Rum tarafı, Türkiye'nin faaliyetlerine karşı BM’nin tavrından duyulan rahatsızlığı iletti
GÜNDEMRum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin “Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhindeki Türk meydan okumalarına nasıl tepki verdiği” konusundaki açıklamasında, “BM’nin tepkisinin kendilerini memnun etmediğini” söylediği ifade edildi.
Fileleftheros gazetesi “Şikâyeti Kayda Geçirdi- Lefkoşa Bir şey Değişmeyecek Olsa da BM Genel Sekreterine Yönelik Rahatsızlığını Kayda Geçirdi- Seçimlerden Sonra Beş Taraflı Görüşme” başlıklı haberinde, Rum Dışişleri Bakanlığının, BM’nin ileri sürülen Türk meydan okumaları karşısındaki tutumu konusundaki rahatsızlığını kamuoyunda ifade etmesinin, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in geçtiğimiz hafta BM Genel Sekreterinin Kıbrıs için atadığı geçici özel danışmanı Jane Holl Lute aracılığıyla BM Genel Sekreterine gönderdiği mesaja eklendiğini yazdı.
Gazeteye göre dün Rum Radyo Televizyon Kurumu (RIK)’e açıklamalarda bulunan Hristodulidis, BM’nin “Türkiye’nin Kıbrıs MEB’indeki faaliyetleriyle ilgili olarak, açık bir şekilde, daha net bir teze sahip olması gerektiğini” öne sürdü.
Gazete, bununla birlikte Hristodulidis’in, BM Genel Sekreteriyle görüşmelerinden kendi edindiği tecrübe temelinde, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in çıkıp kamuoyunda veya bir raporunun içerisinde Türkiye’yi suçlamasının zor hatta imkânsız olduğunu kabul ettiğini de öne sürdü.
Haberde, böyle bir şeyin, Kıbrıs sorunundaki durumları ve müzakerelerin yeniden başlaması çabalarını daha da zorlaştıracağının tahmin edildiği belirtildi.
Açıklamasında (BM Genel Sekreterinin) “kamuoyunda çıkıp eleştiri yapmasını beklemezdim” ifadesini kullanan Hristodulidis, devamla “BM Genel Sekreterinden CransMontana ve akabinde farklı bir yaklaşım görmekte olduğunu ve olan her şeyin belirli bir sebebi olduğunu düşündüğünü” de ifade etti.
Hristodulidis “BM Genel Sekreterinin, yaptığı açıklamalarla, müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin çabaları zorlaştıracak belirli bir manzara meydana getirmeyi istemediğini” de dile getirdi.
Gazete, Rum kesiminin rahatsız olduğu ve Rum Dışişleri Bakanlığının ilgili açıklamasında kayda geçirilen bir diğer noktanın, iki taraf arasındaki doğrudan temaslar konusu olduğunu da kaydetti.
“Kendilerini rahatsız eden şeyin, statükonun (mevcut durumun) normalleştirilmesi hissiyatı yaratan bir ifadenin karara dahil edilmesi” olduğunu öne süren Hristodulidis bunun “Kıbrıs sorununun çözümünün bu olduğu mesajını kayda geçirdiğini” de ileri sürdü.
“Bazılarının başka çözüm şekilleri ileriye götürmesine, bu tarz açıklamalar aracılığıyla müsaade edildiğini” öne süren Hristodulidis, “Türkiye ile (Akıncı’nın tarafında olmayan) işgal bölgelerindeki bazı çevrelerin, bu tarz ifadelerin kayda geçirilmesini istedikleri” iddiasında da bulundu.
“SEÇİMLERDEN SONRA GAYRİ RESMİ BEŞ TARAFLI KONFERANS” İDDİASI
Müzakerelerin yeniden başlaması konusunda ise Hristodulidis, Kuzey Kıbrıs’taki seçim sürecinin ardından, CransMontana tipinde gayri resmi bir uluslararası konferans gerçekleştirileceği iddiasında bulundu.
Gazete Rum Dışişleri Bakanının bu “değerlendirmesinin”, UNFICYP’in görev süresinin 6 ay daha uzatıldığı kararın onaylanmasına ilişkin görüşme esnasında BM Güvenlik Konseyi içerisinde hüküm süren ortamdan kaynaklandığına işaret etti.
Haberde “çoğu zaman görüşülen şeylerin, alınan karardan çok daha önemli olabileceğine” de dikkat çekildi.
Rum Dışişleri Bakanına göre, BM Güvenlik Konseyi içerisindeki görüşmelerden ortaya çıktığı görülen şeyin “müzakerelerin başlamasından değil, müzakerelerin devam etmesinden bahsedildiği” şeklinde olduğunu ileten gazete, Rum Dışişleri Bakanının bunun “müzakerelerin Ankara ve Kıbrıs Türk toplumundaki bazı çevrelerin istediği gibi sıfır noktasından yeniden başlaması değil, CransMontana’da kaldığı noktadan devam edeceği anlamına geldiğini izah ettiğini” aktardı.
Gazete Rum Dışişleri Bakanının “gayri resmi beşli görüşmenin, tüm tarafların müzakere masasına geri dönmesi ve müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi amacını taşıyacağını izah ettiğini” de belirtti.
Referans şartları konusunda ise “liderlerin hali hazırda referans şartlarında mutabakata vardıkları” iddiasında bulunan Hristodulidis, bunun henüz kamuoyuna açıklanmamasının sebebinin ise “BM Genel Sekreterinin bunları daha çok garantör güçlerin de katılacağı bir görüşmede ortaya koymak istemesinden kaynaklandığını” iddialarına ekledi.
İlginizi Çekebilir