede osteoporoz (kemik erimesi) hastalığının önlenmesi, halkın bilgilendirilmesi, tanı ve tedavisi konusunda ortak konsensus oluşturulması ve eksikliklerin giderilmesi konusunda yetkili makamları harekete geçirmek amacıyla “Osteoporoz Çalışma Grubu” oluşturduklarını açıkladı.

Birlik, iki ay önce, Endokrin, Kadın Doğum, Ortopedi, Fizik Tedavi, Radyoloji ve Dahiliye uzmanlarının katılımıyla oluşturulan grubun çalışmalarına başladığını da kaydetti.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu adına birlik üyesi Dr. Elşen Mülazimoğlu, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, “insan ömrünün uzaması ve yaşlanan nüfusun artmasıyla birlikte giderek daha da önemli bir sorun haline gelen osteoporozun, kemik dokusundaki bozulma sonucunda kemiğin kırılabilirliğinde ve kırık eğiliminde artışa neden olan ilerleyici bir kemik hastalığı” olduğunu belirtti.

Günümüzde 200 milyondan fazla insanın osteoporotik olduğu tahmin edildiğini ifade eden Mülazimoğlu, “Neden olabileceği kırıkların yanı sıra, hastaya ve ailesine getireceği iş gücü kaybı, sosyal ve ekonomik kayıplar nedeniyle, hastalık oluşmadan alınacak önlemler ve hastalık oluştuktan sonra erken tanı ve kırıkların oluşumunun engellenmesinin hayati önem taşımakta” olduğunu vurguladı. Mülazimoğlu, toplumda genellikle, ileri yaş kadın hastalığı olarak algılanmasına rağmen, tanı alan erkek hasta sayısının da günden güne artmakta olduğuna da işaret ederek, “2010 yılında Türkiye’de yapılan Fraktürk çalışmasında 50 yaş ve üzeri bireylerin yüzde 25’inde osteoporoz saptanmıştır. Bu oran 50 yaş üstü kadınlarda yüzde 12.9 erkeklerde yüzde 7.5’tir” dedi.

“(SEKONDER) OSTEOPOROZ ÇEŞİTLİ NEDENLERE BAĞLI OLARAK GELİŞEBİLİR”

Dr. Elşen Mülazimoğlu, çeşitli genetik hastalıklar, hormonal bozukluklar, ilaçlar, hematolojik, romatolojik, nörolojik hastalıklara bağlı olarak (sekonder) osteoporoz gelişebileceğini belirterek, “Sekonder osteoporoz nedenlerinden olan: sigara kullanımı (aktif veya pasif), hareketsiz yaşam, düşük kalsiyum alımı, fazla tuz kullanımı, fazla vitamin A alınması, D vitamini eksikliği, aşırı zayıflık, alkol kullanımı durumları ile ilgili gerekli önlemler ve tedaviler alındığında, hastalığın oluşumu engellenebilmektedir” dedi.

D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ

Dr. Elşen Mülazimoğlu, hastalığın önlenmesinde D vitamininin önemine işaret ederek, şunları kaydetti: “Vitamin D eksikliği aynı zamanda oluşan kırığın iyileşmesini de geciktirmektedir. Vitamin D düzeyi normal olan bireylerin günlük 600-800 IU D vitamini tüketimi önerilmektedir. Toplumumuzda D vitamini eksikliği sıklıkla görülebilmektedir. D vitamini içeren besinlerin (somon, ton balığı, uskumru sardalya gibi yağlı balıklar, tereyağı, süt, yulaf, tatlı patates, yumurta sarısı, maydanoz, ısırgan otu vb.) sayısının az olması nedeniyle bu vitaminin yalnızca -20si gıdalar ile alınır.  

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER