© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Küresel ekonomi için 2019 tahminleri

Dünya Ekonomik Forumu`nun (WEF) 21-25 Ocak`ta Davos`ta düzenleyeceği yıllık toplantılarına yönelik ekonomi araştırma kuruluşu IHS Markit tarafından hazırlanan raporda, 2019`un en büyük riskleri arasında ilk sıralarda küresel ticaretteki düşüş, artan faiz oranları, hisse senedi ve emtia piyasasında artan oynaklık ve dünya genelinde finansal koşulların sıkılaşması yer aldı.

AA

Riskler dahil küresel ekonomiyi bu yıl nelerin beklediğine dair 10  tahmin, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından yayımlandı.

Raporda, bu yılın 10 tahmini arasında ilk sırada, ABD ekonomisinin  büyüme trendinin üstünde kalması yer alırken, bunu Japonya'nın toparlanmasının  zayıf kalacağı, Çin’in ekonomisinin yavaşlamaya devam edeceği ve gelişen  pazarların büyümesinin yüzde 4,6’ya düşeceği izledi.

Bu yıl küresel ekonomiye ilişkin diğer tahminler de emtia fiyatlarının  inişli-çıkışlı yolculuğa başlaması, küresel enflasyon oranının yüzde 3'e yakın  kalması, Fed’in faiz artırımı ve diğer merkez bankaların bunu izlemesi, doların  güçlü kalacağı, politika şoklarının riskleri artırdığı ancak 2019’da resesyonu  tetiklemesi için yeterli olmadığı şeklinde sıralandı.

Raporda, ABD ekonomisinin vergi indirimleri ve harcamaların  artmasından dolayı 2018'de beklenenden fazla büyüyeceği öngörülürken, 2019'da da  vergi indirimlerinin etkisinin hissedileceği, büyümenin geçen yıldan az olacağı  ve yüzde 2,6 ile halen trendin üzerinde kalacağı kaydedildi.

EMTİA PİYASALARINDAKİ OYNAKLIK, PETROL PİYASALARINDA DEVAM EDECEK

Euro Bölgesi’nde; Brexit, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un   önündeki sıkıntılar ve Almanya'da Angela Merkel'in şansölyeliğine yönelik olası  meydan okuma gibi politik belirsizliklerin iş dünyasında güven düşüşüne neden  olduğu belirtilen raporda, kredi koşullarının sıkılaştırılması ve ticaret  ihtilaflarının artması gibi ekonomik faktörlerin de bölgede büyümeyi  yavaşlattığı, Euro Bölgesi'nde büyümenin bu yıl yüzde 1,5’e düşmesinin beklendiği  aktarıldı.

Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Japonya'da, büyümenin geçen yıl yüzde  0,8 olmasının beklendiği, bu yıl ise yüzde 0,9’a yükselmesinin öngörüldüğü  kaydedilen raporda, Çin ekonomisindeki yavaşlama, olumsuz demografik yapı,  hükümetin reformlarının verimliliği artırmada yeterli olmaması ve ABD ile Çin  arasındaki ticaret ihtilaflarının Japon ekonomisinin genişlemesini yavaşlatırken,  ülkenin para politikasının bu yıl enflasyonla daha uyumlu olmasının öngörüldüğü  aktarıldı.

Gelişmekte olan ekonomilere değinilen raporda, Brezilya, Hindistan ve  Rusya gibi bazı ekonomilerin 2018'de ılımlı bir toparlanma yaşarken, Arjantin,  Güney Afrika ve Türkiye gibi bazı ülkelerin yoğun finansal baskı altında kaldığı  vurgulandı.

Raporda, "Bu yıl gelişmekte olan piyasalar, gelişmiş ekonomilerdeki ve  dünya ticaretinin hızındaki yavaşlamadan, güçlü dolardan, finansal koşulların  sıkılaşmasından, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerde siyasi belirsizliğin  artmasından dolayı esecek soğuk rüzgarlarla karşı karşıya kalacak. Özellikle  Asya'da borç seviyesi düşük birkaç dinamik ekonomi, bu rüzgarlara karşı iyi  korunabilecek. Gelişen pazarların büyüme oranı yüzde 4,6’ya düşecek." denildi.

