© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Masa başında çizilen haritalarla, emrivaki yapılmasına izin veremeyiz

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gölcük Tersane Komutanlığında Yeni Tip Denizaltı Projesi 1’inci Gemisi Pirireis’in Havuza Çekme ve 5’inci Gemisi Seydialireis’in İlk Kaynak Töreni’ne katıldı.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Ülkemizin izlediği politika, boyundan büyük işlere kalkışarak başını belaya sokma veya hakkı olmadığı yerlere müdahalede bulunma değildir. Tam tersine, hem kendimiz, hem dostlarımız, hem de tüm insanlık için gecikmiş bir hak temsili mücadelesi içindeyiz. Suriye’de yürüttüğümüz harekatların amacı budur. Doğu Akdeniz’de izlediğimiz politikanın gayesi de aynıdır. Son olarak meşru Libya yönetimi ile yürüttüğümüz çalışmalar da bu çerçevededir.

“Bıçak gırtlağa dayanana kadar sükunetimizden asla taviz vermedik”

Denizcilerimizin ağırlıkta olduğu şu platformda, Doğu Akdeniz ve Libya meselesiyle ilgili politikalarımızın üzerinde biraz daha durmak istiyorum. Yunanistan ve onu destekleyen kimi ülkeler, uzunca bir süredir, Türkiye’yi adeta denize adım atamaz hale getirmenin hazırlıkları içindeydi.

Akdeniz’e komşu kimi Arap ülkeleri ile İsrail’in de benzer çabalar içinde bulunduğunu biliyoruz. Bizim, durduk yere kimseyle maraza çıkarmak, kimsenin hakkını-hukukunu gasp etmek gibi bir niyetimiz yoktur. Bıçak gırtlağa dayanana kadar da sükûnetimizden asla taviz vermedik. Ancak geldiğimiz noktada artık bu suskun ve çekingen politikayı sürdürme lüksümüz yoktur.

Bir kez daha tekrar ediyorum, şayet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Libya ile başlattığımız süreçlerden vazgeçersek, bırakınız ekonomik faaliyetleri, bize denize girecek kıyı, olta atacak sahil bile bırakmayacaklar. Karşımızdakilerin hak, hukuk, adalet, ahlak, insaf diye bir dertleri kesinlikle bulunmuyor.

Türkiye’ye ve Türk Milletine karşı öyle bir kinleri var ki, ellerinden gelse bizi sadece Anadolu’dan söküp atmakla kalmayacak, dünyadan kökümüzü kazıyacaklar. Hamdolsun ülkemiz artık, bu tür niyetlere, bu tür sinsi veya açık saldırılara karşı kendi hakkını, hukukunu, çıkarlarını koruyabilecek güce, iradeye, imkana sahiptir.

“Tamamen dışlanmış bir Türkiye’ye rıza göstermemizi kimse beklemesin”

Ülkemizin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Libya ile yaptığı anlaşmalar, uluslararası hukuka, Birleşmiş Milletler sözleşmelerine, diğer yerlerdeki benzer örneklere tamamen uygundur.

Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye’nin, balıkçılıktan ancak yüzde 1 oranında pay alabileceği bir düzene elbette razı olmayacağız. Aynı şekilde, deniz altındaki hidrokarbon kaynaklarının aranması ve işletilmesinden tamamen dışlanmış bir Türkiye’ye rıza göstermemizi kimse bizden beklemesin.

“Masa başında çizilen haritalarla, emrivaki yapılmasına izin veremeyiz”

Ege’deki egemenliği kendine ait olmayan ada, adacık ve kaya parçaları üzerinden hazırladıkları bir proje ile Türkiye’nin haklarına göz dikenler, meydanın boş olmadığını bilmelidir. Masa başında çizilen haritalarla, çevre hassasiyeti veya bilimsel faaliyet kisvesi altında ülkemize emrivaki yapılmasına izin veremeyiz. Bizim, gerek kıta sahanlığı, gerek münhasır ekonomik bölge ve deniz yetki alanları meselesinde, yerleşik uygulamalara aykırı hiçbir adımımız yoktur.

“Libya ile 10 yıl önce ilk adımları attık”

Libya ile yaptığımız “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına Dair Mutabakat Muhtırası”nın, kendi hukukumuzla da, uluslararası hukukla da çelişen yönü bulunmuyor. Üstelik bu konudaki çalışmalar bir anda ortaya çıkmış da değildir. Türkiye olarak, deniz yetki alanları konusunda Libya ile 10 yıl önce ilk adımları attık.

Halen Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın Kurmay Başkanlığını yürüten Tümamiral Cihat Yaycı’nın bu konuda hazırladığı raporlar, haritalar, yazdığı makaleler ve kitaplar ortadadır. Dönemin Libya Devlet Başkanı merhum Kaddafi ile bu meseleyi, harita üzerinde konuşmuş, anlayış birliğine varmıştık.

Ülkemizin Libya’ya bakan kara bölümü ile Libya’nın ülkemize bakan kara bölümü arasındaki deniz yetki alanı çakışması, uluslararası mevzuata ve uygulamalara göre bize bu hakkı veriyor. Bölgedeki karışıklıklar sebebiyle, mutabakat metninin hukuki zemine taşınması biraz gecikti. Meşru Libya yönetimi ile 27 Kasım’da yaptığımız anlaşma, bundan 10 yıl önce hazırlanan haritalar üzerinden yürümüş ve neticelenmiştir. İnşallah bu anlaşmanın gereklerini tümüyle yerine getireceğiz.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER