Toplumsal psikolojimiz giderek bozuluyor
GÜNDEMCumhurbaşanı Mustafa Akıncı, toplumsal psikolojinin giderek bozulduğunu belirterek, olumsuzluk ve anomalilerin kanıksanır hale geldiği uyarısında bulundu.
“Gemimiz, su alıyor, bir yerlerden başlamak lazım. Sorunları biriktiriyoruz, ana meseleler birikiyor” diyen Cumhurbaşkanı, toplumsal sorunların ve aksaklıkların ortadan kaldırılması için ilk yapılması gerekenin nüfus sayımı olduğunu vurguladı.
Nüfus bilinmediği için eğitim ve sağlığın planlanamadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, ciddi bir nüfus sayımının işin başlangıç noktası olacağını, bunun ardından da Vatandaşlık Yasasının dosyalardan çıkıp gün yüzüne gelmesi gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Akıncı,” Kıbrıs Türk halkı kendini, haklarını ve varlığını korumanın bilinci içerisinde olabilmelidir. Bunun başka yolu yoktır” dedi
14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle bugün Kıbrıs türk Tabipleri Birliğinde tören düzenlendi.
Törene, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Sağlık Bakanı Filiz Besim, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, bazı milletvekilleri ile sağlık örgütleri ve hekimler katıldı.
AKINCI
Tıp Bayramı törenindeki konuşmasına, Nasreddin Hoca’nın bir fıkrasıyla başlayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kendisinden önce yapılan konuşmaları dinlediğinde, meslek örgütlerinin eleştirilerini de Sağlık Bakanı’nın açıklamalarını da haklı bulduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, sağlık örgütlerinin eleştirilerinde haklı olmakla birlikte, kısıtlı bütçe ve imkanlar konusunda Sağlık Bakanının açıklamalarında haklı yönler bulunduğunu ifade ederek, şöyle devam etti.
” Haklı yanlar çok ama ortada bir gerçek var, gemimiz su alıyor. Ben Cumhurbaşkanınız olarak ağzımdan çıkan her sözün nerelere kadar gidebileceğinin bilinci içerisindeyim ama yine de söyleyeceğim. Bir yerlerden başlamak lazım. Sorunları biriktiriyoruz. Gayretliyiz çalışıyouz, imkanlar dahilinde çalıştıklarımız var ama bazı ana meselelerimiz birikiyor toplumda.”
Hekimlerin 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, hekimlerin çok onurlu bir meslek icra ettiklerini, hekimliğin çok büyük uğraş ve emeklerle ulaşılan bir statü olduğunu, hekimlerin insan canıyla uğraşan çok kutsal bir görevi yerine getirdiklerini belirtti ve Kıbrıs Türk hekimine teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, törende yapılan konuşmalarda sadece meslek boyutu içinde kalınmadığını, toplumsal yönüyle değerlendirmeler yapılmasının kendisini mutlu ettiğini, Kıbrıs Tük hekimi ve örgütlerinin toplumu bir bütün olarak gördüğünü bütün sorunlarıyla ilgilendiğini kaydetti.
“TOPLUMSAL PSİKOLOJİ GİDEREK BOZULUYOR”
Toplumsal psikolojinin giderek bozulduğu gözlemini paylaşan Cumhurbaşkanı Akıncı, toplum psikolojisinin bozulduğunu ve acilen birşeyler yapılması gerektiğini vurguladı.
“Olumsuzlukları, anomalileri kanıksamaya başladık toplum içinde” diyen Akıncı, trafik kazalarında yılda 40-50 insanın hayatını kaybettiğini , trafik kazalarını gazete manşetlerinde görünce üzülerek “yine mi” denildiğini ancak sonra yeni bir ölümlü trafik kazasına kadar unutulduğunu anlattı.
Akıncı, inşaatlarda insanların “düşüp düşüp öldüğünü”, alınamayan tedbirler yüzünden yerine getirilemeyen iş yasaları nedeniyle geçen yıl 10 kişinin iş kazasında yaşamını yitirdiğini, bu yıl da bugüne kadar 3 can kaybı yaşandığını ifade etti.
Dün çok değerli bir kişinin soyguın cinayetine kurban gittiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Yazık, günah... Bunlar bizim toplum olarak psikolojimizi bozan hadiseler haline heldi” diye konuştu.
“ÜLKEDE YAŞIYORUZ... NÜFUSU BİLMİYORUZ”
Kendisinden önceki konuşmacıların değindiği nüfus konusuna dikkat çeken Akıncı, “Bir ülkede yaşıyoruz, ama ülkemizin nüfusunu bilmiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı olarak müzakerelere başladığında İçişleri Bakanlığından aldığı rakama göre KKTC kimliği taşıyan sayısı 220 bin iken 3,5 yıl sonra bu rakamın yaklaşık 130 bin artarak, yaklaşık 350 bine yükseldiğini belirtti.
Önceki hükümet döneminde ayda yaklaşık bin vatandaş yapılırken bugün ise ayda 400-500 vatandaşlık verildiğini söyleyen Akıncı, “Nüfus politikamız olmalı” dedi.
Akıncı, “Planlı gelişmenin en temel gerektirdiği unsur da o ülkede yaşayan nüfustur, bunun olması lazım. Nüfus bilinecek ki eğitim planlaması sağlık
planlaması yapılabilsin ve bunun gerekleri yerine getirilebilsin. Biz bunu yapmaktan aciziz çünkü bu rakamları bilmiyoruz” dedi.
“İŞİN BAŞI CİDDİ NÜFUS SAYIMI”
Ciddi bir nüfus sayımının işin başlangıç noktası olduğunu vurgulayan Akıncı, “Her şeyiyle ortaya koyalım ondan sonra da dönüp önümüze bakalım, nereye gidiyoruz, ne yapmak istiyoruz, bu ülkede neyi nasıl planlayıp ne şeiklde götüreceğiz bundan sonraki gelecekte. Eğer bunları yapmazsak bu yakınmalar hiçbir zaman bitmeyecek” dedi.
İşin mevcut şekliyele gidemeyeceğini yineleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, toplumun da gidişattan memnun olmadığını bildiğini, öyleyse bir araya gelip birşeyler yapmak gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk halkının kendini, hakkını ve varlığını korumanın bilincinde olabilmesi gerektiğini, bunun başka yolu olmadığını vurguladı.
Biraraya gelip yapılması gereken çok şeyler bulunduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, Cumhurbaşkanı olarak bu konuda hükümete her türlü desteği vermeye hazır olduğunu ifade etti.
Akıncı, nüfus sayımı konusunda toplumun da bu işi yapmakla yükümlü olan organları; Meclis ve hükümeti desteklemesi gerektiğini söyledi.
VATANDAŞLIK YASASI
Cumhurbsşkanı Akıncı, nüfus sayımından sonra yapılması gereken ikinci şeyin de Vatandaşlık Yasası olduğunu vurgulayarak, bu yasa üstünde çalışmalar yapıldığının bilindiğini, ancak bir türlü dosyalardan çıkıp gün yüzüne gelmediğini, gelmesi gerektiğini vurguladı.
Akıncı, Vatandaşlık Yasasının unutulmaması ve unuttrulmaması gerektiğini ifade etti.
BESİM: “SAĞLIĞI EN ÖN PLANDA TUTTUK”
Sağlık Bakanı Filiz Besim de konuşmasında, Bakanlığına yönelik eleştirilere yanıt verdi.
Sağlık Bakanı Besim, törende tüm meslektaşlarının konuşmalarını dikkatle dinlediğini belirterek, bütün eleştirilerin anlamlı, önemli, haklı ve kendileri için ışık olduğunu kaydetti.
Bakan Besim, hekimlerin en önemli özelliğinin hastalarla empati yapabilmesi olduğunu kaydederek, kendilerine bağlı olmayan nedenlerle çok zor bir yıl geçirildiğini vurguladı.
Bütçesi olmayan bir hükümeti devraldıklarını, ekonomik krizler ve doğal afetler yaşandığını kaydeden Besim, bütün bunlara rağmen sağlığı en ön planda tuttuklarının altını çizdi.
Sağlık Bakanı olarak Bakanlar Kuruluna götürdüğü hiçbir şeyin reddedilmediğini vurgulayan besim, bu hükümetin, sağlığı, kendi koşulları, kaynaklarında en ön planda tuttuğunu vurguladı.
Bakan olarak da sağlığı siyasetin herşeyin üstünde tuttuğunu kaydeden Besim, ekonomik krizlerin yaşandığı çok zor bir yıl geçirildiğini, bu zor dönemde kendilerine çok önemli destek veren örgütler de olduğunu kaydetti.
Eleştirilerin bazılarına yanıt veren Besim, serbest hekimlerin ve özel kliniklerin Sağlık Bakanlığında sayısı yoktur iddiasına yönelik olarak, geldikleri gün verdiği talimatla bütün kliniklerin tüm hastanelerin denetlendiğini ve Sağlık Bakanlığı’nda tüm hekimlerin ve kliniklerin sayısının mevcut olduğunu belirtti.
Kadroların açılmaması ve sözleşmeli hekim alınmasıyla ilgili olarak da, göreve geldiklerinde tüm kadroları Kamu Hizmeti Komisyonu’ndan istediklerini, adil olmayan sınav tüzüğü olduğu için bu kadroların açılmasının istenmediğini, Sınav Tüzüğünü bitirdiklerini, geçtiği zaman bu kadroların açılacağını söyledi.
Sağlık Bakanı Besim, ülkedeki tıp öğrencisi rakamlarının Sağlık Bakanlığında mevcut olduğunu kaydederek, geçmiş günlerde tıp öğrencisi, diş hekimliği öğrencisi ve diğer sağlık bilimlerine öğrenci alınmasına sınırlama getirilmesi için YÖDAK’tan önlem almasını istediklerini kaydetti.
Şu anda bu fakültelerden verilen mezun sayısının çok fazla olduğunu söyleyen Besim, mezun enflasyonuna doğru gidildiğini ancak konuya kayıtsız olmadıklarını anlattı.
TEŞKİLAT YASASI
Teşkilat Yasası ile ilgili eleştirilere de yanıt veren Besim, bu yasayla ilgili 2000 yılından beri çalışıldığını hatırlatarak, Bakanlığı döneminde söz konusu yasa çalışmasının tamalandığını, Meclis’e gönderildiğini, Sağlık Komitesi’nin de ivedilik alarak bu yasanın geçmesi konusunda büyük kararlılık içerisinde olduğunu belirtti.
HPV AŞILARI
Besim, kadınlarda sık görülen rahim ağzı kanserlerinde çok etkin olan HPV aşısını bu yıl tüm imkansızlıklara rağmen ulusal aşı programına aldıklarını, aşıların geldiğini, nisan ayında aşılara başlanacağını anlattı.
BÜTÇE
Sağlık Bakanlığı bütçesinin ilk kez bu yıl yüzde 8’e çıktığını ancak bunu yeterli görmediklerini, yüzde 11-12’lere çıkması gerektiğini kaydeden Besim, kaynakları kısıtlı olduğu ve büyük krizin yaşandığı bir dönemde bütçeyi ancak bu kadar artırabildiklerinin altını çizdi.
Besim, Sağlık Bakanlığı bütçesini gelecek yıl daha çok artırmakta kararlı olduklarını söyledi.
Özeldeki hekimler, kamudaki hekimler diye bir ayrımı kabul etmediğini belirten Besim, hekimliğin kamu görevi olduğunu söyledi.
SEVKLER
Sevklerin fazlalığı konusunun en çok yüreğini yakan konulardan biri olduğunu belirten Besim, en fazla sevk açığını, altyapı ve yoğun bakım sıkıntısı nedeniyle yoğun bakımlarda verdiklerini söyledi.
Yıllar sonra yoğun bakımın ilk kez yoğun bakım gibi tadil edildiğini söyleyen Besim, Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde çocuk yağun bakımı açıdığını, Mikrobiyoloji Laboratuvarı’nın ayrıldığını, atıl durumdaki Adli Tıp binasının tadil edilerek illk kez antropolog istihdam edildiğin ifade etti.
SAĞLIK MERKEZLERİ
Sağlık merkezlerindeki gelişmelere değinen Besim, sağlık merkezlerinde ilk kez kadına dokunacak, kadınların sağlık sorununu tevavi edecek tedavi ve personel istihdam edildiğini, ilk kez bu dönemde sağlık merkezlerine kadın doğum hekimleri gittiğini, ilk kez 4 büyük sağlık merkezinde ultrason cihazı kurulduğunu, laboratuvar kurulmakta olduğunu ve röntgen cihazları kurulduğunu belirtti.
Koruyucu Sağlık Hizmetleri kapsamında Halk Sağlığı Birimi kurlduğunu anlatan Besim, Halk Sağlığı Yasası çalışamalarının başladığını belirtti.
Besim, yıllardır ülkede öğrenim gören yabancı üniversite öğrencilerinin sağlık sigortalarından para alınamadığına dikkat çekerek, Sağlık Bakanlığı ve Eğitim Bakanlığı çalışmasıyla oluşturulan otomasyon sayesinde bu yıl ilk kez Sağlık Bakanlığına ciddi para akışı olduğunu, bu fondaki parayla da ülkeye 15 yıl sonra ikinci kez anjiyo cihazı alındığını sözlerine ekledi.
GÜRKUT: “GAZETE İLANI İLE KAMUDA ÇALIŞTIRILACAK HEKİM VE ECZACI ARAYACAK DURUMA GELDİK …”
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Özlem Gürkut, “Sağlık sorunlarımız devletin tarihinden daha eski. KKTC 35 yaşında ama biz sağlık sistemine dair sorunları 40 yıldan uzun süredir tartışıyoruz. Sağlıkçılar olarak bu uğurda neler yapmadık? Master planlar, sağlık çalıştayları, binlerce toplantı, yüzlerce sendikal eylem… yüzlerce tutulmayan vaatte bulunduk… Maalesef 14 Mart’ta bayram yapacak durumumuz yok” dedi.
Ülkedeki çalışma yasalarının ve şartlarının 8-10 yılda bir değiştiğini belirten Gürkut, birlikte görev yapan hekimlerin farklı statülerde ve farklı özlük haklarıyla çalıştığını kaydederek, “Aynı pozisyonda aktif çalışanlar, emeklilerden daha düşük aylık ücret alabiliyor. Çalışma barışı bozulmuş durumdadır” şeklinde konuştu.
Nüfusun kontrolsüz biçimde arttığını ifade eden Özlem Gürkut, “Sağlığı, eğitimi, alt yapıyı gelecekte nasıl planlayacağımıza, günün ihtiyaçlarını nasıl belirleyeceğimize dair sorunlarımız var. Ekonomik krizle kamusal hizmetlere olan talep de arttı. Sağlık da bunların en başında geliyor. Biz bunu tam olarak karşılayabiliyor muyuz? Hayır, karşılayamıyoruz. İnsanlar özelden hizmet almaya itiliyor” dedi.
Kısıtlı olan bütçenin sevklere ve dışarıdan alınan hizmetlere ayrıldığını belirten Gürkut, “Nüfus karşısında gün be gün artan açığımız artmaya devam edecek” dedi.
Vatandaşların sosyal adalet duygusunun ciddi olarak yıprandığını da belirten Özlem Gürkut, “Kendi ülkemize, kendi devletimize, kendi insanımıza güven sorunu yaşıyoruz. Toplumsal barış bozuldu” şeklinde konuştu.
Kamu ve özel hekimleri entegre edip, hekim işgücünü en verimli şekilde değerlendirecek bir sistemin hala oluşturulamadığını dile getiren Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut, “Özeldeki hekimler ülke kaynaklarından adil yararlanmaktan uzak. Kamudaki hekimler de çalışma şartları günübirlik tüzüklerle sürekli değiştiği için huzursuz” şeklinde konuştu.
