Lute yarın geliyor!

GÜNDEM

BM Genel Sekreterinin geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un ayrın adaya gelerek Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le yapacağı görüşmelerin, gayrı resmi beşli konferansa hazırlık niteliği taşıması bekleniyor.

Fileleftheros ve diğer gazeteler, BM Genel Sekreterinin geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un yarın adaya geleceğini, sabah Rum lider Nikos Anastasiadis, öğleden sonra ise Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la görüşeceğini yazdılar.

Fileleftheros gazetesi, Lute’un yarınki temaslarında Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik tarafların tezlerinin ele alınmasının beklenmediğini, görüşmenin, Cenevre’de yapılacak gayrı resmi beşli konferansın hazırlığı niteliği taşıyacağının öngörüldüğünü aktardı.

Lute’un liderlerle gerçekleştireceği görüşmeler dışında herhangi başka bir temas veya üçlü görüşme yönünde bir girişimin de olmadığını öne süren gazete, Anastasiadis’in yarınki görüşmede, AB’nin gayrı resmi beşli konferansa katılımı konusunda Lute’dan bilgi edinmeye de çalışacağını vurguladı.
Gazete, Kıbrıs Rum tarafının, AB’nin de konferansa katılması konusunda şu ana kadar BM’den herhangi bir bilgi edinemediğini ancak Türkiye kabul etmediği müddetçe AB’nin konferansa katılabileceğinin düşünülmediğini de aktardı.

Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis ise dün konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Cenevre’ye, BM ve Güvenlik Konseyi kararları ile 25 Kasım’da Berlin’de varılan uzlaşıları görüşmeye hazır ve kararlı şekilde gideceğini ifade etti.

Anastasiadis, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı “egemenliğin tanınması veya yasadışı bir rejime den gelen iki devletin veya egemen eşitliğin oluşturulması gibi kabul edilemez tezlerde ısrar ederse, sorumluluk bize değil BM parametreleri dışına çıkanlarda olur” şeklinde konuştu.

 

Hristodulidis AB'nin etkin rolünü açıkladı

Gazete bir diğer haberinde ise, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in dün Kıbrıs sorununa ilişkin açıklamasında AB’nin etkin katılımı konusuna açıklık getirdiğini yazdı.

Hristodulidis, AB’nin etkin gözlemci olmasının “müzakerelerde rolü ve söz hakkı olması anlamına geldiğini” iddia ederek, 2017 yılında müzakereler kesilmeden önce AB’nin birçok kez, AB içerisinde neyin geçerli olduğunu bildirerek müdahalede bulunduğunu ve birçok engelin aşılmasına yardımcı olduğunu öne sürdü.