Şahıslar üzerinden hareket etmiyoruz
GÜNDEMGenç TV’de canlı olarak yayınlanan Doç.Dr.Güven Arıklı’nın hazırlayıp sunduğu “Haftaya Bakış”a konuk olan CTP Milletvekili Erkut Şahali “Felek ağlarını örmüştür diye bir laf vardır. Aritmetik gereği bazen istemediğiniz şeyleri yapmak zorunda kalırsınız. Ve o yapacağınız şeyde de fayda zarar analizi yaparak bir noktaya erişirsiniz” dedi.
7 Ocak seçimlerinden sonra bir halk iradesi ortaya çıktığını, 9. Dönem Parlementosunun oluştuğunu söyleyen Şahali “Öncelikle şunu söylemek lazım, seçimler bir dönemin kapatılması bir dönemin açılması için yapılır. Oluşan aritmetik ve partilerin birbiriyle olan ilişkileri ve yaklaşımlarına bakarak yeni bir hükümet modellerini konuşmak gerekiyor. Parlementonun en büyük grubu UBP dir. 21 milletvekili ile temsil edilecek. 2.grup CTP 12 milletvekili 3. grup HP 9 milletvekili ile temsil edilecek. Buraya kadar şöyle bir ayrıcalık söz konusu. Yasama faaliyetlerinde ilk adım olan komite çalışmalarında 5 ve üzeri milletvekilleri olan partiler oy hakkı olmak kaydıyla görev alabiliyorlar. Dolayısıyla CTP-UBP-HP dışındaki partiler yasama fonksiyonunda komite aşamasında aktif görev üstlenemiyor, yani karar ehliyetleri olmuyor” diyerek şunları kaydetti:
“Hükümet için 3 seçenek var”
“UBP ile CTP veya UBP ile HP’nin oluşturacağı hükümetler meclis iktidarını da mutlak anlamda sağlayabiliyor. Bunun dışında CTP-HP ve bunu 26’ya ulaştıracak seçenek kalıyor. Dolayısıyla birden çok model değil de 3 model hakkında konuşmamız gerekiyor. CTP ve HP önceden UBP ile bir hükümet oluşumunda olmayacağını dile getirmiştir. Bunu kamu oyuna açık bir şekilde deklare etmişlerdir”
“Şahıslar üzerinden hareket etmiyoruz”
Arıklı’nın “Peki UBP mi? Hüseyin Özgürgün mü? HP, Hüseyin Özgürgün diyor sizce nedir durum?” şeklindeki sorusunu yanıtlayan Şahali “Bizce kesinlikle Ulusal Birlik Partisi. Biz şahıslar üzerinden hareket etmiyoruz. Biz UBP seçmeninin oyuna talip bir partiyiz. Oraya gidip oy verenler de bizim seçmenimiz. Biz bir kitle partisiyiz. Ülke menfaatine göre politikalarımızı belirliyoruz. Bizim UBP’ye oy veren seçmen ile hiçbir sıkıntımız yok ve bizim için kazanılması gereken insanlar olarak görüyoruz. Bizim sıkıntımız Ulusal Birlik Partisi ile” diyerek şunları ekledi:
“UBP’nin 20 aylık dönemi ile ilgileniyoruz”
“Biz sadece Özgürgün’ün bankada izaha ihtiyaç duyulan hesapları ile ilgilenmiyoruz. UBP’nin tüm dönemlerinde özellikle geçmiş 20 aylık dönemde ortaya koydukları tüm icraatlar ile ilgileniyoruz. Altına imza attıkları belgelerle taban tabana zıt icraatlarıyla ilgileniyoruz. Bunların teker teker kocaman bir merceğin altında incelenmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bunu yaparken hükümette UBP ile birlikte olamayacağımızı da biliyoruz. Dahası bizim Ulusal Birlik Partisi ile 9 aylık bir ortaklık dönemimiz oldu o dönemin hem süreci ve hem de sonucu bizim açımızdan çok öğretici bir ortaklık olmuştur. Hem ortakken yol alış biçimimiz hem de ortaklığın bozulması süreci bize UBP’nin çok da güvenli bir ortak olmadığını gösterdi”
“Felek ağlarını ördü”
Güven Arıklı’nın “Peki neden DP. Demokrat parti ile de bir çok kez koalisyon kurdunuz ve olmadı. DP’yi sorgulamayacak mısınız? Önceden sadece ikinizdiniz, şimdi farklı iki parti daha var bu iş nasıl olacak?” sorusu üzerine “Felek ağlarını örmüştür diye bir laf vardır. Aritmetik gereği bazen istemediğiniz şeyleri yapmak zorunda kalırsınız. Ve o yapacağınız şeyde de fayda zarar analizi yaparak bir noktaya erişirsiniz” diyerek “Bizim UBP’ye göre DP ile çok fazla birlikteliğimiz oldu, çok fazla iş başardık, tabii ki başaramadıklarımız da oldu. Bu ortaklıklar sırasında gayri yasal olduğuna ilişkin pek çok argüman söz konusu oldu. Bizim şu an ki motivasyonumuz eğer böyle bir hükümet oluşumu içerisinde büyük parti olarak yer alacaksak geçmişe dönük bir araştırma yapacaksak bunu sadece UBP ile yapacak değiliz. Bizim temel motivasyonumuz siyasete ve siyasetçiyi güvenin tekrar sağlanması olacaktır” ifadesini kullandı.
