SERMAYE Mİ? İNSAN HAYATI MI?

Dünya covid-19 ile mücadeleyi şekillendirmeye çalışarak bu asrın belasından kurtulmaya çalışmakta. Koronavirüsü’nün yayılma hızı ile orantılı olarak yaşanan korku ve kaygıda yükseliyor. Merkel’in de dediği gibi insanlık 2.Dünya savaşından sonra yaşanan en büyük felaket ile yüzleşiyor..

Bu virüs salgını ne kadar sürer ,nasıl sonuçlanır ,can kaybı ne kadar olur şu an ki en popüler sorular. Burada verilecek cevaplar ise çeşitli senaryolar ile anlatılmakta.

İki önemli senaryo ile şu an için bu sorulara cevap verilmekte. Birincisi ruhumuza ve fikrimize ters gelse de içimizi acıtsa da sonuç itibarı ile gündem de ki yerine koruyarak konuşulmakta. Bu senaryoya göre can kaybı pek önemsenmiyor ,sağlık konusu ve ve pandemi hastane gereksinimi pek ön planda tutulmuyor.. Yani kalan sağlar bizimdir mantığı gütmekte. Bu amansız salgında verilecek kayıplar neyse verilerek ekonomik anlamda bir an önce düzelmeyi umuyor.

İkinci senaryo da ise sağlık tesislerinin çökmemesi ve kuvvetlendirilmesi önemseniyor. Can kaybının olmaması için amansız mücadele içinde bulunuluyor. Bu düşünce ile uzun süre evde kalınması gerektiği gündemde tutuluyor ve evde kal sağlıklı kal deniliyor. Bu da ekonomik olarak düzelmenin uzamasını göze almayı gösteriyor.

Başvurulacak ve uygulanacak bu iki senaryodan birincisi insanlık dışı bir tutum sergiliyor, ikincinsin de ise ekonomik anlamda çok ağır bedelleri olduğu ortadadır. Genel düşünce ise en az hasarla bu illet den kurtulmak için mümkün olanı yapmak.

Koronavirüs insanlık için bir tehdit olmaktan ne zaman çıkar bilmiyoruz. Bunun için iyimser bir tablo çizerek en az hasarla çok kısa zamanda demek gerek. Bu dileğimizi küresel kapitalizm de destekler ama insani değerlerden dolayı değil durağan halde olan kâr ve sermaye birikimi  hayata dönsün diye. Kanaatimce şu ortamda sorulması gereken en önemli soru yaşam virüsün ortaya çıkmasından öncesine döner mi?

Dönmez ise bizi bekleyen tehlikeler nelerdir ? Bir sonra ki yazımda da bu konuyu ele alacağım.