© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Suudilerin sus payı için verdiği para...

Washington Post gazetesi yazarı ve CEO'su Fred Ryan ile gazetenin Uluslararası Görüş Sayfası Editörü Karen Attiah, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin bugün yaptığı açıklamaya sert tepki gösterdi.

Washington Post gazetesi yazarı ve CEO'su Fred Ryan, 'Trump, Suudi Arabistan  Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile işlerini normal bir şekilde devam ettirmek uğruna kişisel ilişkilerini ve ticari çıkarlarını Amerika'nın çıkarlarının üstüne  koymaktadır' dedi.

Washington Post  Uluslararası Görüş Sayfası Editörü Attiah da Kongre'ye harekete geçme çağrısında bulunarak, 'Eğer bunları  yapamazsak, Kaşıkçı'nın öldürülmesi, Amerika'nın ahlaki vicdanı üzerinde ne zamanın ne de Suudilerin sus payı için verdiği paranın silemeyeceği bir kan lekesi olarak kalacak' açıklamasında bulundu.

ABD Başkanı Trump'ın yaptığı Kaşıkçı açıklaması, ABD basınında   "ABD'nin Suudi Arabistan'a desteğini sürdürmesi" olarak değerlendirildi.

Söz konusu açıklamanın ardından Kaşıkçı'nın yazarı olduğu Washington Post ekibinden de Trump'a sert eleştiriler geldi.

"Trump, kişisel ilişkilerini ve ticari çıkarlarını Amerika'nın  çıkarlarının üstüne koyuyor"

Washington Post gazetesi yazarı ve CEO'su Fred Ryan, yaptığı yazılı  açıklamada, "Başkan Trump'ın gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın vahşice öldürülmesine  tepkisi, uzun süredir var olan insan haklarına saygı değerine ve stratejik  ilişkilerimizdeki güven ve samimiyet beklentisine bir ihanettir. Trump, Suudi  Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile işlerini normal bir şekilde  devam ettirmek uğruna kişisel ilişkilerini ve ticari çıkarlarını Amerika'nın  çıkarlarının üstüne koymaktadır." görüşünü paylaştı.

ABD Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA) yürüttüğü soruşturma  sonucunda Kaşıkçı'nın öldürülmesi emrini Prens Muhammed'in verdiği sonucuna  ulaştığını savunan Ryan, "CIA'in bulgularından şüphe duyulmasını gerektirecek bir  neden varsa, Trump acilen kanıtları kamuoyuyla paylaşmalı." çağrısında bulundu.

Ryan, Trump'ın "dünya tehlikeli bir yer" sözüne katıldığını, suçsuz  bir adamın bir devletin emriyle vahşice katledildiğini ifade ederek, "Trump  yönetimde başarısız oldu, şimdi Amerika'nın değerleri ve çıkarlarının savunulması  Kongre'ye düşüyor." ifadelerine yer verdi.

"Beyaz Saray açıklaması, yalanlarla doluydu"

Attiah da gazete için "Kaşıkçı cinayeti, Trump ve Amerika'nın üzerinde  sonsuza kadar leke kalacak" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Geçen hafta ABD basınında çıkan "CIA, Suudi Arabistan Veliaht Prensi  Muhammed bin Selman'ın Kaşıkçı'nın emrini verdiği sonucuna ulaştı." iddiası ile  Kaşıkçı cinayetine ilişkin daha önce farklı kaynaklarda çıkan haberlere değinen  Attiah, "Ortada, Muhammed bin Selman'ın suçlu olduğuna dair gittikçe artan kanıtlar var." değerlendirmesinde bulundu.

Daha önce de Prens Muhammed'in cinayetteki rolünü reddeden Trump'ın  bugün de bu konuda yazılı bir açıklama yaptığına değinerek, "Çocukça ve beceriksizce yazılmış Beyaz Saray açıklaması, yalanlarla doluydu."  değerlendirmesinde bulundu.

"Suudi rejimi, kendi topuğuna sıktı"

Trump'ın Kaşıkçı meselesinde Suudi Arabistan'a karşı tavrının gerçeğin  peşinde koşanları ve Suudi rejimine kafa tutmaya cesaret eden gazetecileri büyük  bir tehlikeye attığını savunan Attiah, makalesinde şu ifadelere yer verdi:

"Trump'ın Muhammed'in eylemlerini inkar etmesi genç ve güç sarhoşu  Muhammed bin Selman'a gelecek 40 ila 50 yıl boyunca Suudi Arabistan ve Arap  dünyasında umarsızca sömürülerine devam edebileceği ve bunun bir sonucu  olmayacağı konusunda sembolik bir yeşil ışık yakıyor."

Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayetine ilişkin birbiriyle çelişkili  açıklamalar yaptığını vurgulayan Attiah, "Suudi rejimi, kendi topuğuna sıktı,  yanlışlarını düzeltip daha hoşgörülü ve barışçıl bir yol seçmektense yalanların  arkasına sığınacağını tüm dünyaya gösterdi." değerlendirmesinde bulundu.

"Kaşıkçı'nın öldürülmesi, Amerika'nın ahlaki vicdanı üzerinde bir  kan lekesi olarak kalacak"

Attiah, Yemen'de Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyonun Husilerle  yürüttüğü iç savaşın 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana dünyanın en büyük insani krizini tetiklediğini ifade ederek, "ABD'nin Muhammed bin Selman'a bu cinayetten  paçayı sıyırmasına izin vermesi gerektiği böylece de Suudi Arabistan'a askeri  ekipman satışını sürdürebileceğine dair oldukça ironik argüman, ahlaki yönden korkakça olduğu kadar, aptalca da bir politika." ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Trump'ın daha önce Charlottesville'deki ırkçı şiddeti  durdurma konusunda yetersiz kalma gibi çuvalladığı birçok nokta olduğunu kaydeden Attiah, makalesine şu ifadelerle son verdi:

"ABD'de yaşayan bir gazetecinin vahşice öldürüldüğü gerçeğine  gözlerini kapamak Trump'ın başkanlığında belki de gelebileceği en dip nokta.  Kongre için şimdi, Suudi Arabistan'a karşı harekete geçme ve Yemen'den, barışçıl  muhalifleri kanlı bir şekilde bastırmaya kadar bu ülkenin tehlikeli  davranışlarının sonucunu ortaya koyma zamanı. Eğer bunları yapamazsak,  Kaşıkçı'nın öldürülmesi, Amerika'nın ahlaki vicdanı üzerinde ne zamanın ne de  Suudilerin sus payı için verdiği paranın silemeyeceği bir kan lekesi olarak  kalacak."

Trump'ın Kaşıkçı açıklaması

ABD Başkanı Trump bugün yaptığı açıklamada, Amerikan istihbaratının  gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili bilgileri değerlendirmeye devam  ettiğini belirterek, "Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın (cinayetle ilgili)  bilgi sahibi olabileceğini" ifade etmişti.

 Trump'ın söz konusu açıklamada "ABD Suudi Arabistan’la sarsılmaz  partnerliğini devam ettirmek istiyor." mesajı vermesi ise ABD'de tepki çekti.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER