© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Kürtaj davasında Son söz mahkemenin

“Yasa dışı kürtaj” davasında dün Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, Tunçbileklerin avukatlarının beraat talebine yönelik savunması dinlendi. Mahkeme Verda Tunçbilek ve Mehmet Ali Tunçbilek’in beraat talebine ilişkin kararını yarın açıklayacak

Kamuoyunda “Kürtaj davası” adıyla bilinen, Ada Hospital’da bazı hamileliklerin yasa dışı sonlandırılmasıyla ilgili 6 sanıklı davaya Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün de devam edildi.

Geçtiğimiz hafta görüşülen duruşmada avukat Serhan Çınar ve Mustafa Şener, müvekkilleri Verda Tunçbilek ve Mehmet Ali Tunçbilek’in beraatları talebinde bulunmuştu.

Dün görüşülen duruşmada ise Başsavcılık, bu safhada sanık Mehmet Ali Tunçbilek ve Verda Özkent Tunçbilek’in diğer 4 sanıktan ayrılarak, yargılanmasının mümkün olmadığını vurgulayarak, her iki sanık aleyhine çok ciddi şahadetler mevcut olduğunu, bu şahadetlerin de bir bütün olduğunu ifade etti.

Tutuklu yargılanan Doktor Fahri Karagözlü, Doktor Rasiha Serdaroğlu, Doktor Mehmet Ali Tunçbilek, Doktor Verda Özkent Tunçbilek, ebe Ayşegül İşbilen ve emekli hemşire Taner Okburan dün Girne Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin huzuruna çıkarıldı.

Yargıç Murat Soytaç ve Seran Bensen’in üye olarak yer aldığı heyete yalnızca bu dava için Girne Kaza Mahkemesi Başkanı Fatma Şenol başkanlık ediyor.

Akyener işlenen suçların ciddiyetini anımsattı

Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, bu davanın ağır cezalık olup hapis cezası içeren bir dava olduğuna dikkat çekerek, davanın bütününde ‘sersemletmek’ suçunun, ilk tabiriyle müebbet hapislik gerektiren ağır suç türünden olduğunu anımsattı.

Sanıkların iki tanesinin müdafaaya çağrılmadan, mahkemenin beraat ettirmesinin ne kadar mümkün olduğunu soran Akyener, sanık Mehmet Ali Tunçbilek ile sanık Verda Özkent Tunçbilek’in bu davada suç ortağı sıfatıyla yargılanmakta olduklarına bu nedenle beraat talebinin kararda birlikte değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Akyener: Sanıklar serbest kalanları suçlarsa ne yapacağız?

Akyener, “her iki sanığın serbest kalması halinde, diğer 4 sanıktan herhangi biri, daha sonraki aşamada bu 2 sanığı suçlaması halinde, ne yapacağız” diye sordu. Akyener, İddia Makamı olarak 10’uncu madde geçen birçok hususun dile getirildiğini ve ciddi şahadet mevcut olduğuna değindi. Davada emare 42 olarak kayıt edilen Fahri Karagözlü’ye ait çek defterinde, Verda Tunçbilek adına kesilen çek yaprağı olduğunu söyleyen Akyener, Karagözlü’nün ameliyathaneyi kullanmasına karşılık, her ameliyat karşılığında Karagözlü’nden para aldığını ve bunun dışında aksine bir şahadet olmadığını kaydetti.

Ayrıca Mehmet Ali Tunçbilek’in arabasında sanık Fahri Karagözlü’ye ait bazı eşyalar çıktığını hatırlatan Savcı Akyner, meselenin tahkikat memurunun sanık Mehmet Ali Tunçbilek’den aldığı izahatta bu eşyaların arabada kaldığını sanık Mehmet Ali Tunçbilek’in söylediğini aktardı.

Sanık Mehmet Ali Tunçbilek ve sanık Verda Tunçbilek’in hastanenin sahibi olduklarının, itiraz götürmez bir husus olduğuna dikkat çeken Savcı, hastanedeki işlerin bu iki sanığın bilgisi dışında yapılmasının mümkün olmadığını belirtti. Akyener, ilk nazarda bu işlerin her iki sanığın bilgileri dışında yapıldığı kanaatinde olduğunu vurguladı.

Tunçbileklerin ifadeleri anımsatıldı

Öte yandan sanık Mehmet Ali Tunçbilek’in gönüllü ifadesinde, hastanede anestezi uzmanı olan O.A ile sanık Fahri Karagözlü’nün aralarının iyi olmadığını ve ‘Fahri Karagözlü kasaplık yapar’ diye O.A’nın kendisine bizzat söylediğini aktaran Savcı, Karagözlü’nün ameliyat başına hastaneye 1000 TL ödediğini, yine sanık Verda Tunçbilek’in kendisinin ifadesinde söylediğini hatırlattı.

Hatta Fahri Karagözlü’nün hastanede olmadığı zaman, Verda Tunçbilek’in hastayı kontrol ettiğini tanık şahadetlerinden de ortaya konulduğunu aktaran Savcı, “bir doktorun ne rahatsızlığı olduğunu bilmediği bir hastayı kontrol eder mi” diye sordu.

Ayrıca Verda Tunçbilek’in telefonuna kürtaj ile ilgili bir mesaj geldiğini, Tunçbilek’in kürtajları Fahri Karagözlü’ye yönlendirdiğine dair şahadetler olduğunu aktaran Savcı, hastanede geçen bir beddua olayının da 34 haftalık bebeğin alınmasıyla ilgili olduğunun da tanık şahadetlerinden mevcut olduğunu kaydetti.

Savcı, “birçok tanığın da dediği gibi kimsenin özelinin kalmadığı, tüm sırların ortada dolaştığı bir hastane vardır ve hastanede olanları duymayan hastane sahipleri var. Bu iddianın yanlış olduğu kanaatindeyiz” dedi.

Savcı Erdinç Akyner, bu safhada sanık Mehmet Ali Tunçbilek ve Verda Özkent Tunçbilek’in diğer 4 sanıktan ayrılarak, yargılanmasının mümkün olmadığını vurgulayarak, her iki sanık aleyhine çok ciddi şahadetler mevcut olduğunu, bu şahadetlerin de bir bütün olduğunu ifade etti.

Her iki sanığın fiilen ameliyatlara girmese de, bu ameliyatlara girilmesine imkân sağladıklarına işaret eden Savcı, bu ameliyatların yapılıp yapılmadığı ve bu suçun işlendiği mahkeme tarafından bakılacağını belirtti.

Karar yarın açıklanacak

Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’in Fahri Karagözlü’ye ‘abi yapmayalım, buna ihtiyacımız yok’ şeklinde sözleri olduğunu ve bunu tanıkların şahadetlerinden mevcut olduğunu söyleyen Akyner, bir toplantıda ‘hastanede konuşulanlar hastanede kalır’ dendiğini de hatırlatarak, iyi bir yöneticinin bu sözleri söylemek yerine, hastanede neler olduğunu sorması gerektiğini belirtti.

Savcı Erdinç Akyner, bu safhada sanık Mehmet Ali Tunçbilek ve Verda Özkent Tunçbilek’in diğer 4 sanıktan ayrılarak, yargılanmasının mümkün olmadığını vurgulayarak, her iki sanık aleyhine çok ciddi şahadetler mevcut olduğunu, bu şahadetlerin de bir bütün olduğunu ifade etti.

Her iki sanığın fiilen ameliyatlara girmese de, bu ameliyatlara girilmesine imkân sağladıklarına işaret eden Savcı, bu ameliyatların yapılıp yapılmadığı ve bu suçun işlendiği mahkeme tarafından bakılacağını belirtti.

Savcılığın beyanın ardından, mahkeme başkanı Fatma Şenol kararı açıklamak üzere davayı yarın saat 14.00’e erteleyerek oturumu kapattı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER