LAÜ’de Korunmaya İhtiyaç Duyan Grupların Değişen İhtiyaçları ve Mesleki Müdahale konusu ele alındı

Sosyal Hizmet Bölümü derslerinin pratik yönlerinin daha ağır olduğunu belirten panel başkanı Tabak, dekanlık, bölüm ve akademisyenler olarak bu tür paneller düzenleyerek, öğrencilere deneyim kazandırmayı hedeflediklerini, sınırsız insan isteklerini sınırlı kaynaklarla karşılamaya çalışan, problemleri çözmeye çalışan sosyal hizmet uzmanlarının çözümler ürettiğini dile getirdi.

Tufan: Anı terapisi yaşlılar arasındaki ilişkiyi çoğaltır

   Sosyal Hizmet Bölümü öğrencilerine insan olmalarının yanı sıra bu mesleği seçtikleri için özel  olduklarını söyleyen Tufan, her insanın hata yapabildiğini fakat sosyal hizmet uzmanlarının meslekleri nedeni ile hata yapmamaları gerektiğini, yaptıklarında ise diğer insanlar tarafından tepki gördüklerini belirtti. Değişen toplum ihtiyaçlarında korunmaya muhtaç gruplar arasında yaşlıların olduğunu, Dünya’da ve Türkiye’de 65 yaş ve üzeri nüfusun arttığını dile getiren Tufan, “Yaşlıların refahı için yenilikler yapmalıyız” diyerek, öğrencilere yaşlıların anılarını dinlemelerini, anılardan kültürel ve güncel bilgiler edinebileceklerini dile getirdi. Tufan, yaşlıları dinlemenin onları hayata bağladığını, bunun bilindiği için özellikle huzur evlerinde anı terapisi yapılarak, yaşlılar arasındaki ilişkinin canlandırıldığını ve çoğaltıldığını açıkladı.

Özdemir: Sosyal hizmet, 114 yıllık bilimsel içerikle insanın var olabilme hakkına saygı duyan bir meslek

   Sosyal hizmetin günümüzde önemli bir meslek olmasının diğer mesleklerden edindiği bilgi birikiminden kaynaklandığını dile getiren Özdemir, bu mesleğin 114 yıllık bilimsel içeriğe sahip, her insanın var olabilme hakkına saygı duyan, var oluş biçimini bilimsel içerikle aktaran bir meslek olduğunu vurgulayarak, vicdan ve insana acıma duygusu ile yardım edilen bir meslek olmadığına dikkat çekti. Sosyal hizmetin dünyada bir fırsat mesleği olarak ortaya çıktığını ve bu özelliğin giderek arttığını belirten Özdemir, bu bölümün 2003-2004 eğitim yılında Türkiye’de 3 üniversitede varolduğunu, şuan da ise 70 üniversitede olduğunu ve tüm kontenjanların doldurulmaya çalışıldığını dile getirdi. Dünyanın özellikle son 50 yıl içerisinde, önceden kazanılmış tüm değerlerin yok olduğu bir yapıya doğru gittiğini belirten Özdemir, savaşlar ve göçler nedeniyle kendine yetemeyen, hayata tutunamayan insanların varolduğunu, bu noktada da sosyal hizmetin insana yardım etmek ve yeni dünya düzeni için gerekli olduğuna dikkat çekti.  

Demiröz: Resmi rakamlara göre mültecilerin %75’i çocuk

   Göç süreçlerinde en önemli unsurun insan haklarının korunması olduğunu dile getiren Demiröz, Türkiye’ye göç eden mültecilerin genellikle kadın, çocuk ve yaşlı kişiler olduğunu söyleyerek, bu kişilerin resmi makamlar tarafından yapılan kayıtlar doğrultusunda %75’ini çocukların oluşturduğunu, ayrıca yasadışı yollarla giren insan sayısının da fazla olduğunu açıkladı. Mültecilerin barınma, beslenme, güvenlik, sağlık, eğitim ve istihdam alanlarında zorluklar yaşandığını belirten Demiröz, devletin bu sorunlara karşı önlem almak amacıyla kısa ve uzun vadede yasalar çıkardığını ve yasa çalışmalarının da devam ettiğini dile getirdi. Mültecilerle birlikte çocuk yaşta çalışma yaşının düştüğünü,  dil sorunu yaşandığını, kültürel farklılıklar nedeni ile insanların travma geçirdiğini söyleyen Demiröz, sosyal hizmet bölümü öğrencilerine akademik bilgilerinin yanısıra, kişisel olarak da kendilerini geliştirmerini, dil, kültürel bilgi, travma, krizle müdahale, bağlı bulundukları ülke kanunlarını öğrenmeleri tavsiyelerinde bulunarak, üniversitenin farklı kültürler ile etkileşim içerisine girmek için en uygun yer olduğunu belirtti.

   Konferans sonunda, LAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Özhan Öztuğ tarafından Yrd. Doç. Dr. Filiz Demiröz ve Dr. Uğur Özdemir’e katkılarından dolayı teşekkür belgeleri takdim edildi.