Rum Yönetimi’nden Türkiye’ye yanıt
GÜNDEMRum Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromu’nun, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Münhasır Ekonomik Bölge (MEB)” konulu açıklamalarına, dün akşam yazılı açıklamayla yanıt verdiği ifade edildi.
Alithia gazetesinin haberine göre, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ilgili açıklamalarını yorumlayan Prodromu; “AB’nin, Türkiye’nin uluslararası hukuka ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına saygı duyması gerektiğine dair net ve ortak tezine” gönderme yaptı.
Prodromu yazılı açıklamasında, Rum Yönetimi Başkanı ile Rum hükümetinin; “gerilimin sona ermesiyle birlikte, Kıbrıs sorununun barışçıl çözümü için kapsamlı bir çözüme varılması için, müzakerelerin BM Genel Sekreteri’nin inisiyatifi çerçevesinde yeniden başlayabilmesinin mümkün hale gelmesi amacıyla, Kıbrıs Cumhuriyeti karşısındaki tehditler ve ihlaller yerine, makul bir uzlaşma sağlanmasını beklediklerini” ifade etti.
Prodromu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, “Kıbrıslı Türklerin orantılı olarak hak sahibi oldukları şeylerin güvence altına alınmış olmadığını hiçbir zaman söylemediğini” iddia etti.
Prodromu sözlerini kısaca şöyle sürdürdü: “İlgili görüş birliği, bir yandan, doğal gaz da dâhil olmak üzere doğal zenginliklerin idaresinin merkezi hükümetin sorumluluğunda olduğundan, bundan ötürü de tüm Kıbrıs vatandaşlarının burada söz sahibi olacağından söz ediyor, diğer yandan da ilgili gelirlerin paylaşımına ilişkin bir prosedürden söz ediyor. Dolayısıyla, Çavuşoğlu’nun (gelirlerin) ‘yalnızca gelecekte güvenceye alındığından’ söz eden açıklamasıyla meydana getirilmekte olan izlenim geçerli değildir, çünkü herhangi bir gelir, yürürlükte olan ve fon meydana getirilmesiyle alakalı olan bir yasayla hali hazırda güvence altına alınmıştır.”
AKEL VE DİĞER PARTİLERDEN DE AÇIKLAMA
Fileleftheros gazetesi ise; “Tehditlere Yanıt Veriyorlar- AKEL ve Vatandaşlar İttifakı Çavuşoğlu’nun Açıklamalarını Kabul Edilemez Olarak Niteliyor- 28’lere Gönderme Yapıyor” başlıklı haberinde, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Kıbrıs Cumhuriyeti karşısında yeni bir işgalle eşdeğer olan tehditlerinin” Rum siyasi partilerinin tepkisine neden olduğunu yazdı. Gazeteye göre, “Sayın Çavuşoğlu’nun tehditlerinin kışkırtıcı ve kabul edilemez olduğu” iddiasında bulunan AKEL, “Kıbrıs Cumhuriyeti Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB)’i içerisinde egemenlik haklarını icra ettiğinden ötürü, esasında Çavuşoğlu’nun Kıbrıs’ta yeni bir işgal tehdidinde bulunduğunu” ileri sürdü. AKEL, “bu tarz açıklamaların, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’i içerisindeki yasadışı sondajıyla birlikte halihazırda ortaya çıkan gerilimi tırmandırdığını” da öne sürdü.
“Çavuşoğlu’nun, Türkiye’nin uluslararası hukuk temelinde hareket ettiğine” dair ifadesi konusunda ise; “bunun uluslararası hukukun garip ve yeni bir şekilde algılanmasından ibaret olduğu” iddiasında bulunan AKEL, devamla uluslararası hukukun bu gibi durumlarda sınır belirleme konusunda müzakereye; bunun işe yaramaması halinde ise uluslararası mahkemeye ortak başvuru yapılmasına işaret ettiğini öne sürdü. Şu an herkesin hedefinin; gerginliğin azaltılması, Türkiye’nin ileri sürülen yasadışı faaliyetlerinin sona ermesi ve buna eş zamanlı olarak Kıbrıs müzakerelerinin Crans - Montana’da kaldığı yerden yeniden başlaması olması gerektiğini ifade eden AKEL, doğal gazla ilgili meselelerin kesin şekilde ele alınmasının, yalnızca Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüyle başarılabileceğini öne sürdü.
AKEL; bunun başarılması halinde, Kıbrıslı Türklerin doğal gazdaki haklarının, ilgili görüş birlikleriyle güvence altına alınacağını sözlerine ekledi. Vatandaşlar İttifakı ise açıklamasında; Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamalarının, tamamen kışkırtıcı olduğunu ve kınanmayı hak ettiğini iddia etti. “Türkiye’nin, Mevlüt Çavuşoğlu’nun ağzından, uluslararası hukuku kabul etmeksizin, tehditler yağdıran bölgenin korsanı gibi davrandığı” iddiasında bulunan Vatandaşlar İttifakı, Rum Hükümeti’nin bunu AB’ye göstermesi gerektiğine işaret etti.
Dayanışma Hareketi de konuyla ilgili açıklamasında, “Yunanistan’ın Kıbrıs sorunu çözülmeden ve Türkler de saldırırken, Kıbrıs’taki egemenlik haklarından tek yanlı olarak feragat ettiğini” ifade etti. Ekologlar Hareketi ise, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Güney Kıbrıs’a yönelik desteğe ilişkin açıklamasını olumlu olarak nitelendirdi.
AKEL PRODROMU’YA DA YANIT VERDİ
AKEL’in Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak Rum hükümetiyle olan anlaşmazlığını dün de devam ettirdiğini ve Rum Hükümeti Sözcüsü Prodromos Prodromu’ya yanıt verdiğini yazan gazete, AKEL’in, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ortaya koyduğu ve müzakerelerin yeniden başlamasını zorlaştıran bazı şeylere atıfta bulunduğunu belirtti.
Gazete bunları şöyle sıraladı: “1. Başkan desantralize federasyon isterken, esasında üzerinde mutabık kalınan federal yetkiler konusunun yeniden ele alınmasına işaret ediyor. 2. Başkan parlamento sisteminin tartışılmasına atıfta bulunduğu zaman ise, esasında yürütme gücü konusunda var olan görüş birliğini ortadan kaldırıyor.
3. Aynı şey başkan, tek olumlu oy üzerinde mutabık kalınmışken, yalnızca hayati çıkarları etkilendiği zaman Kıbrıslı Türklerin Bakanlar Kurulundaki olumlu oyuna atıfta bulunduğunda da oluyor.”
AVRUPA KOMİSYONU BAŞKAN YARDIMCISI: “GEREKENİ YAPACAĞIZ”
Bu arada Alithia ve diğer gazeteler, Avrupa Komisyonu’nun Enerji Konularından Sorumlu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic’in Strazburg’da yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’indeki yasadışı faaliyetleriyle ilgili olarak alınması gereken önlemler konusunda, Kıbrıs vatandaşlarına yönelik olarak ‘gerekeni yapacakları’ güvencesi verdiğini” iletti. Açıklamasında, “Türkiye’nin devam eden yasadışı sondaj faaliyeti konusunda Kıbrıs’a tam desteklerini yinelemek istediğini” belirten Sefcovic, “gerekeni yapacaklarını ve AB’nin Kıbrıs’a yönelik tam dayanışma içerisinde duracağını” ifade etti.
İlginizi Çekebilir