© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Tatar: Cumhurbaşkanı halkımızın önünü açan bir Siyaset izlemelidir

Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Ersin Tatar, “ Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Rum uzlaşmazlığını görmezden gelip, kendisine muhalefet yapanları, yeni fikirler masaya konulsun diyenleri eleştirmesinin Kıbrıs Türkü açısından şansızlık olduğunu” belirtti.

Tatar, “ Cumhurbaşkanı Akıncı’yı Rum açıklamaları karşısında Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamı, siyasi eşitlik, Türk-Yunan dengesinin korunması, varılacak çözümün AB hukuku olması, toprak ve mülkiyet konularındaki kendi görüşlerini net bir şekilde halka açıklamaya ve Rum tarafı ile nasıl uzlaşacağını izah etmeye” davet etti.

UBP Genel Başkanı Tatar açıklamasına devamla şunları kaydetti: “ Sayın Akıncı ile şahsi hiç bir sorunumuz yoktur; Olamaz, ama izlediği siyaseti benimsemiyoruz. Bu da bizim en demokratik hakkımızdır. Sayın Akıncı, yeni yıl mesajında, Carans Montana’da yaşananları, kendisinin söylediklerini, Rum tarafının bir buçuk yıldır söyleyip, yaptıklarını bir tarafa bıraktı Kıbrıs Türk muhalefetine ve Türkiye’ye çattı.

Sayın Akıncı, Atatürkçülük’ten, Kıbrıs Türk gençliğini düşünmekten bahsederken bizleri ve Türkiye’yi töhmet altında bırakacak ifadeler kullandı. Şu bilinmelidir ki bizler de en az Sayın Akıncı kadar Atatürkçü’yüz. Atatürk’ün ‘Yurtta Barış Dünya’da Barış’ veciz sözleri bizim için de rehberdir. Biz, Büyük Önder’in sadece bu veciz sözlerinin değil, bütün veciz sözlerinin, ilkelerinin takipçisiyiz. Atatürk’ün Devlet ,millet ve egemenlik kavramlarına verdiği önem halkımız ve bizim için büyük değer taşımaktadır.

Kıbrıs Türk gençliğinin belirsizlikten kurtulması iddia ettiği gibi sadece Sayın Akıncı’nın kendisinin gailesi de değildir. Bizim de en az Sayın Akıncı kadar gençlerimizin önünü görmesi gailemizdir ve o yüzdendir ki Kıbrıs sorununun artık var olan gerçeklere dayalı, yaşayabilir bir sonuca bağlanmasını istiyoruz.

Bu nedenledir ki, 1977 yılından bu yana 42 yıldır devam eden ancak bir sonuç vermeyen federasyon görüşmelerinin hedefinin genişletilip alternatiflerin de ele alınması zamanının geldiğini savunuyoruz. Bize göre federal çözüm Allah’ın emri değildir. Rum tarafı bizim yönetime etkin katılımımızı istemediğine, Türkiye’nin bizim için vazgeçilmez olan garantisinin devamını ortadan kaldırmayı kendisi için vazgeçilmez hedef olarak seçtiğinine göre hala Rumlar’la Sayın Akıncı’nın istediği gibi son bir federal çözüm denemesi yapmanın manası var mı?

Ortak vizyon , ortak zemin, ortak yaklaşım yokken kiminle hangi federasyonu kuracaksınız Sayın Akıncı?

Rumların tutumu netleştiğine göre, Kıbrıs Türkü tarafı ve Türkiye’nin Konfederasyon , AB çatısı altında iki ayrı devlet formüllerini ileri sürmesi neden yanlış olsun ki?

İki ayrı Devlet’in insanları şu ana kadar iki halkın uzlaştığı tek konu olan AB çatısı altında birleşirler, iş birliği yaparlarsa, olmaz mı? Neden, Türkiye ve KKTC siyasi yelpazesinin çoğunluğunun sesine kulak verip yeni fikirleri, çözüm modellerini masaya koymuyorsunuz?

Susacak, arada bir konuşup muhalafete çatacak bir durum yoktur Sayın Akıncı. 2008’de başlayan görüşme süreci 2017 yılı Temmuz ayı başında Crans Montana’da başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bir buçuk yıldır, görüşmelerin hangi zeminde başlayacağı, çerçevesinin ne olacağı, nelerin referans olarak alınacağı gibi konularla halkımız oyalanmakta ama öte yandan izolasyon ve ambargolar devam etmektedir.

Konuşmalı, Meclis’e gelerek, televizyonlara çıkarak durumu halkımıza anlatmalısınız Sayın Cumhurbaşkanı. Halkımız artık bu gidişattan bıkmış usanmıştır. Önümüzü görmek istiyoruz. Bu arada, Sayın Akıncı’nın Türkiye’nin yıllardır sergilediği tutum ortadayken sadece Kıbrıs Türk tarafının çözüm istediğini ileri sürmesinin maksadı aşan bir ifade olduğua inanmak istiyoruz.

Eğer öyle değilse, Sayın Akıncı’nın Türkiye’yi Rumlar’la aynı kefeye koyması gibi bir durum söz konusudur ve bu doğru değildir. Türkiye’yi, Crans Montana sonrası, ‘alternatifler de artık görüşülsün dediği’ için çözüm istememekle suçlamak büyük bir haksızlıktır.

Kimsenin BM parametreleri ile bir derdi yoktur ancak açık ve nettir ki parametrelerin ne olduğu konusunda Türk tarafı ile Rum tarafı arasında derin görüş ayrılıkları vardır. Hal böyleyken Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin son raporunda ifade ettiği gibi yeni fikirler ortaya atmak lazımdır. Sayın Akıncı’nın bir türlü anlamak istemediği budur.

Tanınma konusu ise çok farklı bir olaydır; Çok kere uzmanlar tarafından ifade edilmiştir ki siz masada muhatabınızla birleşme için görüşme yaparken tanınma istemeniz çelişki olur.

Dolayısı ile gençlerimiz maç yapamıyorsa, Sayın Cumhurbaşkanı Azerbaycan’a gidemiyorsa bunun başlıca sorumlusu, Türkiye ya da KKTC’nin yaşatılıp yüceltilmesini isteyenler değil, Rum uzlaşmazlığı ve ona prim tanıyarak Kıbrıs Türk Halkı’nı haksızca cezalandıran ülkelerdir.

UBP olarak bizim Sayın Cumhurbaşkanı’ndan beklentimiz Rum tarafının oyalama taktiklerine aldanmaması,Crans Montana sonrası söylediklerini anımsayarak halkımızın önünü açacak bir siyaset izlemesidir”.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER