Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük, 15 Ocak’ta 35’inci ölüm yıldönümünde anılıyor.
GÜNDEMGazeteci Akay Cemal, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) 20 yıl Halkın Sesi gazetesinde beraber çalıştığı Dr. Fazıl Küçük’ü anlattı.
Akay Cemal, 1960’lı yıllarda Dr. Küçük’ün teşviki ile Halkın Sesi’nde başladığı gazetecilik mesleğine, Kıbrıs gazetesinde devam ediyor.
Dr. Fazıl Küçük’ün hem gazetedeki personel ile hem de halkla hep dostça, arkadaşça ilişkiler içinde olduğunu, toplumsal menfaatleri kişisel menfaatlerden önde tuttuğunu anlatan Akay Cemal, Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi için büyük fedakarlıklar yaptığını, fedakarlıklarının hiç unutulmadığını ve çok sevilen bir lider olduğunu söyledi.
Akay Cemal, Dr. Küçük’ün gazete yayınlarında da tüm kesimlerden görüş alınmasını, faklı görüşlere yer verilmesini istediğini, her zaman hoşgörülü ve demokrat bir insan olduğunu anlattı.
Toplumda dayanışma ve güç birliği oluşması, daha iyi günlere erişilmesi, Kıbrıslı Türklerin cemaat olmaktan kurtulması için Dr. Küçük’ün önemli adımlar attığını belirten Cemal, halkın da bu niyeti gördüğünü, sözlerini ciddiye aldığını, bu yolda seferber olduğunu ifade etti.
Toplum lideri Dr. Küçük’ün yaşamında en mutlu olduğu günleri soruyorum Akay Cemal’e ve tereddütsüz “İki gün var biri 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı, diğeri de KKTC’nin ilanı” diyor.
“İlkeli, şakacı, demokrasiye önem veren biri”
Gazetecilik mesleğine yaklaşık 60 yıldır emek veren Akay Cemal, mesleğe Dr. Fazıl Küçük’ün sahibi olduğu Halkın Sesi gazetesinde başladı.
Dr. Fazıl Küçük ile ilk liseyi bitirdiği yıllarda tanışmış Akay Cemal, “Liseden sonra üniversiteye gidecek durum yoktu. O yıllarda liseyi bitirenler subay olurdu. 60’lı yılların başıydı. Kıbrıs Cumhuriyeti yeni kurulmuştu. Ben de subay olmak isterdim. Dr. Küçük beni gıyaben tanırdı çünkü ikinci el eşyalar satan bir kişi vardı onun yanında hamallık yapardım. Birbirimizi görürdük. O gün Halkın Sesi’nin önünde otururdu yanına gittim, subay olmak istediğimi söyledim” dedi.
Subaylık talebini değerlendiren Dr. Küçük, “Bu aralar papazla da Makarios ile de aram bozuk. Seni evkafa alalım o zaman kadar da buralarda gurdalan” deyince Akay Cemal Halkın Sesi’nde gazeteciliğe başlamış.
“O gün orada gazeteciliğe başladım. 40 yıla aşkın süre çalıştım. Muhabirlikle başladım, genel yayın yönetmenliğine kadar yükseldim. Dr. Fazıl Küçük ile 20 yıl birlikte çalıştık” diyen Akay Cemal, onunla çalışmanın nasıl olduğuna ilişkin şunları söyledi:
“Onunla çalışmak hem kolaydı hem de değildi. İlke sahibi bir insandı. Görevinizi tam yapmanız, güvenini kazanmanız, işlerinizi ihmal etmemeniz gerekirdi. Yıllarca onunla arkadaşlık çerçevesinde, huzur içinde çalıştım. Her gece mutlaka gazeteye gelirdi. ‘Ne haberler var, Ankara Radyosu’nu dinlediniz mi, manşet nedir?’ diye sorardı. O radyodan başka radyo yoktu. Eğer dinlemediğimizi düşünürse serzenişte bulunurdu. Her şey tamamsa uyumlu olmak sorun teşkil etmezdi. Beraber restorana, meyhaneye giderdik. Evine davet ederdi. Birlikte değerlendirmelerde bulunurduk”
Akay Cemal, Halkın Sesi çalışanları ile Dr. Fazıl Küçük arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor:
“Dr. Fazıl Küçük çok şakacı bir insandı. Dost havasında şakalar yapmayı çok severdi. Baskıcı bir arkadaşımız vardı, İsmet Ernaz. Bu kişi Dr. Küçük’ü depolara asansörle indirirdi, yine bir gün asansörle onu indirirken yarı yolda durdurdu asansörü ve ondan sigara kahve istedi. Dr. Küçük bu tarz şakalara açık biriydi”
“Katıksız Atatürkçü”
Dr. Fazıl Küçük’ün katıksız bir Atatürkçü olduğunu anlatan Akay Cemal, Halkın Sesi’nde yapılan yayınların ve makalelerin de Atatürk ilkelerine ve sözlerine uyumlu yapılmasına özen gösterdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Muavini olduğu dönemde Dr. Fazıl Küçük’ün yoğun bir programı olduğunu gazeteye geceleri geldiğini anlatan Cemal, “Mutlaka her gece gazeteye uğrardı. Evi ilk zaman gazetenin üzerindeydi baskı makinesinin çalışma sesinin kendisine huzur verdiğini, nini gibi geldiğini onu mutlu ettiğini söylerdi. Gelir ‘manşet nedir?’ diye sorar değerlendirmeler yapardık” dedi.
