Türk bilim kadınının büyük başarısı
DÜNYATıbbi genetik uzmanı Hülya Kayserili, İstanbul’da 7 yıl arayla kolsuz ve bacaksız doğan iki ailenin çocuklarının peşine düştü ve meslektaşlarıyla bu tip doğumlara bir genin sebep olduğunu ortaya çıkardı. Karabey “İleride kol ve bacak eksikliği görülen kişilerin kendi uzuvlarının üretilebilmesi mümkün olabilir” dedi.
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Hülya Kayserili ile Prof. Dr. Bruno Reversade önderliğinde, Fransız, Portekiz, Hintli ve Belçikalı klinisyen ve araştırmacılar, kol ve bacakların hiç gelişmemesine yol açan geni buldular. Ardından genin reseptörlerini (almaç) tanımladılar ve hayvan modellerinde çok sayıda uzvun oluşabildiğini gösterdiler. Çalışma verileri bilim dünyasında geniş yankı yarattı ve birçok farklı alandaki araştırmanın da önünü açmış oldu.
Saygın tıp dergilerinden Nature’da yer bulan araştırma farklı ülkelerdeki bilim insanlarının işbirliğiyle gerçekleştirildi. Tıbbi genetik uzmanı Prof. Dr. Kayserili’nin yaklaşık 7 yıl arayla değerlendirdiği iki ailenin anne karnındaki bebeklerinde, hemen hemen aynı kol ve bacak anomalisine (ayrıca akciğer gelişimleri yok ve dudak-damakları yarık) rastlayınca, genetik olabileceğini düşündü ve araştırma yapmaya karar verdi.
İstanbul’da yaşayan iki ailenin soyadlarının aynı ve çok uzak akraba oldukları sonradan anlaşıldı. İki ailenin, toplam dört fetusunda daha önce tanımlanmamış, ağır gelişimsel iskelet bozukluğu, yeni bir sendrom olarak tanımlandı. ERA-net CRANIRARE projesi kapsamında TÜBİTAK desteği ile sorumlu gen, RSPO2 saptandı. Ardından ağır iskelet anomalileri olan çok sayıda hasta ve fetus RSPO2 geni için taranınca, kolları, bacakları olmayan yarık damak dudaklı bir fetusta daha aynı genin ağır mutasyonu saptandı.
Prof. Dr. Kayserili, daha fazla hastaya ulaşabilmek için benzer çalışmaları literatürde taradı. Portekizli bir meslektaşının kolsuz, bacaksız, yarık damak dudaklı bir bebekle ilgili yazısına rastlayınca, ondan bebeğin DNA örneklerini istedi. Fransa ve Hindistan’dan doktorlar benzer aile örneklerini yolladı. Sonuçta toplam 4 ülkeden, 5 ailenin genetik örneklerinde yeni tanımlanan gende (RSPO2) mutasyonlar saptanmış oldu.
SEMENDER GİBİ
Prof. Dr. Kayserili, çalışmasıyla ilgili şunları söyledi: “İnsanlarda kol ve bacakların neden eksik oluştuğuna dair yeni genetik bulgular elde ettik. Kurbağa modellerinde RSPO2 geni ortadan kaldırıldığında, kurbağa yavrularının da ön ve arka ayaklarının oluşmadığını gözlemledik. Bu çalışmadan önce görevi bilinmeyen iki diğer proteinin, ZNFRF3 ve RNF43, kol/bacak oluşumunda RSPO2 ile etkileşime geçerek önemli rol oynadığını saptadık. İnsan ve hayvanlarda RSPO2 proteini olmadığında, kol ya da bacakların oluşmadığı gözlemlenirken, ilginç bir şekilde RSPO2’nin iki reseptörünün ZNFRF3 ve RNF43, işlevi ortadan kaldırıldığında, bu kez canlılarda (kurbağa embriyolarında) fazla sayıda kol ya da bacak oluştuğu kanıtlandı. Bu çalışma ileride kol ve bacak anomalisi ile doğan veya farklı nedenlerle uzuvlarını kaybeden kişiler için kendi uzuvlarının üretilebilmesinin mümkün olabileceğine işaret ediyor. Tıpkı bir semenderin kopan uzvunun yerine yenisini geliştirmesi gibi.”
KANSER İÇİN DE UMUT OLDU
Sözkonusu araştırmalar kanser açısından da önemli. Kol ve bacak gelişiminde temel rolü tanımlanan RSPO2, kolon ve rektum kanserlerinin yüzde 15’inde mutasyona uğruyorlar. Bu çalışmadan edinilen bilgiler, kanser hastaları için erken tanı ve yeni tedavi umudu olabilecek.
İlginizi Çekebilir