Ekonomide tasarrufa ilk olarak hekimlerin maaş haklarından ve ödeneklerinden başlandığını söyleyen Gürkut, kamu reformunun sadece hak budama değil, sağlıkta verilecek 24 saatlik hizmeti aksatma riski de barındırdığını kaydetti.
Kamuda çalışan hekimlerin hizmetlerinin on-call’luk ve nöbetlerle 24 saate yayılabildiğini dile getiren Gürkut, kamu reformunun bu süreleri kısıtlamayı öngördüğünü söyledi.
Gürkut, “Bu düzenleme, bazı servislerde 4 katı hekime ihtiyaç duyacağımız gerçeğini getirir. Süre kısıtlamalarından dolayı nöbet tutacak hekim de bulamayacağız” dedi.
Kamu hastanelerinde hekim, hemşire, teknik eleman, güvenlik görevlisi gibi personel açığı olduğu kaydeden; cihaz, yatak gibi alt yapı eksiklikleri olduğunu söyleyen Gürkut, “Hastanelerde laboratuvar kiti, ilaç ve malzeme eksiklikleri vardır. Hastanelere başvuran hastaların taleplerini karşılamaktan uzağız. MR’a 2-3 ay, ultrasona 2-3 ay, ameliyata 3-4 ay sonraya randevu verebiliyoruz. İnsanlar için bu hizmetler ulaşılmaz oluyor” şeklinde konuştu.
Kamunun da özelin de çağdaş tıp standartlarına uygunluk açısından denetlenemediğini belirten Özlem Gürkut, “Veri akışının ve denetimin yapılabileceği sağlık otomasyon sistemine özel hastaneleri ve sağlık kurumlarını dahil edemedik” dedi.
“Hangi basamak hizmetten neyi beklediğimize karar vermeli, denetimleri ve teşvikleri buna göre planlamalı ve yapmalıyız” şeklinde konuşan Özlem Gürkut, şunları söyledi:
“Üçüncü basamak hizmet veren ve eğitim hastanesi olan Dr. Burhan Nalbantoğlu’ndan kaç yayın yapıldı? Kaç bilimsel vaka, hangi araştırma vakası çözüldü? Aort diseksiyonu ameliyatı, akut lösemi tedavisi yapılıyor mu? Buna bakacağız… Biz hala Burhan Nalbantoğlu’nun verimliğini poliklinikte grip hastası bakılma süresiyle denetliyoruz”
Konuşmasında, hekimlerin meslek icra etmesi için KTTB’ye üye olması gerektiğini de vurgulayan Gürkut, “Sağlık Bakanlığı’nın KKTB üyesi olmayan hekim çalıştırmak durumunda olduğunu görüyoruz. Gazete ilanı ile kamuda çalıştırılacak hekim ve eczacı arayacak duruma geldik. Bin küsur hekimiz var ama niye hekimler kamuda çalışmayı cazip bulmuyor? Bunu düşünmeli, gerekil düzenlemeleri yapmalı, tedbirleri bugünden almalıyız” dedi.
Sağlık çalışanlarına, kadına yönelik şiddetin tırmandığını, trafik kazalarının can almaya devam ettiğini, yağmurun felakete dönüştüğünü ve can kayıplarına neden olduğunu belirten Gürkut, “Kitap bulundurmak suç sayılıp tutuklanmayı gerektiriyor. Arabalar kundaklanıyor, insanlarımız silahlı saldırıda ölüyor. Bunları nasıl çözeceğiz? Bilimin, demokrasinin, adaletin, barış istencinin peşini bırakmamalıyız. İşbirliğini artırmalıyız. Bence iyi yöneticiler, bilenleri bir araya getirip iyi organizatör olanlardır... Kararlılık gösterelim. Adalet ve demokrasi duygusunu zedelemeyelim. Bilgiye saygı ve değer verelim, her türlü canlının yaşam hakkına saygı gösterelim” dedi.
Son günlerde gündem olan bir habere işaret eden, Fransa’da bir kümese girmeye çalışan tilkinin tavuklar tarafından bertaraf edildiğini söyleyen Gürkut, “Örgütlü mücadele hayat kurtarır” şeklinde konuştu.
İlginizi Çekebilir