Halkın Sesi’ne içerik olarak müdalelerde bulunmayan Küçük’ün her zaman tavsiye ve öğütler verdiğini anlatan Akay Cemal, şehitlere, millli mücadelenin anlatılmasına, çiftçi ve hayvancıların sorunlara karşı çok duyarlı olduğunu belirtti.
Yobazlığa ve dinin istismar edilmesine karşı olan Dr. Fazıl Küçük’ün gazete yayınlarında bu konuların da yer almasını istediğini anlatan Akay Cemal, “Dini istismar edenlere şiddetle karşıydı. Araştırıp böyle olaylar varsa bulmamızı ve yayınlamamızı isterdi. Yobazlığa karşıydı. Bu olayları duyurmamızı isterdi” diye konuştu.
Erenköy Direnişi, Kaymaklı olayları, yıldönümleri, anma günlerinin atlanmasına çok kızdığını söyleyen Akay Cemal, yayınlarda bu konulara geniş yer verdiklerini anlattı.
“Demokrasi kavramına çok önem verirdi”
Dr. Fazıl Küçük’ün gazete yayınlarında kişisel değil toplumsal çıkarları ön planda tutmayı önemsediğini belirten Akay Cemal, yayın yapılırken tüm kesimlerden görüş alınmasını, faklı görüşlere yer verilmesini istediğini, her zaman hoşgörülü bir insan olduğunu kaydetti. Cemal şöyle devam etti:
“Halkın Sesi sadece bir görüşü yansıtan bir gazete değildi. Dr. Fazıl Küçük demokrasi kavramına çok önem verirdi. Sol görüşte olan yazarların makaleleri yayınlanırdı. Özker Özgür de Halkın Sesi’nde yazardı. Bildirilerde, makalelerde her görüşe yer verildi.”
Doktorluk, Cuhurbaşkanlığı Muavinliği, Halkın Sesi gazetesi ve ailesi... Akay Cemal, Dr. Fazıl Küçük’ün bu çok yönlü hayatında en büyük şikayetinin ailesine yeterince zaman ayıramamak olduğunu dile getirdi.
Dr. Fazıl Küçük’ün gazeteciliğe verdiği önemin 1950’li yıllarda Türkiye’ye gitmesiyle farklı bir boyut kazandığını anlatan Akay Cemal şöyle devam etti:
“1950’li yılların sonlarında Türkiye’ye gitmişti. Orada yaşadığı olaylar basının ne denli önemli olduğunu anlamasına katkı sağladı. Ankara’da yetkililerle görüşmeye gitmişti. Ama istediği randevuları alamıyordu. Otelde beklemeye devam ediyordu. Ne zaman ki Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet gibi gazeteler kanalıyla baskı oluşturuldu, o zaman istediği randevuları aldı. Bu olay basının önemini bir kez daha anlamasını sağladı”
“En mutlu günü Barış Harekatı ve KKTC’nin ilanı”
Toplum lideri Dr. Küçük’ün yaşamında en mutlu olduğu günleri soruyorum Akay Cemal’e ve tereddütsüz “İki gün var biri 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı diğeri de KKTC’nin ilanı” diye konuştu.
“Dr. Küçük çok uzun yıllar büyük mücadeleler verdi Kıbrıs Türk halkı için. Bu iki tarih onun için çok önemlidir. Onları görmenin mutluluğunu yaşadı. Verdiği emeklerin amacına ulaştığını gördü. ‘Artık ölsem de gam yemem’ diyordu. KKTC’nin ilanında gözlerinden yaşlar gelmişti” diyen Akay Cemal, Vakıfların Kıbrıs Türklere devredilmesinin de onu çok mutlu ettiğini, bunun için müthiş bir mücadele verdiğini anlattı.
Dr. Küçük için en zor yılların ise 1963-74 arasında yaşananlar olduğunu söyleyen Akay Cemal, “1974’te Yunan Cuntası EOKA B ile darbe yaptı. Dr. Küçük bana ‘Bu kez de Türkiye gelmezse hepimiz bittik. Girit’te olduğu gibi hepimizi yok edecekler’ demişti. Çok üzülüyordu” dedi.
Adnan Menderes’in idamı ve mücahit Alpay Mustafa’nın ölümünün de Dr. Fazıl Küçük’ü çok üzdüğünü anlattı Akay Cemal:
“Adnan Menderes’in idamı onu çok etkilemişti. Menderes ona hiç zorluk çıkarmamış, ‘Kapılar size hep açıktır’ demişti. Bir de mücahit Alpay Mustafa’nın ölümü, onu çok üzmüştü. Sevdiği biri, bir mücahit, gözüpek bir kişiydi. Dr. Küçük’e çok büyük saygısı vardı. Ölümü onu çok etkilemişti, gözünden yaşlar akmıştı”
“Halk adamı... Hep halkın arasında”
Dr. Fazıl Küçük’ün çocukla çocuk büyükle büyük olduğunu, hep halkın arasında yaşadığını dile getiren Akay Cemal, esnafla sıkı ilişkileri olduğunu, yardımsever kişiliğinin doktorluk yaparken daha da belirginleştiğini söyledi.
Akay Cemal, Dr. Fazıl Küçük’ün şakacı yönü ve şakalarını şöyle anlattı:
“Esnafla çok şakalaşırdı. Kebapçı Mustafa dayı, Hüseyin Kuşo ile şakalaşmaları meşhurdu. Gazeteye de şaka olsun diye ek baskı yaptırıp fotoşopla yaptırdığı haberler olurdu. O baskıyı da şakayı yaptığı kişinin evine kapının altından attırırdı. Çok yardımseverdi. Doktorluk yaparken, fakir hastalarından ilaç için para almazdı. Bana Süheyla hanımın anlattığı bir olay var. Bir gece kapıları sert şekilde vurulmuş. Açmamasını istemiş tehlikede olduklarını düşünüyormuş ama Dr. Küçük dinlememiş açmış ve doğum yapacak bir çingene kadın varmış, duyunca ona yardıma gitmiş. Dr. Küçük cesur ve gözüpek biriydi. Bayraktar Camii’nin bombalandığı günü hiç unutmam. Ne başka bir bomba var mı diye düşündü, ne de başka bir şey, insanların arasından geçerek Denktaş ile birlikte hemen olay yerine koşmuştu.”
Dr. Fazıl Küçük’ün kahvede hasır sandalyede oturduğu sırada çekilmiş ünlü bir fotoğrafı bulunduğunu söyleyen Cemal, “ABD’den bir foto muhabiri gelmiş, Dr. Fazıl Küçük’ü arıyordu. Fotoğrafını çekecekti. Dr. Küçük kim olduğunu söylemedi ve o foto muhabiri onun kahvede bazı fotoğraflarını çekti. Daha sonra makamında ziyaret edip Dr. Küçük’ün kahvede fotoğrafını çektiği kişi olduğunu anlayınca hayretler içinde kaldı. Kahvede halkın arasında oturan kişi ile aynı kişi olduğuna inanamamıştı”
“Köy ziyaretlerinde yollara mersin dalı döşenirdi”
Köylü ve çiftçinin Dr. Fazık Küçük için çok önemli olduğunu dile getiren Akay Cemal, önceden gideceği köylerde ana yollardan köye varıncaya kadar yolların mersin dallarıyla döşendiğini anlattı.
Cemal, “O güzel koku herkese zevk verirdi. Bazı köylerde atların üzerinde milli kıyafetler içinde karşılamalar olurdu. Gittiği köylerde sorunları dinlerdi, ben de not alırdım. Değerlendirme yapar çözülebilecekleri çözmeye çalışırdı. Her köyde ileri gelenlerden birkaç kişi kendisiyle hep istişare halindeydi. Köy ziyaretleri ona büyük mutluluk verirdi. Dinlenmek ve stres atmak için de Yeşilırmak ve Kaleburnu’na giderdi. Gönyeli’de de Çavuş’un meyhanesine uğrardı” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Muavini olduğu dönemde çiftçiler birliği ve işçi sendikalarından ekipler oluşturarak 1-2 ay boyunca köyleri gezen Dr. Küçük’ün hem Türk köylerine hem de karma köylere gittiğini söyleyen Akay Cemal, gezi sonucu hazırladığı raporu Makarios’a sunduğunu kaydetti.
Cemal, “Türk köyleri ihmal edilmişti, birçok sorunları vardı. Rumların durumu daha iyiydi. Türk bölgelerinin de imarının gerektiği görüşüne sahipti. Ama daha sonra ortaklık cumhuriyeti bozuldu. Dr. Küçük cumhuriyetin yaşayabilmesi için elinden geleni ortaya koydu.” dedi.
“Rum yetkililer...”
Dr. Fazıl Küçük’ün Rum yetkililerle iyi ilişkiler kurduğunu, iyi niyetle yaklaştığını anlatan Cemal, şunları söyledi:
“Makarios’un anlaşmanın imzalanmasından sonra Kıbrıs’a döndüğünde bazı açıklamaları oldu. O açıklamalardan sonra cumhuriyetin yaşayacağı konusunda kuşkuluydu ama yaşaması için elinden geleni yaptı. Makarios’un güvenilmez bir insan olduğunu biliyordu. Hükümet yetkililerinin, Papadopulos’un, İçişleri Bakanı Yorgacis’in Trodos’ta yazlıkları vardı. İkisi tavla oynarlardı. Sampson’u aralarına almazlardı, o da gelir Dr. Küçük’e dert yanardı ‘ikisi beni dışlar’ diye. İnsani ilişkileri o derece iyiydi.”
Akay Cemal’ın hatırasında Raif Denktaş ile Dr. Küçük arasında geçen bir anı da bulunuyor, onu da şöyle anlattı:
“Bir gün Raif Denktaş gazeteye geldi. Morali bozuktu, gözleri dolu doluydu. Dr. Küçük ile dertleşti. Sıkıntısını anlattı. Sanırım babası ile atışmıştı. Dr. Küçük onu teskin etti. Aralarında dostluk vardı. Dönemin Türkiye Başbakanı İnönü ile bir telefon görüşmesine kulak misafiri olmuştum. Lefkoşa’dan Girne’ye gidişler BM refaketinde yapılıyordu, mücahidin denetimindeydi. İnönü yolun serbest gidiş olmasını talep etmişti. Dr. Küçük ona ‘Paşam tek nefes borumuz burası kaldı’ dedi. Vazgeçmek istemedi. Enteresan bir andı”
“Menfaat beklemeden mücadele etti... Çok sevilen bir lider oldu”
Dr. Fazıl Küçük’ün hayatı boyunca hiçbir menfaat beklemeden mücadele ettiğini dile getiren Akay Cemal, Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi için büyük fedakarlıklar yaptığını, fedakarlıklarının hiç unutulmadığını çok sevilen bir lider olduğunu söyledi.
Kıbrıs sorunundaki gidişattan endişe duyan Dr. Küçük’ün toplumun yok olmaması için birlik ve bütünlüğü sağlama yönünde uğraş verdiğini söyleyen Cemal, gazetenin de amaçlarından birinin bu olduğunu kaydetti.
Dr. Küçük’ün toplumda dayanışma ve güç birliği oluşması,daha iyi günlere erişilmesi, toplumun cemaat olmaktan kurtulması için adımlar attığını belirten Cemal, halkın da bu niyeti gördüğünü, sözlerini ciddiye aldığını, bu yolda seferber olduğunu ifade etti.
Akay Cemal, “Türkiye ile ilişkileri bozmadan halktan da aldığı güçle hedeflerine teker teker ulaştı” dedi.
İlginizi Çekebilir