Gelecek yıl için talepteki büyümenin emtia piyasalarına destek  sağlamaya yetecek kadar güçlü görünmesinden dolayı bu yıl 2015'teki gibi emtia  birimlerinde dip seviyelerinin görülmesine imkan vermeyeceği belirtilen raporda,  şunlar kaydedildi:

"Ancak emtia piyasalarındaki oynaklık, bu yıl özellikle petrol  piyasalarında devam edecek. Önümüzdeki yıl petrol fiyatlarının varil başına 70  dolar civarında kalması beklenirken, talepteki büyümenin yavaşlaması ve arzın  artması göz önünde bulundurulduğunda, petrol ve diğer emtia fiyatlarına ilişkin  risklerin ağırlıklı olarak aşağı yönlü olması dikkati çekiyor."

DOLAR GÜÇLÜ KALACAK

Raporda, yakın gelecekte küresel enflasyonun yüzde 2 ila 3 arasında  kalmasının beklendiği aktarılarak, "Bazı ülkelerde enflasyona yönelik yukarı  yönlü baskılar artarken, bazı ülkelerde aşağı yönlü baskılar yaşanıyor. Ticaret  ihtilaflarında geçici bir anlaşma, tarife artışlarından kaynaklanan enflasyon  baskısını azaltacak." denildi.

Dünyanın önemli ekonomilerinin farklı durumlarından dolayı merkez  bankalarının farklı hızlarda ve farklı yönlerde hareket etmesinin "şaşırtıcı"  olmadığı, bununla birlikte zayıf büyüme ve enflasyon baskısı nedeniyle merkez  bankalarının parasal genişleme programlarını sonlandırmasının hızının bu yıl  öngörülenden daha ılımlı olmasının beklenebileceği kaydedilen raporda, şu  tahminlere yer verildi:

"Fed’in bu yıl 3 kez faiz artırımı yapması beklenirken, Rusya,  Brezilya, Hindistan, İngiltere ve Kanada merkez bankaları da Fed'i takip ederek  faiz oranlarını artırabilir. Avrupa Merkez Bankası'nın 2020'nin başlarına kadar  faiz oranlarını yükseltmesi beklenmezken, benzer şekilde Japonya Merkez  Bankası'nın 2021'e kadar faiz politikasını sürdürmesi öngörülüyor. Çin Merkez  Bankası'nın ise büyümenin yavaşlamasından dolayı faiz indirimi yapması  bekleniyor.

Dolar; ABD ekonomisinin trendin üzerinde büyümesi, Fed'in daha fazla  faiz artırımları yapacak olmasından dolayı 2018’de olduğu gibi 2019’da da güçlü  kalacak. Son zamanlarda döviz piyasalarındaki göreceli sakinlik göz önüne  alındığında, özellikle de gelişmekte olan ülke parabirimlerine bağlı olarak bu  yıl doların çok önemli değer kazanması olası görünmüyor. Avrupa'daki politik  belirsizlik avro ve sterlin için olumsuzluk çizerken, avro/dolar paritesinin bu  yılı 1,10 seviyesinde bitirmesi bekleniyor. Çin hükümetinin finansal istikrar  istemesinin sonucu olarak dolar/yuan paritesinin de 7 seviyelerinin hemen altında  sabit kalacağı öngörülüyor."

POLİTİKA HATALARI KÜRESEL EKONOMİYE EN BÜYÜK TEHDİT

Raporda, politika hatalarının 2019 ve sonrasında küresel büyümeye  yönelik en büyük tehdit olmaya devam ettiği, küresel ticaret ihtilaflarının;  kolayca artacağı ve kontrol dışına çıkabileceği için tehlikeli olarak görüldüğü,  ABD'de artan bütçe açıkları, ABD, Avrupa ve Japonya'daki yüksek borç seviyeleri  ve büyük merkez bankalarının potansiyel yanlış politikalarının küresel ekonomi  için tehdit oluşturduğu vurgulandı.

Raporda, "Bu tür politika hatalarının 2019'da küresel büyümeyi ciddi  şekilde etkileme olasılığı hala nispeten düşükken, büyümenin daha da yavaşlaması  nedeniyle politika hatalarından kaynaklanan hasar risklerinin 2020 ve sonrasında  artacağı öngörülüyor." denildi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER