© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Osam: DAÜ bir dünya üniversitesidir, YÖDAK ise yerel bir kuruluştur

Basın toplantısı düzenleyen DAÜ Rektörlüğü; YÖDAK'ın 'DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam suçludur' kararı hakkında basına yansıyan iddialara yanıt verdi. Toplantıda, DAÜ'nün bir dünya üniversitesi olduğuna dikkat çekildi, okulun finansal bir sorun yaşamadığına vurgu yapıldı ve YÖDAK'ın kararına tepki gösterildi. Toplantıda Osam'ın, "DAÜ bir dünya üniversitesidir… YÖDAK ise yerel bir kurumdur söylemleri dikkat çekti

(DAÜ) Rektörlüğü bir basın toplantısı düzenleyerek; YÖDAK’ın ‘DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam suçludur’ kararına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bilindiği üzere YÖDAK,  DAÜ’nün İran Tıbbi Bilimler Üniversitesi ile ‘Ortak Tıp’ ve ‘Ortak Diş Hekimliği’ programlarında işbirliği yapılmasına ilişkin bir soruşturma başlatmış ve geçtiğimiz günlerde tamamlanan soruşturma sonucu, DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam’ın suçlu olduğuna karar vermişti.

YÖDAK, konuyla ilgili yasadaki bazı maddelerin, imzalanan protokolle ihlal edildiğini, bu maddelerin ‘Ağır Ceza’ yaptırımı gerektiren suç teşkil ettiğini iddia etti.

Basın toplantısında, bu iddiaları yanıtlayan Rektör Osam, karara tepki gösterdi ve imzalanan protokollerin YÖK onaylı olduğunu ifade etti.

 “KKTC aleyhine casusluk mu yaptım? KKTC’nin bilgilerini bir başka ülkeye mi sattım?” diyen Osam, üniversitenin; söz konusu programla ilgili gerekli izinler için YÖDAK’a 27 Eylül 2018’de başvuru yaptığı, tüm istenen gereklilikleri yerine getirdiğini, hareketlerin tümünün YÖK’ün uluslararası program açma kriterlerine uygun olduğunu vurguladı, ancak olumlu bir sonuca varılamadığına ve şu an 5. kez başvuru yapıldığına işaret etti.

“DAÜ TIMES HIGHER EDUCATION SIRALAMASINDA”

Basın toplantısında konuşan Rektör Prof. Dr. Necdet Osam, DAÜ’nün son 5 yıl içerisinde yaptığı yeni stratejik plan doğrultusunda akademik kalite ve parametreleri üst noktalara çekecek hedeflere ulaştığını kaydetti. Bugüne kadar yaptıkları akademik çalışmaların hiç birinde başarısızlıkla karşılaşılmadığını kaydeden Osam, dünyada en saygın bağımsız derecelendirme kuruluşlarından birisi olan “Times Higher Education” sıralamasında DAÜ’nün ilk kez 2016 yılında yer aldığını ve 4 yıldır bu sıralamada hem dünya listesinde hem de 50 yaş altındaki üniversiteler listesinde dünyadaki ilk 200 üniversite arasında bulunduğunu söyledi.

“Times Higher Education” ile ilgili bilgiler veren ve kriterlerini sıralayan Osam, yayın sayısı, araştırma, topluma hizmet, uluslararasılaşma ve dünya barışına katkı ve tolerans kültürü yaratma kriterlerine bakıldığını anlattı.

“UNESCO SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE VE EĞİTİM ALANI YARATMA DEĞERLENDİRMESİ”

“UNESCO Sürdürülebilir Çevre ve Eğitim Alanı Yaratma Değerlendirmesi”nde de DAÜ’nün dünyadaki ilk 300 üniversite içerisinde yer aldığını dile getiren Osam, bunların basit ve günübirlik kararlar sonucunda elde edilen başarılar olmadığını, bunların; ortaya konan stratejik plan ve üniversitenin akademik misyonu ve iyi bir idare sonucunda elde edildiğini ifade etti.

DAÜ’nün bu yıl ilk kez Şangay değerlendirmesine dahil edildiğini ve İşletme-Ekonomi Fakültesi’nin dünyanın en iyi 200 fakültesi arasında yer alığını da anlatan Osam, Turizm ve Gastronomi alanında da DAÜ’nün dünyanın en iyi 100 üniversitesi arasında yer aldığını söyledi.

Kıbrıs için yapılan İngiliz menşeli ICQ sıralamasında da DAÜ’nün 1. sırada yer aldığını anlatan Osam, DAÜ’nün ne kalite ne de akademik parametrelerden ödün verdiğini vurguladı.

YÖK DEĞERLENDİRMELERİ…

DAÜ’nün YÖK tarafından yapılan değerlendirmelerden de son derece olumlu neticeler aldığını kaydeden Osam, YÖK denetleyicilerinin “DAÜ eğitimde Boğaziçi Üniversitesi kadar kaliteli, altyapısı ise Koç Üniversitesi kadar iyi” değerlendirmesi yaptığını söyledi.

Performanslarını sürdüreceklerini kaydeden Osam, yayınlara ve yayınların uygulama alanına çekilmesine verdikleri önemin altını çizdi, mekatronik alanında inanılmaz derecede başarılı çalışmaları olduğunu, ödüller alındığını ve çalışmaların sürdüğünü anlattı.

OSAM: “DEMEK Kİ SINIRLARI AŞABİLMİŞİZ”

Osam, toplum sağlığını ilgilendiren projeleri olduğunu, Oxford Üniversitesi profesörleri ile DAÜ öğretim üyelerinin kadın hastalıklarına yönelik önemli bir proje yürüttüğünü, UCL ile DNA üzerine KKTC’deki böbrek hastalıklarıyla ilgili çalışma yapıldığını anlattı. Osam, “Demek ki sınırları aşabilmişiz” diye konuştu.

Bilimin yanında sanata da değer verdiklerini dile getiren Osam, toplumu yakından ilgilendiren sanatsal değerlerin kayıt altına alınması gerektiği düşüncesiyle, çeşitli kesimlerden sanatçıların sanatsal eserlerini toplamaya başladıklarını ve bir sonraki aşamada bunların sergileneceğini belirtti.

Osam, üniversitenin kazılar vasıtasıyla ortaya çıkan eserlerin sergilenebilmesi için de bir müze kurulması çalışmalarını başlattığını da anlattı.

MAGNAKARTA BELGESİ

DAÜ’nün geçen yıl Magnakarta Belgesi’ne imza attığına da işaret eden Osam, bunun çok önemli bir imza olduğun, çünkü bu imza ile dünyaya bilimsel akademik barış ve evrensel hümanizm dışına çıkılmayacağına dair söz verildiğini kaydetti.

Üniversitenin belli bir olgunluk seviyesine ulaştığını ve bilgi ve becerisini daha az gelişmiş üniversitelere aktarma çalışmaları yapmaya başladığını ifade den Osam, DAÜ’nün 5 yıl içinde 168 uluslararası anlaşma imzaladığı bilgisini de verdi. Bu anlaşmaların büyük bir kısmının işlevsel olduğunu söyleyen Osam; örnekler verdi, Bologna, Warvic, New York, Tahran gibi üniversitelerle ortak çalışmaları bulunduğunu söyledi.

Bu çalışmaların KKTC’de desteklenmesi gerektiğini ifade eden Osam, “Çünkü memleketimiz ne yazık ki dünyada resmi sıfata sahip değildir, ama resmi sıfata sahip bir üniversitesi vardır, 40 yıl önce kurulmuştur. DAÜ’nün uluslararası alanda yaptığı çalışmalara KKTC’deki her devlet kurumunun destek vermesi gerekir” dedi.

“BAZI KURUMLARLA ZAMAN ZAMAN YAŞANAN SIKINTILARIN SEBEBİ…”

DAÜ’nün atılım halinde olmasına, uluslararası programları öne çıkarmasına rağmen, bazı kurumlarla zaman zaman sıkıntılar yaşadığını dile getiren Osam, “Bu sıkıntının kaynağı sanıyorum ki kurumumuzun yapmakta olduğu yüce çalışmaların sadece KKTC’nin katkısı için olduğunu yeterince benimsememiş olmalarındandır diye düşünmek istiyorum” dedi.

