LAÜ Akademisyeni Çetinkaya’nın makalesi ‘Peyzaj Araştırması Dergisi’nde yayınlandı

   Çiftçioğlu, Peyzaj Araştırması Dergisi’nin başlıca araştırma alanlarını çevre tasarımı, ekoloji ve doğa koruma, insan ve fiziksel coğrafya, kültürel araştırmalar ve kırsal alanların yönetimini olarak belirtti.

“Türkiye planlama ve doğa koruma stratejilerinde biyo-kültürel çeşitlilik, biyo-kültürel peyzajlar ve ekosistem yararlarına yer verilmiyor”

   Makalesinin Türkiye Ulusal Peyzajlarının tanımlanması ve Ulusal bir Yöntemin geliştirilmesini amaçlayan, T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen “Peyzaj Planlama: Konya İli, Suğla Gölü Mevkii Peyzaj Yönetimi, Koruma ve Planlama Projesinin” bir bölümünü oluşturduğunu ifade eden Çiftçioğlu, projenin Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nin Türkiye’de entegrasyonu kapsamında gerçekleştirildiğini dile getirdi. “Türkiye’de peyzaj planlama çalışmaları ya fiziksel ya da mekânsal konulara odaklanmaktadır” diyen Çiftçioğlu, biyo-kültürel çeşitlilik, biyo-kültürel peyzajlar ve ekosistem yararları gibi konulara, Türkiye planlama ve doğa koruma stratejilerinde günümüze kadar yer verilmediğini, araştırmanın ise bu eksiklik temelinde gerçekleştirildiğini açıkladı. Çiftçioğlu, araştırmasının bu bölümünün Konya ili, Suğla Gölü Mevki ve yakın çevresindeki hem biyolojik hem de kültürel açıdan zengin olan biyo-kültürel peyzajların ve sağladığı ekosistem yararlarının değerlendirilmesini içerdiğini belirtti.

Biyolojik ve kültürel çeşitlilik açısından zengin olan biyo-kültürel peyzajlar belirlendi

   Araştırma yönteminin üç aşamadan oluştuğunu, birinci aşamada; Suğla Gölü peyzajlarında biyo-çeşitlilik açısından zengin olan alanlar flora (bitki varlığı) ve fauna (hayvan varlığı) haritalarının ‘Coğrafik Bilgi Sistemi’ kullanılarak üst üste çakıştırılarak belirlendiğini vurgulayan Çiftçioğlu, ikinci aşamada, Suğla Gölü peyzajlarının kültürel çeşitlilik açısından zengin olan alanların arazi çalışmaları ve literatür değerlendirmesi sonucunda belirlendiğini ve son aşamada ise, belirlenen biyolojik ve kültürel çeşitlilik haritaları ‘Coğrafik Bilgi Sistemi’ kullanılarak üst üste çakıştırıldığını dile getirdi. Bu değerlendirme sonucunda, hem biyolojik hem de kültürel çeşitlilik açısından zengin olan biyo-kültürel peyzajlar belirlendiğini değinen Çiftçioğlu, ayrıca bu peyzajların insanlara sağladığı kültürel ve temel yararların arazi çalışmaları sonucunda belirlendiğini söyledi.

   Çetinkaya çalışmanın sonunda, Türkiye’de biyo-kültürel peyzaj yaklaşımı ve ekosistem yararları konularının mekânsal planlamaya entegrasyonuna katkı sağlaması amaçlandığını belirterek, bu yaklaşımın politikacılar, doğa korumacılar ve planlamacılar tarafından peyzajların sürdürülebilir yönetimi kapsamında bir araç olarak da kullanılabileceğinin altını çizdi.