Otizm belirtileri nelerdir?
SAĞLIKÇocukları otizm tanısı almış ailelerin akıllarına ilk gelen ve onları en çok zorlayan soru şu oluyor; kendi başına bir yaşam sürebilecek mi? 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü ile ilgili bilgiler veren İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Prof. Dr. Barış Korkmaz, ailelere bu konuda önemli bir öneri sunuyor. Otizmin belirtileri ve tedavisinde gelinen noktayı aktaran Korkmaz, erken tanı için ilk 3 yaşın önemli olduğunu söyledi.
‘Asperger Sendromu’ ve ‘Ah Şu Otizm’ kitaplarının yazarı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda öğretim görevlisi Prof. Dr. Barış Korkmaz, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü’nde önemli bilgiler verdi. Otizmin belirtileri ve tetikleyen etkenlerini anlatan Korkmaz’ın, anne babalara önemli bir önerisi var.
‘Ah Şu Otizm’ kitabının yazarı Prof. Dr. Barış Korkmaz, otizmin her bireyde farklı seyrettiğini söylüyor
OTİZM NEDİR?
Otizm farklı mekanizmalar ve nedenlere bağlı olarak özellikle sosyal iletişimde ve ilişkilerde sorunlarla karakterize bir bozukluktur. Bu hastalığın yelpazesi çok geniştir. Hafif formlarından bir hastalık gibi söz etmek pek doğru olmaz. Çünkü pek çok yaratıcı ve teknik zekaya ya da sanatsal dehaya sahip kişide otizm belirtilerinin bazıları mevcuttur. Önemli olan kişinin ve yakın çevresinin yaşamını hangi derecede bozduğunu, engellediğini ifade eden klinik sınırdır. Öz bakım becerileri, dil gelişimi, bağımsız bir yaşam sürme, bir iş edinebilme kapasitesine sahip olup olmadığı önemlidir. Burada zeka düzeyinin iyi olması ve yeterli dilsel iletişimin varlığı önemlidir. Otizm her bireyde oldukça farklı profillerle seyreder. Ama çekirdek belirtileri aynıdır.
EN ERKEN 8 AYLIKKEN ANLAŞILIYOR
Otizm en erken 8 aylıkken bulgu verir. 18 aylıkken testlerle tarama yapıldığında sonuç alınır. Güvenilir bir klinik tanı için 3 yaşı bitirmesi beklenmelidir. Göz teması, seslenildiğinde dönüp bakması ve işaret etmesi normal gelişim açısından önemlidir. Belirtileri otizmle karışan hastalıklar vardır. Özellikle dil sorunlarının bazı formları örtüşür.
OTİZMİ TETİKLEYEN NEDENLER NELER?
Otizmin ortaya çıkmasının çok nedeni vardır. Sayısız genin birbiriyle ve çeşitli çevresel etkenlerle etkileşimi buna neden olur. Otizmin bazı formları sonradan ortaya çıkıyor. Ama bu durumda dahi olayın temel nedeni genetiktir. Sadece bazı kişilerde genetik saat farklıdır ya da bardağı taşıracak çevresel etkiler gerekmektedir.
ANNE BABANIN YAŞI ETKİLİ Mİ?
Anne ve babanın yaşının geç olması, ailede benzer belirtileri gösteren kişilerin varlığı önemlidir. En çok bağışıklık sistemi üstünde durulmaktadır. Annenin bağışıklık sistemi olumsuz etkilere yol açmaktadır.
OTİZM NÖROLOJİK Mİ, PSİKOLOJİK Mİ?
Nörolojik bir rahatsızlıktır ama psikolojik sorunlara da yol açmaktadır.
OTİZM ORANI ARTIYOR MU?
Bozukluğu daha iyi tanımamız ve bu sorunu yaşayanların daha çok uzmana başvuru yapması bu artışa yol açan başlıca nedenlerdir. Başka birçok neden üstünde durulmaktadır. Otizm oranı belirgin bir kültürel farklılık göstermez. Eskimolarda bildirilmemiş, ABD’de Latin gruplarında görece daha az olduğu ifade edilmiştir. Ama kültüre bağımlı bir hastalık değildir. Bildiğim kadarı ile Türkiye de epidemiyolojik bir çalışma yapılmamıştır.
OTİZM TEDAVİSİNDE HANGİ NOKTADAYIZ?
Bardağın hangi tarafına baktığınıza göre değişir. Radikal bir tedavisi yok. Olguların yüzde 20’si kendiliğinden ya da kısmi destekle düzelme şansına sahiptir. Yüzde 50 kadarı bağımsız yaşam kurma açsından şanssızlar. Deneysel tedavi şekilleri var; otizm tek bir hastalık olmadığı için farklı tedaviler geçerli olacaktır. Eğitsel ve davranışçı yaklaşımlar daha çok pratik yaşama uyumu artırmakta otizmin belirtilerinin şiddetini değiştirmektedir. Tedaviler konusu ile ilgili ‘Ah Şu Otizm’ adlı kitabımda ayrıntılı bilgiler var. Kök hücre son zamanlarda güncellik kazanan terapilerden biri olacak gibi.
İLK 3 YIL ÖNEMLİ
Bazı görüşlere göre otizm sinir hücreleri arasında yaygın anormal bağlantı kuruluşuna bağlıdır. Bu durum beynin hızla geliştiği ve bağlantılarının gerçekleştiği ilk 3 yılda önem taşır. Eğitsel ya da biyolojik yöntemlerle bu dönemde müdahale olursa daha başarılı olunacaktır.
AİLELERE ÖNERİLER…
Ailelerde bağımsız bir yaşam sürüp süremeyeceği kaygısı var. Bazı çocuklarda davranış sorunları çok ve bu nedenle baş etmek zor oluyor. Benim önerim zıt gibi gözüken iki tavrı bir araya getirmek. Bir yanda olayı anlayıp, kabullenmek ki bu çocuğun daha iyi anlaşılmasına ve kendisini daha rahat hissetmesine yol açar, diğeri ise mücadeleyi bırakmadan ve ümidi yitirmeden karamsarlığa kapılmadan mücadeleye devam etmek ve daha iyi olacağına dair inancı korumak.
İlginizi Çekebilir