“İRANLA ÖNEMLİ BİR İŞ BİRLİĞİMİZ VAR”

İran Tıbbi Bilimler Üniversitesi ile açılması planlanan Ortak Tıp ve Ortak Diş Hekimliği Programı konusunda YÖDAK’a 27 Eylül 2018’de başvuru yaptıklarını, tüm istenen gereklilikleri yerine getirdiklerini, açma izni beklerken ilgili dosyaların kaybolduğunun kendilerine söylendiğini anlatan Osam, neticede şu an 5. kez başvuru yapmış durumda olduklarını anlattı.

“YÖDAK’LA YAŞANAN SIKINTILAR İRAN’DAKİ ÜNİVERSİTEYE YANSIDI”

2017 yılında söz konusu üniversite ile ortak programlar açılması hususunda protokol imzaladıklarını dile getiren Osam, İran’ın dünyada tanınmış bir ülke olduğunu, kendilerini KKTC bayrağıyla karşıladıklarını, İran’ın Güney Kıbrıs’ta büyükelçiliği bulunduğunu ve DAÜ’yle bu ilişkinin zaman zaman kendileri için sıkıntı yarattığını da anlattı. YÖDAK’la yaşanan sıkıntıların İran’daki üniversiteye yansıdığını kaydeden Osam, İran Sağlık Bakanlığı Eğitim Komisyonu Başkanı’nın KKTC’ye geldiğini, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun onu kabul ettiğini ve bu durumdan duydukları hoşnutsuzluğu ifade ettiklerini anlattı.

“GEREKLİ TÜM BİLGİ VE BELGELER YÖDAK’A SUNULMUŞTUR”

İran’la önemli bir iş birlikleri olduğunu, İran’da DAÜ’nün ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora derecesi tanınan tek üniversite olduğunu kaydeden Osam, “Bu kadar önemli bir iş birliğimiz olan bir ülke ile sağlık alanında yaptığımız bir çalışma nedense çok yanlış değerlendirmelere maruz bırakılmıştır. DAÜ, söz konusu çalışmanın normal süreç içerisine dahil edilebilmesi için ilgili kuruma defalarca başvuruda bulunmuştur, gereken tüm bilgi ve belgeleri sunmuştur. Dolayısıyla basında zaman zaman şahsıma ve üniversiteme yapılan spekülatif hareketlerin hiç de doğru olmadığını yazmanızı isterim” şeklinde konuştu.

“İRAN’DAKİ İLGİLİ ÜNİVERSİTE TIP ALANINDA DÜNYADA 41. SIRADA”

İş birliği içinde oldukları üniversitenin dünyadaki tıp fakülteleri içerisinde etki değerinin 41. sırada olduğunu kaydeden Osam, “300’ün üzerinde hastanesi bulunan, 10 binin üzerinde öğretim üyesi bulunan bir kurumdan bahsediyoruz” diye konuştu.

“HAREKETLERİMİZİN TÜMÜ YÖK’ÜN ULUSLARARASI PROGRAM AÇMA KRİTERLERİNE UYUYOR”

Hareketlerinin tümünün YÖK’ün uluslararası program açma kriterlerine uyan hareketler olduğunu dile getiren Osam, DAÜ’nün kesinlikle kuralları delmeyen, YÖK’ten de destek alan bir kurum olduğunu söyledi.

YÖDAK’ın yüksek öğrenim yasasının hangi maddesinin uluslararası program açma yetkisi bağlamında olduğunu soran Osam, yüksek öğrenim yasasında uluslararası ortak program açma tüzüğü bulunmadığına dikkat çekti.

YÖDAK’taki tüzüklerin çoğunun DAÜ’nün yasasının güncellenerek kendilerine verilmesinden kaynaklandığını da belirten Osam, İran ile ortak program açma izninin kendilerine YÖDAK tarafından verilmemiş olsa dahi öğrencilerin bir mağduriyeti bulunmadığını kaydeden Osam, YÖK’ün tanıdığı programlara kayıtlı olan öğrencilerin denkliği bulunduğunu, ama sadece YÖDAK’a bağlı olan programların hiç birinin dünyada geçerliği olmadığını kaydetti, bunun belgelerinin de bulunduğunu söyledi.

Rum Sağlık Bakanı’nın İran Üniversitesi’ni ziyaret ederek, DAÜ’yle ilişkisini kesmek istediğini anlatan Osam, “Bizim, DAÜ ile kardeşlik ve derin kültürel ilişkilerimiz var” cevabı aldıklarını, ancak yerel bir kurumun (YÖDAK) kendilerini böyle bir duruma soktuğu için canlarının sıkkın olduğunu anlattı.

Osam konuyla ilgili şöyle konuştu:

“Biz 17 öğrenciye sahtekarlık mı yaptık, bu çocukların laboratuvarları eğitimleri tamam, İran Üniversitesi’nden profesörler gelip dersleri veriyor, bizim son derece yetkin hocalarımız var, İran’ın da destek verdiği 20 profesörü var, dolayısıyla bizim bir sıkıntımız yoktur, eğitim bakanı bize bir yazı gönderdi, belli başlı adımlarda sıkıntı yaşanmış olabilir ama şu kurum da gerekli uyarıları, çalışmaları zamanında yapmadı, lütfen gerekli adımları istişare içinde altınız dedi ve biz anında gerekli adımı attık, 5. başvuruyu yaptık. Kim yanlış yapıyorsa bedelini ödeyecek.”

“ZARARINI KİM ÖDEYECEK; HATA YAPAN BEDELİNİ ÖDEYECEK”

Bu yıl bu sıkıntıdan dolayı 340 başvuruyu alamadığını kaydeden ve bunun zararının 1 milyon 300 bin Dolar civarında olduğunu, bu zararın kim tarafından ödeneceğini soran Osam, bir devlet kurumunun başka bir devlet kurumunu zarara sokamayacağını, kendilerinin hata yapmadığını, ama yapanın bedelini ödeyeceğini, hukuki hakları bulunduğunu söyledi.

Osam, “Böyle bir üniversitenin hiçbir kurum ne hızını kesebilir, ne de stratejik planında ortaya koyduğu hedeflerinden sapmasını sağlayabilir, böyle bir imkan bizim yönetimimiz tarafından kimseye verilmeyecektir” diye konuştu.

“DAÜ BİR DÜNYA ÜNİVERSİTESİDİR. YÖDAK İSE YEREL BİR KURULUŞTUR”

Basın toplantısı sırasında Osam’ın, YÖDAK’a ilişkin ‘yerel bir kurum’ olarak söz etmesi üzerine bir basın mensubunun ‘neden bu nitelemeyi yaptığına ilişkin’ soru üzerine Osam, “DAÜ bir dünya üniversitesidir. YÖDAK ise yerel bir kuruluştur. Eğitim Bakanlığı’nın verdiği kararlar, uluslararası arenada tanınır. Aynen LTB gibi UNESCO tarafından kabul edilmiştir” dedi.

NEGROPOL MÜZE PLANI

İki yıldır üzerinde çalıştıkları İskele Kampus Projesi’nin üzerinde yapılacağı, alanın sit alanı olduğunun son zamanlarda kendilerine bildirildiğini anlatan Osam, DAÜ arkeologlarının yüzey zemin çalışmalarını yaptığını, oranın bir negropol olduğunu söyledi. Bakanlar Kurulu’nun kendilerinden bu araziyi almamasını isteyen Osam, orayı telleyip aslına uygun şekilde negropol müze olarak tasarlamayı düşündüklerini söyledi.

“HARCADIĞIMIZ PARA BİZİ İLGİLENDİRİR”

DAÜ’nün 40. Yıl Konseri’yle ilgili olarak da konuşan Osam, aldıkları çok olumlu tepkilere rağmen, bazı basın yayın organlarında negatif haberler yer aldığını, “DAÜ paraları harcıyor“ şeklinde spekülasyon yapıldığını belirtti.

Osam, DAÜ’nün bir maddi sıkıntısı olmadığını ekleyerek, “Harcadığımız paranın miktarı bizi ilgilendirir, başka kimseyi ilgilendirmez, harcadığımız tek kuruşun hesabını verebilecek durumdayız, yaptığımız harcamaların tümü de en ekonomik harcamalardır, biz Queen’i ya da Iron Maiden’i getirmedik, getirebilirdik de... Herhangi bir sıkıntımız yok, bunu da söyleyeyim” şeklinde konuştu.

Osam, “Önemli olan; devletin orkestrasının devletin üniversitesiyle birlikte devletin sahip olduğu bir mekanda toplumla bütünleşmesiydi, bunu başardık” dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER