Stratejisini Türkiye düşmanlığı üzerine kurdu
SİYASETKKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 11 Ekim’de yapılacak seçimlerde kampanyasını “Türkiye düşmanlığı” üzerine kurdu. Daha önce KKTC’nin Ankara tarafından yutulabileceğini söyleyen Akıncı son olarak da “Türkiye’nin seçimlere müdahale edeceğini” ima eden çirkin yorumlarda bulundu.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı 11 Ekim’de gerçekleştirilecek olan seçimlere sayılı günler kala, Türkiye karşıtı açıklamalarına hız verdi. Akıncı, Türkiye’nin seçimlere müdahale ettiğini iddia etti.
Avrupa merkezli Euronews kanalına konuşan Akıncı, Türkiye’nin seçimlere müdahale ettiğini öne sürdü. 15 Temmuz’da Türkiye’de sivil yönetimi desteklediklerini ifade eden Akıncı, “Türkiye’nin demokrasisine, sivil yönetimine, halkına onun kararına duyduğumuz saygı gereği bunu yaptık. Şimdi biz de Kıbrıs Türk demokrasisine, halkımızın kararına aynı saygıyı bekliyoruz. Seçimde kimsenin bir taraf olmak gibi bir yanlışa düşmemesini bekliyoruz. Bu konuda ipuçları olduğu için söylüyorum” ifadelerini kullandı. Akıncı şunları şunları kaydetti:
TÜRKİYE GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEDİ
“Müdahalesiz bir seçim, Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini kendisinin belirleyeceği ve şaibesiz bir seçim olması her şeyin üzerinde gelir, buna da her makamın saygılı olması gerekir. Bizi tanıdığını dünyaya ilan eden Türkiye Cumhuriyeti bile tanımanın gereklerini tam olarak yerine getiremediği gibi, Güney Kıbrıs’ı tanımamanın gereklerini de tam olarak yerine getiremedi bunca yıldır.”
BİATÇI BİR ANLAYIŞ OLMAZ
Rumların hakim olacağı bir devlet içerisinde azınlık hakları ile Kıbrıs Türk halkının var olamayacağını söyleyen Akıncı, “Bu mümkün değil ama aynı şekilde Kıbrıs Türk halkı, Türkiye’nin bir alt yönetimi gibi algılanmak da istemiyor” ifadelerini kullandı. Akıncı, daha önce de Türkiye’yi doğrudan hedef alan açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz hafta sosyal medya hesabından Türkiye ile karşılıklı saygı temelinde bir ilişkiyi savunduğunu belirten Akıncı “Bizden Türkiye düşmanı çıkmaz; boşuna uğraşmasınlar ama ‘otur Arap, kalk Arap’ misali biatçı bir anlayış da çıkmaz” İfadelerini kullandı.
TAYFUR SÖKMEN OLMAK İSTEMEM
Akıncı, The Guardian Gazetesi’ne verdiği röportajda da tuhaf ifadeler kullandı. Akıncı, muhabirin “Kırım tarzı ilhak ihtimali” sorusuna ‘korkunç’ cevabını vererek, “İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım” dedi. Tayfur Sökmen, Fransız mandasına bağlı Hatay Devleti’nin 1939’da referandumla Türkiye’ye bağlanmasını kabul etmişti. Kıbrıs’ta federal çözümüne bir an önce varılması gerektiğini ifade eden Akıncı, “Rumlarla birleşme başarılamazsa, Kuzey Kıbrıs daha fazla (Türkiye’ye) bağımlı hale gelir, Ankara tarafından yutulabilir ve de facto Türkiye iline dönüşebilir. Kıbrıslı Türkler laik, demokratik ve çoğulcu kimliğini korumak istiyor. Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’ye bağlanması korkunç olur” ifadelerini kullandı.
Maraş’ı BM açsın
DW Türkçe’ye konuşan Akıncı, “Maraş kararı hükümetin aldığı bir karar. Maraş konusu hükümetin açıklamalarına göre sadece envanter için gündeme getirildi. Envanterden sonraki adımlar son derece önemli. Bunun uluslararası hukuk içinde ve BM ile çatışarak olmaması gerektiğinin altını çizdim. Elbette bunun için hem hükümet hem muhalefet, cumhurbaşkanlığı ve Türkiye yetkilleri biraraya gelip konuşulması lazım. Aksi takdirde bizden çok Türkiye’nin başı ağrır bu konularda ve AİHM’de özellikle” dedi. Akıncı Rum basınına verdiği başka bir röportajda ise Akdeniz’deki doğalgaz arama çalışmalarından dolayı Türkiye’yi uzlaşmazlıkla suçladı.
Kırmızı çizgiyi tartışmaya açtı
2015 yılında Akıncı’nın cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte, 1974’ten bu yana hiçbir koşulda konuşulmayan garantiler gündeme geldi. Hem Türkiye’nin hem de Kıbrıslı Türklerin kırmızı çizgisi olan garantiler Rumlara verilen büyük bir taviz olarak nitelendiriliyor. 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunda, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan arasında imzalanan garanti anlaşması Kıbrıs’ın bir başka devletle birleşmesinin önünü kesti. Türkiye 1974 Kıbrıs Harekatı’nı bu anlaşmaya dayanarak yapmıştı. Seçildiği ilk günden garantileri tartışmaya açan Akıncı’nın sözcüsü Barış Burcu, “kırmızı çizgi olarak” değerlendirilen ‘Garantiler’ konusunun bir tabu olmadığını ve tartışılabileceğini söyledi. Burcu, “Garantiler tartışılacaktır ama önce Kıbrıslı Türkler ve Rumlar belli başlıklarda belli mesafe katettikten sonra” dedi.
Yenişafak
İlginizi Çekebilir