“Erozyonu ortadan kaldırmak istiyoruz”
Konuşmasında “Siyasetçiden dolayı doğan güven erozyonunu ortadan kaldırmak istiyoruz. Dolayısıyla bunu yaparken sadece UBP hükümet dönemlerine odaklanmak bize bir fayda sağlamaz. Bizim kendimiz ile de ilgili sıkıntılarımız vardır” diyen Şahali “Hükümet formüllerinde eğer olacaksa bir dörtlü koalisyon konsantrasyonumuz bu olacaktır. Bu koalisyonun ortaklarında da bu konsantrasyonu görmekteyim. O yüzden bir denemenin yapılmasında kamu yararı bakımından ciddi bir avantaj söz konusudur.
Çok zor bir süreç sizi bekliyor.Koalisyonda ki partilerle doku uyuşmasını nasıl gerçekleştireceksiniz. İcraatlarınızı nasıl yapacaksınız?” diye sordu.
“Acil çözüm bekleyen sorunlar var”
Kıbrıslı Türk halkının beklentileri olduğunu, şu anda acil çözüm bekleyen bir çok sıkıntı bulunduğunu ileri süren Şahali “Bunlardan bir tanesi de bütçe. İlaç konusunda yaşanan sıkıntıyı da görüyorsunuz. Demek ki nedir 2018’in süratle geçirilmesi ve ona bağlı olarak ülke ve yurttaşın ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. 2017’nin bütçesinde yaklaşık %20’lik bir erime oldu enflasyona bağlı olarak. Hali hazırda zaten yetmeyen bir bütçe vardı bir de enflasyon kaynaklı bir küçülme oldu. Dolayısıyla onu da ele almak lazım. Bunlarla birlikte geçmiş hükümetin seçim telaşı ile atmakta geç kaldığı bir çok adım var. Hem kamu maliyesini sağlamak bakımından hem de ülke ekonomisi istikrarını sağlamak bakımından istikrara kavuşturarak sürdürülebilir hale gelmesi açısından atılması gereken bir çok adım popülist yaklaşımla atılmadı ve ertelendi. Dolayısı ile bunlarla ilgili çok hızlı adımlar atılması gerekmektedir” uyarısında bulundu.
“Çocuklarımızın tabaklarından yemek”
“Oluşacak olan hükümet ister 2’li olsun ister 3’lü olsun öncelikli konsantrasyonunun bu olması gerekiyor” diyen Erkut Şahali “Biz maalesef çocuklarımızın tabaklarından yemek yiyerek beslenen bir halka dönüştürüldük. Biz hep geleceği tüketerek var olmayı tercih ettik. Şu an için gelecekle ilgili umutlar çok daralmış bir durumdadır. Dolayısıyla o umutları tekrardan canlandırmak ve topluma o özgüveni vermek lazım. Koalisyon her zaman zordur. Koalisyon ortaklarının sayısı arttıkça aynı oranda bu zorluk daha da artar onu da biliyoruz” şeklinde konuştu.
“Sayıştay hükümet dairesine döndü”
Programın son bölümünde Sayıştay Dairesi konusunda açıklamalar yapan Şahali “Bunu söylemekte hiçbir beis görmüyorum. Anayasa’nın bağımsız bir kurum olarak tarif ettiği sayıştay ve başkanı maalesef hükümetin bir dairesine dönüşmüştür. Maalesef Sayıştay Başkanı hükümetle girmiş olduğu ilişki nedeniyle bulunduğu yeri hükümetin bir dairesi haline getirmiştir. Örneğin öğretmenlerin hazırlık ödenekleri ile ilgili farklı hükümet dönemlerinde birbirine taban tabana zıt görüşler yazabilmiştir. Bunların hepsini yazan aynı Sayıştay Başkanı’dır” diyerek şöyle devam etti:
“Sayıştaylık Hükümet ile al-ver içinde”
“2011 sonrası istihdam edilmiş öğretmenlerin hazırlık ödeneği alıp alamayacağına ilişkin UBP tek başına iktidardayken farklı CTP’nin koalisyonda olduğu dönemlerde farklı görüş UBP-DP döneminde farklı görüş yazabilmiş bir sayıştay başkanı mevcuttur. Bu sayıştay kendi yasasını UBP-DP hükümetinin ilk yasası olarak meclise göndertmiş bir sayıştaydır. Orada sayıştay denetçilerine belli bir tahsisat öngörerek onların verimliliğini artırmaya yönelik niyetiyle hareket edilmiş ancak günün sonunda sayıştay başkanının %10 olan görev tahsisatı %15’ çıkarılmış 2 sayıştay üyesinin olmayan tahsisatı da %10 oranında verilerek iş kapatılmıştır. Sayıştay Yasası’ndaki değişiklik bu olmuştur ve daha bir çok ilişkiler mevcuttur atamalar ve işe almalar gibi. Hükümet ile bu kadar al-ver ilişkisi içinde olan bir Sayıştay bağımsız denetim organı olarak itibar göremez”
İlginizi Çekebilir