© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Mücadele edersek ivme yakalayabileceğimizi düşünüyorum

Tiyatrocu bir babanın kızı, sanatla iç içe büyümüş, şiir tutkunu bir isim, Şehbal Hamzaoğulları geçtiğimiz aylarda Kültür Dairesi müdürlüğüne atandı.

Göreve gelmeden önce Daire’yle ilgili tüm yasal belgeleri inceleyecek kadar özenli, sanat camiasının sıkıntılarını dinlemek için geç saatlere kadar temaslar yapacak kadar hevesli biri...

“Alaylı bir tiyatrocu babanın kızıyım” diyor, babası Yücel Köseoğlu’nu anımsarken, “Evimizden sanatçılar eksik olmazdı. Kültür sanatın içinde büyüdük”... 

Babasının Kemal Tunç’la birlikte Bayrak Radyosu’nda yaptığı temsillerde yanlarında oturmuş, ses çıkarmasından endişelenenlerin kendisini dışarı çıkarma çabaları, ağlamasıyla sonuçlanmış, başarısız olmuş... “Hem Kemal Tunç çocukları çok seven biriydi hem de babam çok geniş yürekliydi bana katlanıyorlardı” diye hatırlıyor o günleri...

Daha sonra Lefkoşa Belediye Tiyatrosu temsillerinde babasının ezberine yardımcı olmuş, turnelerde kulislerde geçmiş çocukluğu, ilk gençliği... 

Okumayı çok seven şiir tutkunu biri ayrıca... Lirik Şiir Grubu’nun üyesi...

Hamzaoğulları’yla Kültür Dairesi’ne ilişkin vizyonunu, hedeflerini ve kısacık sürede imza attığı işleri sorduk...

“Teklif gelince tüm yasaları etüt ettim”

Kültür Dairesi ile ilgili vizyonu soruyorum Hamzaoğulları’na:

“Kültür Dairesi müdürlüğü teklif edildiği zaman çok heyecanlandım” diyor.

Teklifi kabul etmeden Daireyle ilgili bütün yasa ve tüzükleri okuduğunu, etüt ettiğini anlatıyor.

“Neler yapılabilir yasal sınırlarım nedir öğrendim” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Bir şeyleri değiştirebileceğim inancıyla teklifi kabul ettim. Kültür Dairesi’nin yasalarda yer alan amaç ve görev sorumluluklarını kendime ilke edindim. Esas amacım Kıbrıs Türk kültür ve sanatını ileriye götürmek.”

“Her türlü maddi imkânsızlığa, tanınmamışlık engeline rağmen mücadele edersek ivme yakalayabileceğimizi düşünüyorum”

Her türlü maddi imkânsızlığa, tanınmamışlık engeline rağmen mücadele edersek ivme yakalayabileceğimizi düşünüyorum. Yapacak çok şey var çok büyük altyapı eksiklerimiz var. Bu nedenle de maddi kaynak arayışı hiç bitmeyecek. 

Tabi ki bu kaynak arayışları içindeyken dövizin durumunun da böyle olması çok beklediğimiz bir durum değildi gene de elden gelenler yapılacak”

Göreve gelir gelmez ilk faaliyeti Atatürk Kültür Merkezi’ndeki altyapı eksiklerini gidermek olmuş Köseoğulları’nın:

“Askı sistemlerini yeniledik. Atatürk Kültür Merkezi’nin bütün ses ve ışık sistemlerini değiştirdik. Kütüphaneyle ilgili girişimlerimiz de var…”

Ve Devlet Tiyatroları’nın 20 yıldır süren sahne sorununa bir nebze de olsa çare olmak için adım atmış:
“20 yıllık bir ayıbımız devlet tiyatrolarımız yandı ve onun yerine bir binamız yok devlet tiyatrosu müdürü olan arkadaşıma taahhüt ettiğim gibi cuma cumartesileri tüm gün AKM’yi onların performanslarını sergileyebilecekleri, tiyatro oyunlarının oynanabileceği bir duruma getirdik. Sahneyi onların istekleri doğrultusunda düzenledik.”

Hamzaoğulları’nın göreve gelmesinden bugüne geçen kısa sürede İsmet Vehit Güney Sergi Salonu yenilenmiş; askı ve ışık sistemleri değiştirilmiş…

Daire’ye bağlı kütüphaneler gezilerek hem personel hem altyapı eksiklikleri belirlenmiş... 

Kıbrıslı Türk sanatçıların önünü açacak protokol...

İki ayın sonunda birçok yurt dışı ziyareti yapılmış… İlki Türkiye Cumhuriyeti Turizm ve Kültür Bakanı’na:

“Bakan kendileri şahsen bizimle çok ilgilendi. Ben Kıbrıslı Türk sanatçılarımızın önünü açabilecek bazı isteklerde bulundum o da çok sıcak baktı ve şu anda karşılıklı bir protokol imzalama aşamasındayız.

Önümüzdeki günlerde TC Kültür Turizm Bakanı adamıza gelerek Milli Eğitim Ve Kültür bakanımızla karşılıklı bir protokol imzalayacak.

Bu protokol hem kütüphanecilik anlamında, hem kültür sanat etkinliklerinin önünü açmada hem de sanatçılarımızın en azından Türkiye’deki tüm etkinliklere davet edilmeleri, buralarda atölyelere katılmaları, yeni insanlarla tanışmaları, network yapmalarına katkı sağlayacak”

Yardım mekanizmaları ve ödül tüzüğü

Şehbal Hamzaoğulları’na göre, mevcut koşullarda Kıbrıslı Türk sanatçıların çalışmalarına maddi destek verilmesini sağlayacak mekanizmalarda belirli kısıtlamalar var. 

“Daire müdürü olduğumda kendimi bütçe hazırlığı içinde ve Derneklere Yardım Tüzüğü kapsamında dairemize başvuran 75 projeyi değerlendirirken buldum” diyor ve ekliyor: 

“Şunu fark ettim, aslında, Derneklere Yardım Tüzüğü çerçevesinde yaptığımız yardımlarda ihmal edilen sanat dalları var.

Başvuruların çok azı sinema ya da plastik sanatlarla ilgili projeler içindi. Bize yapılan başvurular daha çok folklor alanındaydı. 

Bana çok kızıyor folklor alanında çalışan arkadaşlar ama bu sene folklora biraz kısıtlamalar getirdik.
İhmal edilen sanat dallarını daha öne çıkarmak için bundan böyle her sanat dalına belirli bir yüzde ayıracağız ve bu yüzdeleri, ilgili kurulun gerçekten nitelikli olduğuna inandığı projelere aktaracağız...”
Köseoğulları yardım mekanizmalarıyla ilgili sıkıntının aşılması için köklü bir çözüm için de çalışıyor. 
“Göreve gelir gelmez, ‘Ödül Tüzüğü’ adında bir tüzüğün sonuçlandırılması için çabaladık ve bu tüzüğü İsmal Bozkurt’un büyük çabalarıyla tamamladık” diyor. 

Şu an Mevzuat Dairesi’nde olan tüzük hayata geçince sanatçıların çalışmaları için maddi destek almalarının önü açılacak... Bunun ülkedeki sanat üretimine büyük katkı yapacağı tartışmasız...

Bakanlığın kültür parçası...

Köseoğulları’yla röportajımızı Adana Film Festivali’nin dönüş yolunda okulların yeni açıldığı günlerde yapıyoruz. 

“Okulların açılışı öncesi çok yoğun bir dönem geçirdik. Kültür Dairesi müdürü olarak kendimi üvey evlat gibi hissettiğim bir dönemdi” diyor Köseoğulları ve şöyle devam ediyor:

“Adana Film Festivali için davet gelince Sayın Bakan ‘Şehbal ben çok yoğunum buna icabet etmesem olur mu’ diye sordu. Ama ben çok ısrarcı oldum çünkü Sayın Bakanımız sadece Eğitim Bakanı değil aynı zamanda Kültür Bakanı da...

Tabi ki Kültür Dairesi Müdürü olarak benim yalnız buraya gelmemle Milli Eğitim ve Kültür bakanı ile birlikte gelmem arasında dağlar kadar fark vardır. Bu ziyareti Sayın Bakanla yapmam çok önemli sonuçlar doğurdu.

Burada Kıbrıs Cumhuriyeti olarak Kıbrıslı Rumlar filmleriyle temsil edilebiliyorlar... Biz sanırım ilk defa Kıbrıslı Türk yönetmenleri de alarak böyle bir festivale geldik ve Kıbrıslı Türk sinemacıların da burada temsil edilmelerinin bizim filmlerimizin böylesi festivallerde temsil edilmelerinin önünün açılması için girişimlerde bulunduk...”

Köseoğulları bundan sonra da değişik kültür sanat etkinliklerine Kıbrıs Türk sanatçılarıyla katılımın devam edeceği müjdesini veriyor...

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER